2.1

376 27 43
                                    

Bu sabah kampüse giderken aramızda biri daha vardı. Artık Atlas da bizimle beraberdi. En son evimde söyledikleri biraz aklıma takılmıştı. Ben de bizimkilerle tanıştırdım.

Derin ve ben Atlas la çok iyi anlaşıyorduk. Uras zaten herkesle konuşabilecek bir yapıya sahip olduğundan sorun yapmamıştı. Batın biraz soğuk yapıyordu anlamadığım bir şekilde. Ama yapısı dolayısıyla olsa gerekti.

Kampüs sonrası kafa dağıtmak için plan yapmıştık. Hep beraber bende takılacaktık. Aynen öyle oldu. Kampüsten sonra eve gelip bütün şişeleri çıkarttım. Birkaç atıştırmalık da hazırlayıp herkesin gelmesini bekledim.

Daha sonra kapı çaldı. Hepsi gelmişti. Uras yanağımdan makas alıp önden gitti. Arkasından Derin ve Atlas da içeriye geçti. En son Batın kalmıştı. Elindeki poşetleri gördüm ve yardım ettim.

"Şerefsizler hepsini bana taşıttılar." dedi. Gülmüştüm.

"Naber?" dedi.

"İyidir. Sen?" dedim elim dolu olduğu için ayağımla kapıyı kapatmaya çalışırken. 

"Ben de iyiyim." İçeriye geçtiğimizde Uras'ın hemen atıştırmalıklara yumulduğunu gördüm. Altın günü için yaptığı yemeklere ilişen çocuğun annesi gibi eline şaplak attım. Dudağını kıvırıp koltukta geriye doğru yaslandı.

Ben şişedeki şarabı bardaklara dolduruyordum. Batın da bana yardım ediyordu. Atlas telefonuyla ilgileniyordu. Uras, Derin ile tepişiyordu. Birden Uras'ın ayağı koluma çarptı. Bardaktaki ağzına kadar dolu olan şarap Batın'ın üzerine döküldü.

Telaşlanarak ayağa kalktı. Refleksime hakim olamayıp ben de ayağa kalktım. Güzelim beyaz tişörtü mahvolmuştu.

"Lavaboya gidip yıkayalım hemen." dedim. Benim yüzümden olmasa da biraz suçlu hissediyordum.

Lavaboda tişörtü yıkayabilecek bir sabun arıyordum. Kurumaması için acele ederken elime ilk geçen şampuanım olmuştu. Bir tek onu severek kullanıyordum.

Arkamı döndüğümde Batın'ın çıplak vücuduyla karşı karşıya kalmıştım. Gözümü vücudunda gezdirirken yapılı ve güzel olduğunu fark ettim. Maşallah kırk yıllık tatlıcıyım böyle baklava görmedim!

Gözlerimi kırpıştırıp kendime gelmemi sağladım. Yüzüne baktığımda sırıttığını fark ettim. Ulan hayır yaa! Kim bilir nasıl bakmıştım ona.

Kulaklarımın yandığını hissettim. Utanınca böyle oluyordu. Evet doğru çok utanmıştım.

O da bunu anlamış olacaktı ki gülerek elimden şampuanı alıp tişörtüne döktü. Ne kadar temizlemeye çalışsa da şarap lekesi gitmiyordu. Gitmez tabii!

Tişörtü lavabodaki havluluğa astık. Uras'ın tişörtlerini alıp giymeyi çok seviyordum. Bu yüzden belki Uras'ın tişörtlerinden vardır diye odama gittik.

Ben kıyafetlerimin arasında uygun bir şeyler bulmaya çalışırken o da odamı inceliyordu.

"Güzel gitarmış. Çaldığını bilmiyordum." dedi.

"Evde yalnızken çalıyorum. O yüzden."

Birden gitarı alıp çalmaya başlamıştı Batın.

"Ben de senin çaldığını bilmiyordum." dedim.

"Yalnızken çalıyorum. O yüzdendir."

Kulağıma gelen o şarkı içimi kıpırdatmıştı. Garip hislere kapılmıştım. Aklıma direk Alp gelmişti. Bu şarkıya bayılıyordum.

Ah o güzel gözlerin döndürüyor başımı
Lütfen seni izlerken hor gör bu telaşımı

Şarkıyı söyleyen Batın, Aklımda Alp, zihnimde Derin'in Batın dan süphelenişi... Kafam allak bullaktı. Buna rağmen şarkıyı söylememek için kendimi zor tutuyordum. Ya da tutamıyorum...

Tut elimden gidelim bu şehirde huzur yok
Sıcak şarap içelim ne de olsa vakit çok.
Dayanamıyorum hayallerim çok ağır
Bana yardım et kime konuşsam sağır.
Bana neler yazdırdın hiç farkında mısın
Özelsin benimsin bu da en büyük şansım
İnsanlar konuşuyor ama hiç duymuyorum
Aklım fikrim hep senden karşı koyamıyorum
Dayanamıyorum hayallerim çok ağır
Bana yardım et kime konuşsam sağır.

"Sesin çok güzelmiş Yüsra'm."

SICAK ŞARAP || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin