sevilene verilen sevdiği hediye • incir barışı

5.3K 346 49
                                    


Yaprağın içine kumlardan, otlardan ve taşlardan yaptığım karışımdan koyup annemden gördüğüm gibi sardım. Dolma yapıyordum. Sardıklarımı oyuncak tepsime sırayla diziyordum. Çorba çoktan hazırdı. Tatlı ve henüz karar vermediğim bir yemek daha yapmalıydım yaprakları sarma işi bittikten sonra.

Biraz daha yaprak toplamak için kalkıp oyun oynadığım yerden uzaklaştım. Evin bahçesinden çıkıp karşıdaki evin duvarının dibinde çıkan sarmalık yapraklarımın yanına gittim. Bir kaç tane daha toplayıp ayağa kalktığım sırada karşıdan bana doğru gelen Sefa'yı gördüm. Koşarak ondan uzaklaşmaya başladım. O da peşimden koşuyordu. Ondan korkmuştum  en son görüşmemizde bana vurunca. Sonrasında teyzeme kalmaya gitmiştik, uzun süre görüşememiştik. Bu yüzdendi kaçışım. Ama sonunda yakalandım. Ne de olsa benden bir kaç yaş büyüktü ve erkekti. Ondan kaçmakta başarısız olmuştum her zaman.

"Niye kaçıyorsun!" deyip gözlerini büyüterek bana baktı.

"Korkuyorum senden!"

"Benden mi kokuyorsun? Niye korkuyorsun ki?"

"Çünkü canımı acıttın."

"İsteyerek yapmadım. Hem çok oldu o gün geçeli. Sana erikle kiraz topladık ya. Affetmedin mi?"

"Affettim ama korkuyorum."

"Tamam, dur bak şimdi sana ne vereceğim." deyip elinde tuttuğu poşeti bana doğru uzattı ve iki yanından ağzını açıp içindekine bakmam için yakınıma getirdi.

Gözlerim parıldadı, yutkundum. "Hii! İncir!" diye bir nida bırakıp poşetin içine elimi daldırdım ve kocaman bir inciri avuçlayıp soymaya başladım. Kabukları çimlere doğru atıp kocaman bir ısrık aldım incirimden. Lokmamı çiğnerken bakışlarım Sefa'ya kaydı, gülümsüyordu.

"Çok güzel dimi?" deyip yere çöktü ve çimlerin üzerine oturdu. Poşeti önüne koyup iyice açtı ve bir incir alıp soymaya başladı. Ben de karşısına oturdum ve bir incir daha alıp soyarken "Çok güzel." dedim.

"En sevdiğin. Sana topladım, al, hepsi senin." deyip poşeti önüme ittirdi. Çok mutlu olmuştum.

"Teşekkür ederim!" diye heyecan ve mutlulukla gülümsedim. En sevdiğim meyveydi. Hiçbirini incire değişmezdim.

Bir kaç incir yedikten sonra poşetin ağzını bağlayıp sıkıca tuttum. "Bunları da sonra yiyeceğim." deyip ayağa kalktım, Sefa da kalktı. Ben evin bahçesine doğru yürürken o da peşimden geliyordu.

"Yine birlikte oynayacağız dimi?" deyip yanıma yetişti.

Evet dercesine başımı salladım. "Ama şimdi ben dolma yapıyorum." dediğimde oyun yerime geri gelmiştik. Yaptıklarımı inceleyip "Bu dolma değil, sarma." dedi ve oturdu. Ben de oturdum.

"Ama annemler dolma da diyor sarma da."

"Yanlış diyorlar. Sarma bu, sarıyoruz yaparken. Dolma ise bir şeyin içine doldurulur. Dolmabiberin, patlıcanın mesela..."

Anladığını belirtircesine başımı salladım. Birlikte oynadık yine. Bana yardım etti. Güzel yemekler yaptık. Birçok kez dolma deyişimi sarma diyerek düzeltse de oralı olamadım bir süre sonra. Hep düzeltti,  yine de ben dolma demeye devam ettim. En büyük hatam bu olsundu.

 En büyük hatam bu olsundu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Anlamaya başladığı andan itibaren şekillenir insanın hâli. Hatta bir karında kendisi için hayata kapı aralanmasını beklerken başlar. Gördükleri, hissettikleri, yaşadıkları, tanıklık ettikleri ve duydukları birer birer kişinin içine sızar, ona şekil verir. Kişiliğimizin oluşması her ne kadar bunlara bağlıysa da bize bir irade verilmiştir. Başka varlıklara verilmeyen irade... Onu kullanarak her daim güzele koşmak da kişinin elindedir; onu kullanarak güzelden yüz çevirmek de.

-s.k.

🍒

"Allah Teala güzeldir ve güzelliği sever, verdiği nimetin izlerinin kullarında görünmesinden hoşlanır."

🍒

İnsanoğlu bu dünyevi güzellik ve çekiciliklerden "insanca yaratılışının gereği olan maslahatlar ve hayırlar yolunda" faydalanırsa bu hayırlı bir ameldir ve sonucu da insan için iyidir; ama eğer dünyevi çekicilik ve güzellikleri manevi ve kalıcı güzelliklere tercih eder ve kötü amaçlarla kullanırsa bu güzellikler onun için "şerr" olur ve kötü sonuçlar doğururlar. Nitekim Kasas Suresi'nin 60. ayet-i kerimesinde şöyle buyrulur: "Size verilen herşey yalnızca dünya hayatının metâı ve süsüdür, Allah katında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Yine de düşünüp akıllanmaz mısınız?"

BekleyişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin