Bugün yenilmezim.
Yarın ne olacağımı nereden bilebilirim?
Bugün herkesin ulaşmak isteyeceği yerde, zirvede sallanıyorken, esen hafif bir meltemin beni dibe düşürmeyeceğinden emin olabilir miyim?
Bugün Agust-d olarak nefes alıyorken, Min Yoongi'nin dipsiz gözlerinde can vermeyeceğimi tahmin edebilir miyim?
Nasıl yapabilirim ki, kader karşısında öyle yeniğim ki, bir an sonrası için hangi sözleri söyleyebilirim, gerçek olsun...
Herkesin içinde, kendi kazanı kaynıyordu. İçine ne katacağını belirleyen yine insandan başkası değildi, buna inanıyordum.
Yine, herkesin kazanı kendine olsa da, benzer hisler kaynıyordu; tıpkı yürüdüğümüz yol aynı olsa bile ayak izlerimizin farklı olması gibiydi.
Aylardır bana kendimi eksik, güvensiz ve epeyce yalnız hissettiren ne varsa; bugün içimden öylece uzaklaşmıştı, ki bunu dünden tahmin etmem imkansızdı.
Aile kavramını, ailesiz bir çocuğa aşılamak kadar zor bir şey varsa, o da neden ailesiz büyümek zorunda olduğuydu.
Benim annem babam yoktu belki ama, içindeki kazana ortak olan bir kardeşe sahiptim. Aile kavramını onunla birlikte öğrenmiş, böyle büyümek zorunda olduğumuzu birlikte kabullenmek istemiştim.
Ve bir sabah uyandığımda, ondan haber alamamak öldüğümü hissettirmişti. Diğer yarımı kaybetmiş, kimsesiz kaldığımı hissetmiştim.
Kardeştik, aynadaki yansımalarımız farklı olsa da, hislerimiz eşti aslında.
Zemin ayağımın altından kayıyorken, salonda oradan oraya dolanıyordum.
"Nasıl olur?" Diye mırıldandım. "Aylardır kayıptı Vante, aylardır tek bir haber bile alamamışken, üstelik siz şirketin onu kaçırdığını söylüyorken; nasıl olur..."
Vante'nin solukları benimkilere göre öyle düzenliydi ki, sakince oturması ilk defa garip geliyordu.
"Ne zaman gelecek acaba, telefonda da hiçbir şey söylemedi ki..."
Yujin çoktan uyumuştu. Onu yatırmak için çıktığımda, Vante'yi odamda görmeyi beklemiyordum fakat öyle heyecanlıydım ki, ne işi olduğunu sormayı bile unutmuştum.
"İyi mi acaba? Yaralı mı, ya da psikolojisi... sağlıklı mı..."
Başımı ellerim arasına alarak saçlarımı karıştırmıştım.
"Tanrım, delireceğim şimdi..."
Vante'nin dingin sesi kulaklarıma doluşurken, başımı hafifçe kaldırmıştım.
"Sakin ol Agust..."
Yatağın üzerinden kalkarak, etrafından dolaşmış yanıma, pencerenin önüne gelmişti.
Gözlerim gözleriyle buluştuğunda, yakınlığımız içimin ürpermesine yol açmıştı.
Gözlerindeki ifade nasıl kırılırdı bilmiyordum ama, böyle bakmasını istemiyordum.
Gözlerinde kaldıramayacağım ifadeler kol geziyorken, bu kadar yakın olmamız beni diri diri çukura gömülmüş gibi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vante:Nemesis -taegi-
FanfictionKemerlerinizi bağlayın. Uzun bir yolculuk sizleri bekliyor. Devlet için çalışan bir şirketin özel biriminde ajan olarak görev yapan Ajan Kim Taehyung ve Ajan Min Yoongi; hayatlarını alt üst eden iki kaçırılma olayının ardından kendilerini anlaşılmaz...