İçim tenha değil de
Dışıma kapandım hep
Yalanım yok
Hiç halim yok
Beni yordu zaman"Öyleyse, haftasonuna dek haberleşiriz. Uçak biletleri benden..."
Kaşlarımı sahte bir mutlulukla kaldırırken, gülümseyerek Yesung'u onaylamıştım.
"Pekala. İyi geceler."
Yüzündeki gülümseme genişlerken, hafifçe başını eğmişti.
"İyi geceler Yoongi."
Verandanın gözümü alan aydınlatmasıyla başımı öne eğerek sessiz adımlarla ilerliyordum.
Yesung'la buluştuğumuz eğlence mekanında, yüksek gürültüden dolayı başıma giren ağrının duş almadan geçeceğini hiç sanmıyordum.
Jeju meselesinin en azından başını hallettiğim için içim bir nebze rahat olsa da, diğer tüm kısımlar özellikle de Vante'yle dün akşam yaptığımız konuşmadan sonra iyice gerilmeme neden oluyordu.
Tüm ışıklar kapalı olduğundan, uyuduklarını düşünüyordum. Bu nedenle elimde sıkı sıkıya tuttuğum anahtarla kapıyı oldukça sessiz bir şekilde aralamıştım.
Dışarıdaki havaya göre, oldukça ferah bir hava yüzüme çarparken, klimaların açık olduğunu fark etmiştim.
"Geç kaldın..."
Vante'nin, nasıl fark etmediğime oldukça şaşırdığım bir yakınlıkta gelen sesi baştan aşağı titrememe neden olmuştu.
"Uyumadın mı?" Diye fısıldadım diyecek başka bir şey bulamıyormuş gibi.
"Neredeydiniz?"
Üzerimdeki yazlık ceketi sıyırırken, dudaklarımı bükmüştüm.
"Bar gibi bir şey, fena gürültülüydü..."
Vante'nin homurtusu eşliğinde mutfağa ilerlemiş, onun peşi sıra ardımdan gelen adımlarıyla, kendime bir bardak su koymuştum.
"Limon?"
Vante'ye başımı sallayarak yanıt vermiştim. Ağır adımlarla ilerlediği buzdolabından çıkardığı benim için dilimemlemiş, bardağımın içine bırakmıştı.
Karşılıklı oturduğumuz mutfak masasında, yalnız hissedeceğim kadar silik bir tavır takınmış olmasını yadırgamamıştım.
"Yarından sonra Jeju'dayız." Diye mırıldandım sessizliği bozarak. "Yesung hayli kalabalık bir ekiple gitmek istiyor. Çoğunu cumartesi gününe kadar ayarlayabilirim dedi..."
Vante'nin kaşlarını kaldırışını izliyordum.
"Neredeyse üç günümüz var o zaman..." diye mırıldandı. "Öyle mi?"
Suyumdan büyük bir yudum alırken başımı sallamıştım.
"Aynen öyle. "
Vante'nin keskin bakışları üzerimde böylesine dolanıyorken, odaklanmak çok zordu çünkü özellikle ona bakmam için beni uyaran hislere sahiptim.
"Sonra konuşuruz nasılsa..." diye mırıldandım, sanki bakışlarından rahatsız olmuş gibi davranmış olabilirdim ama yine de bir şey söylememişti.
"Ben bir Jimin'e bakayım."
Sakince kalktığım masadan, sırtımdaki delici bakışlarını hissederek ayrılmıştım.
İlişkimiz normal değildi, bunun ikimiz de farkındaydık ama ben kalkıp da artık bir isim koymalıyız temalı konuşmalar yapamazdım.
Vante'den de böyle bir şey beklemiyordum bu nedenle aramıza keskin çizgiler çekmek yerine, daha yumuşak sınırları tercih ediyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vante:Nemesis -taegi-
FanfictionKemerlerinizi bağlayın. Uzun bir yolculuk sizleri bekliyor. Devlet için çalışan bir şirketin özel biriminde ajan olarak görev yapan Ajan Kim Taehyung ve Ajan Min Yoongi; hayatlarını alt üst eden iki kaçırılma olayının ardından kendilerini anlaşılmaz...