Jimin'den
Onu izliyordum.
Ben, öylece oturuyorken, onun Yujin'i çiçekler arasında gezdirişini, omuzlarında uyutuşunu ve dalgın dalgın yürürken, gözleri bana takıldığı an doğan geniş gülümsemesini.
Jungkook'u...
Ona bakarken bakışlarımın buğulandığını hissediyordum.
İçimi saran sıcaklığın yanı sıra, gölgesinin bile verdiği güveni ve tüm acılarını içten bir şekilde kucaklamak istediğim gerçeği, beni bile şaşırtıyordu.
Onu istiyordum.
Daldığında, aklına düşen tek bir isim vardı bunu biliyordum. Ve bundan ölümüne nefret etmekten kendimi alamıyordum.
Yalnızca beni düşünsün istiyordum.
Bu bencilliğimin beni yakıp tüketeceğini bilmek, heveslerimin hepsini bir solukta harcamak istememe neden oluyordu.
Belki bir günlüğüne, birkaç saatliğine hatta bir anlığına bile beni sevdiğini düşünmek, içimdeki fırtınanın yavaşlamasını sağlıyordu.
"Jimin?"
Tam arkamdan yükselen yumuşacık sesi, gözlerimi sımsıkı kapatmama neden olmuştu.
"Efendim?" Diye söylendim.
"Kahve ister misin?"
Kaşlarım kalkarken, başımı hafifçe ona doğru çevirmiştim.
"Yujin uyudu mu?"
Hafif dalgalı saçları alnında öyle güzel duruyordu ki, iç çekmemek için kendimi zor tutmuştum.
"Uyudu." Diye mırıldandı. "Kahve?"
Başımı iki yana sallarken, böyle aptalca davranıyor oluşumu kınamıştım.
"Ah.." diye söylendim. "İsterim, teşekkürler."
Başını hafifçe sallayışınım dalgın gözlerle seyretmiştim.
Üzerimdeki eşofmanı ve tişörtümü düzeltmek için ayaklandığımda, beni yakalayan bakışlarla, içeri girmişti.
"Havası güzel, havuzun yanında içelim."
Sehpanın üzerindeki bebek telsizini cebime atarken, saçlarımı geriye atmış adımlarının arkasına düşmüştüm.
"Ağabeyinle konuştum az önce."
Sesi, beni başka bir dünyaya götürüyormuş gibi hissediyordum.
"Öyle mi?" Diye mırıldandım.
"Evet..." dişleri görünecek kadar gülümsemiş, ardından cümlesine devam etmişti.
"Onu, görüntüsünden dolayı sert bulduğumu düşünüyordum ama, kilometrelerce uzaktan bile, sesiyle hissettiriyor."
Alışkanlığı olduğunu fark ettiğim şekilde, parmaklarını burnunun altına dokundurmuş, ardından devam etmişti.
"Sen ve Yujin hakkında epey endişe duyuyor. Doğrusu, onun gibi bir adamdan böyle hislerle tehdit edilmek, biraz ilginç..."
Sözleri, beni çok eskiye itmişti şimdi de. Ağabeyim, benim ailemdi. Bu hayatta tutunacak tek dalım oydu ve Jungkook'la ailem hakkında konuşuyor olmak, fazla garip hissettirmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vante:Nemesis -taegi-
FanfictionKemerlerinizi bağlayın. Uzun bir yolculuk sizleri bekliyor. Devlet için çalışan bir şirketin özel biriminde ajan olarak görev yapan Ajan Kim Taehyung ve Ajan Min Yoongi; hayatlarını alt üst eden iki kaçırılma olayının ardından kendilerini anlaşılmaz...