19.Bölüm☂

27.9K 224 15
                                    

Zihnen gitmeyi kabullendiğiniz ama bir adım atamadığınız anlar olur. İşte ben o anların birine takılı kalmıştım, bu haddinden fazla canımı yakıyordu. Çocuk kaskını çıkarıp mavi gözlerini gözlerime diktiği andan beri kopmaya yüz tutmuş bir ipin üzerinde duruyormuşum gibi hissediyordum. "İyi misin?" Oldukça düzgün Türkçesi ile konuştuğunda gözlerimi kırpıştırdım. 

"Evet." Gülümseyerek yüzüme bakmaya devam ediyordu bense ruhumda sarsıntıyla oluşan boşluğa düşmemeye çalışıyordum. "Seni korkuttum mu?" Hiçbir tepki vermedim ve yalan söylemeye karar verdim. "Evet gecenin bu saatinde motorunuzu ayaklarımın dibinde durdurmanız korkulmayacak bir şey değil doğrusu." Kaşlarını belli belirsiz çattı ve ardından. "Özür dilerim korkmayacağını düşünmüştüm." Dedi, kibirle yüzüne bakmaya başladım. "Sana böyle düşündüren nedir?" 

Kafasının karıştığını dudaklarını bükerek ve doğru kelimeye bulmaya çalışıp bulamayarak bana göstermişti. "Seni partiden tek başına çıkarken gördüm. Daha önce fakültede selamlaşmıştık Atakan ben." Onu hatırlamadığımı ikimizde biliyorduk. "Şey motorları sevdiğini düşünüyordum ve gerçekten korktuğun için üzgünüm." Bir güzel motoruna birde mavi gözlerine baktım ve uğraşmamaya karar verdim. "Önemi yok, ve bende yürüyüşüme devam etmek istiyorum. İyi geceler." Cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp adeta koşar adım uzaklaştım ve bir kaç dakika sonra onun varlığını yeniden hissettim. Motorundan inmiş bana yaklaşıyordu. Rahatsız hissederek olduğum yerde durdum ve kaşlarımı çatarak onu izlemeye başladım.

Güvenli bir uzaklıkta durup yeniden sıcak gülüşünü gösterdi. "Sana eşlik etmem de bir sakınca yoktur umarım." Bu sefer kaşlarını çatan ben olmuştum. "Sadece seninle yürümek istiyorum, kötü bir niyetim yok." 

"Neden buradasın anlamadım." Omuz silkip, "uzun zamandır buralarda bir Türk'le sohbet etmedim." Dedi, bu benim sorunum değil diyerek onu terslemek istesem de son anda vazgeçip sessizce yürümeye başladım. Bunun bir onay olduğunu fark ederek sessizliğime ortak oldu ve adımlarını adımlarıma uydurmaya başladı. "Ne kadar oldu buraya gelelin?" Düşündüğünü belli eden homurtular çıkarıp, "beş." Dedi, benim buraya gelelim henüz iki ay olmuştu ve beş yıl burada kalabileceğimi sanmıyordum. Şimdiden evimi özlemiştim. 

"Neden buradasın?" Diye sordu aniden, sanki cevabı biliyordu da laf olsun diye soruyordu. Bir süre sessiz kaldım ve sessizliğim beni doğru söylemeye itti. "Benim ki bir kaçış hikayesi." Hiç soru sormadı, sadece sustu ve ben daha fazlasını anlatmak istedim. "Biri vardı, insanlara anlattığım da gençlikte böyle şeyler olur ileride unutursun diyorlar. Ama unutamayacağımı biliyorum, hani şey olur ya bazı ruhlar evvelden aşinadır birbirine bizimkisi öyle bir şeydi." 

"Ve o seni aldattı."

"Hayır aslına bakarsan saçımın tek bir teline zarar vermedi ve söz konusu başka bir kadın hiçbir zaman olmadı."

"Söz konusu şey sanırım-"

"Tahmin etmeye çalışma edemezsin, söz konusu şey benim çocukluğum ve onun çocukluğuydu. Onu delicesine severken ondan kaçmama neden olacak şey ancak güçlü bir korkudur zaten aksi olamaz." 

"Derin konular diyorsun yani."

"Evet, peki sen neden buradasın?"

"Benim ki klasik, ailem yurt dışında eğitim almamı istedi ve benim için sorun yoktu." Hafifçe gülümseyip ellerimi deri ceketimin cebine yerleştirdim. Bakışlarını üzerimde hissettiğimde göz ucuyla ona baktım. "İçimden bir his senin motor sürmeyi sevdiğini söylüyor, belki de bundan önce ki hayatında bir motor yarışçısıydın." Kıkırdayarak ona bir itirafta daha bulundum.

HİSSETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin