İki hafta sonra
XİUMİN' DEN (Min Seok)
Tatil haftamız olmasına rağmen patronlar ünlü bir model geleceği için Sehun ile beni şirkete çağırmıştı. Gerçi sadece Exo' dan herhangi iki üye gelsin demişti ama diğerleri pek yanaşmadığı için mecbur biz yollara düşmüştük.
Sehun:
- Hangi model geldi dersin?
- Bilmem. Herhangi bir modeldir işte.
Sehun ile ilerlerken önümüzden aceleyle geçen bir kız Sehun'a çarptı. Kız, Sehun' a:
- Çok üzgünüm, deyip eğilir eğilmez koşmaya devam etti.
Sehun:
- Kulise gidiyor, menajer veya asistan olmalı.
- Menajer olamayacak kadar genç ve spor giyinmiş. Asistan olduğuna eminim.
- Güzel kızmış.
- Vaay, maknae!
- Bir gidelim mi?
- Gidelim canım gidelim, deyip imayla güldüm.
Birlikte kulise doğru ilerlemeye başladık.
Kulise girerken birileri çıktı. Çıkarken kırmızı elbiseli bir kadın bana çarptı. Özür bile dilemedi. Az önce Sehun' a çarpan kız:
- Onun adına üzgünüm, efendim.
- Hey! Kırmızı elbiseli?
Kırmızı elbiseli kadın bana döndü.
- Sen bana mı seslendin?
- O kelimeler 'Siz bana mı seslendiniz?' olmalıydı. Çünkü sizinle daha önce tanıştığımızı hatırlamıyorum.
Kırmızı elbiseli kadın sinirle gelip önümde durdu.
- Bak şeker çocuk. Hayranımsan eğer hayranımmış gibi davran. Tanıyıp da tanımamazlıktan gelme.
Sinirle güldüm.
- Bak kırmızı elbiseli. Suratım şeker görünüyor olabilir ama senin büyüğün olduğuma adım gibi eminim.
- Allah Allah öyle olmadığını ikimizde çok iyi biliyoruz.
- Hayır ben biliyorum sen değil.
Yoo Seung Ho yanımıza gelip kırmızı elbiseli kadınla konuşmaya başladı.
- Bayan Son Ju Hee, patronum ve şirketimizin grup üyeleri konferans salonunda sizi bekliyor. Bay Xiumin, Bay Sehun ile sizde Exo üyesi olarak konferans salonuna gelmelisiniz.
İsminin Ju Hee olduğunu öğrendiğim kırmızı elbiseli kadın yeniden bana döndü.
- Vaay! Demek meşhur Exo üyeleri sizsiniz ha?
Güldüm.
- Meşhur ünlü manken de sensin ha?
Ju Hee:
- Aynen öyle, deyip hava atarcasına arkasını döndü.
- Nedense daha iyi birini bekliyormuşum.
Ju Hee sinirle bana döndü.
- Sen kim oluyorsun da beni böyle yargılayabiliyorsun.
- Seni yargılamadım ki. Sadece öyle birini beklediğimi söyledim, (başımı Sehun' a çevirdim) Sehun' a.
Ju Hee sinirle gülmeye başladı. Onun gibi ukala birini sinir ettiğim için kendimle gurur duydum.
- Sehun, artık gitsek iyi olur. Bayan Son gelmeden yerlerimize geçmemiz gerekiyor. Kendisi misafirimiz olduğu için ayıp olmasın, değil mi? Deyip konferans salonuna doğru ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUT PARÇASI (Tamamlandı)
Fanfiction"Narin gözlerine değen çiğ damlalarını, Dün seçtiğim bir bulut parçasına koyacağım. Sevgilim, kalbin bir ihtimal kurursa eğer Kesinlikle onu budayıp tekrar sulayacağım. " ~○~ İlayda ve Dilara iki yıl önce ailelerini bir trafik kazasında kaybetmeler...