Park Hye Ju (23)
PARK HYE JU' DAN
Bu Deniz Kozan meselesini Bahar ile konuştuktan sonra biraz daha rahatlamıştım. O mesajı gördüğüm an ellerim titremeye başlamıştı. Pek tehdit içeren bir mesaj olmasada Bahar' ın adı geçince korkmuştum işte. O an Bahar' a sandığımdan daha fazla değer verdiğimi fark etmiştim.
Şimdi Baharlar ile aynı evde yaşamaya başlayacağım için eşyalarımı toplamak ile meşguldüm. Kendi evime taşınmanın hayalini kurarken başka bir eve taşınıyordum ve orada beni neler bekliyordu gerçekten hiç bilmiyordum.
Bahar telefonda arkadaşlarıyla ilgili beni ne kadar rahatlatmaya çalışsa da yabancı bir ortama girdiğim için kasacaktım kendimi biliyordum.
Annemle babam şu an evde değillerdi hatta Kore' de bile değillerdi ama gelince onlara ne söyleyeceğim hakkında da hiçbir fikrim yoktu.
- Off! Bu Deniz Kozan nereden çıktı?
İkinci valizimi de hazırladıktan sonra son kez valizlerimi kontrol ettim. Bir eksik yoktu. Bütün özel eşyalarımı, kitaplarımı neredeyse her şeyimi koymuştum. Ama asıl mesele hazırlamak değildi. Bunları diğer eve nasıl taşıyacağımdı? Üstelik nerede yaşayacağımızı bile daha bilmiyordum.
Telefonum çalmaya başladı. Arayan kişiye bakmadan telefonu açtım. Telefonun ardından tanımadığım bir kadının sesi duyuldu.
- Merhaba Hye Ju, ben Deniz Kozan. Valizlerinin hazır olduğunu umuyorum. Adamlarım yola çıktı seni almaya geliyorlar.
Korkuyla:
- H-hazır e-efendim.
- Güzel, adamlarım yarım saat içinde orada olur. Bu telefonumu kaydet, bir daha aradığımda ben olduğumu bil.
- T-tabi, dedikten sonra telefon kapanma sesi duydum.
- Tanrım bu da neydi şimdi? Ben nasıl bir şeyin içine düştüm? Daha büyük sorun çıkmadan valizlerimi kapatayım.
Valizleri kapattıktan sonra teker teker kapının önüne indirmeye başladım.
Bir tane valizimi tam kapının önüne koymuştum ki kapı çaldı. Delikten baktığımda tanımadığım adamlar olduğunu gördüm.
- Kimsiniz?
- Bizi Deniz Kozan gönderdi. Kapıyı açın.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Üç tane tanımadığım adam içeri girdi. Az önce benimle konuşan adam:
- Bu kadar mı?
- Hayır odamda bir tane daha var.
Üç adamdan biri hızla yukarı çıktı. Diğer adam da kapıdaki valizimi alıp dışarı çıktı.
- Eksik bir şeyiniz kalmamalı. Bir daha uğramayabilirsiniz.
- Bütün gerekli şeyleri aldım beyefendi. Ama ailem burada yaşadığı için birkaç kere gidip geleceğimden emin olabilirsiniz.
- Aramızdan birini haber vermeden buraya gelmeyin yeter.
Gözümü devirdim. Yukarıdaki valizimi almaya giden adam önümden hızla geçti. Bir iç çekip çocukluğumun geçtiği eve baktım.
- Gitme vakti, deyip el çantamı alıp evden çıktım.
Önümdeki adamı takip ettim ve siyah minibüse bindim.
- Bakalım bundan sonraki hayatımda beni neler bekliyor?
Kısa bir yolculuğun ardından yakın bir zamanda satın aldığım evin bulunduğu siteye geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUT PARÇASI (Tamamlandı)
Fanfic"Narin gözlerine değen çiğ damlalarını, Dün seçtiğim bir bulut parçasına koyacağım. Sevgilim, kalbin bir ihtimal kurursa eğer Kesinlikle onu budayıp tekrar sulayacağım. " ~○~ İlayda ve Dilara iki yıl önce ailelerini bir trafik kazasında kaybetmeler...