Karın ve göğüs boşluğumdaki ağrının da bedenime verdiği kırgınlıkla, serin odada titredim.
O sırada konuşmaları duydum.
"Bana böyle söylememiştin Mark." Sesi sert bir adamın konuşmalarını işittim.
"Biliyorum Taeyong." Mark'ın yorgun sesi duyuldu. Sesini duymak bile kalp atışlarımı değiştirmeye yetiyordu.
"S*ktiğim beynin anlamıyor mu? Algılayamıyor musun? Geçen öldürdüğün çocuğun babası harekete geçti. Oğlunu Haechan'ın öldürdüğünü düşünüyor." Dedi az önceki ses. Sinirli başladığı konuşması, sesi azalarak bitti.
Algılayamadığım bir şeyler dönüyordu. Nasıl benim öldürdüğümü düşünebilirdi?
"Ben yaptım, biliyorsun." Mark'ın sesini duydum.
"Biliyorum. Bu çocuk sana engel oluyor, kafan karışıyor dediğimizde bunu yapmanı kast etmiyorduk ama. Bile bile çocuğu onların ateşine at dememiştik! Kurtul demiştik sadece!" Taeyong denen herif konuştu.
Neler oluyordu? Neyi Mark yapmıştı? Ben ne alakaydım?
"Taeyong, ben ne bok yiyeceğim şimdi?" Mark'ın yorgun ve pişmanmışçasına çıkan sesi kulaklarımdan doldu.
"Öldür. Başkası öldürmeden sen öldür." Taeyong mırıldandı.
"Sana Doyoung'u öldür desem ne derdin *mına koyayım!" Mark sinirle gürledi.
"Doyoung ve bu çocuk bir mi Mark? Doyoung benim sevdiğim adam, eşim. Bu çocuksa baş belasının teki. Hem ölmek istiyor demiştin. Öldür, o da rahatlasın, sen de kurtul!" Taeyong da bağırdı.
"Birler Taeyong. Haechan ve Doyoung birler." Mark'ın sesini duydum, kalbimin hızını sayabileceğim evreyi yitirdim.
"S*ktir Mark. Aşık mı oldun?" Taeyong bağırdı, peşi sıra etin ete çarpma sesini duydum.
Birkaç ses daha geldi. Mark'a bir şey olduğu korkusuyla zorlanarak gözlerimi araladım.
"Mark..." Kısık sesle seslendim. Hala etin ete çarpma seslerini duyabiliyordum.
"Mark..." dedim, biraz daha yüksek olduğunu umduğum ses tonuyla.
Anında kesildi yumruklar. Mark, yüzünün bazı noktalarında birkaç damla kanla yanıma geldi.
"Uyanmışsın. Tanrım, uyandın Haechan." Elini yüzümde, saçlarımda gezdirdi.
Uzanıp bir öpücük bıraktı alnıma.
"Lütfen üstümü örtebilir misin Mark? Üşüdüm biraz..." Dedim tebessüm ederken.
"Örterim, dinlen hadi. Dinlen, sonra konuşacağımız çok şey var." Dedi.
Gözlerimi yeniden teslim ettiğim yorgunluğa, karanlığa boğuldum.
Elleri saçlarımı okşarken, yarını unuttum.
***
Medyayı dinleyebilirsiniz, hoş oluyor. Ben ismini bile veremeden ölen kedime ithaf ediyorum bu bölümü...
İyi okumalar. ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Kapanı (MarkHyuck) ✔
FanfictionMark öldürmek için yaratılmıştı. Donghyuck ölmek için Tanrısına yalvarıyordu. Yolları kesişti. Her şey değişti. "Ben ölüme aşıktım, ben göğe aşıktım. O öldürmeye aşıktı, o adalete aşıktı. Bir gece, kesiştik, tanıştık, yarımlaştık. Ben ona aşıktım, b...