Gitmem gerek vakit bitmiş.

299 38 7
                                    

Son gördüğüm surat, gülümseyen suratın olsun isterdim sevgilim.

Kanla kaplı suratın değil.

Son aldığım koku senin güzel kokun olsun isterdim bi'tanem.

Ölü kokan bir ortamdaki barut kokusu değil.

Bak sevgilim, bugün, kuşların ötüşünü ben de duyamıyorum, çok kırgınım kulağıma. Bambaşka ötüyorlardır belki, bilmiyorum.

Ölümünden sonra, senin sesinin harici hiçbir sesi algılayamaz oldum.

Sen yoktun, sağır oldum sevgilim.

Bu aralar çok sık susuyorum, biliyor musun, seninleykenki benle çok tezatım. Artık, düşüncelerim çatışıyorken içimde, dışarıya karşı kuramıyorum ki cümle.

Bugün, bir intihar mektubu yazdım sevgilim. Ağlaya ağlaya karaladım içimi, satırlara derdimi yandım. Anlattım anlattım, yandım.

Yangınım uzun zaman önce başlamıştı gerçi, ama artık alevlerden çıkan dumanlar, zehirliyor benliğimi.

Ve yine bugün, sıkışmış hissediyorum sevgilim; varlıkla yokluk arasında, ölümle yaşam arasında, gitmekle kalmak arasında, dün ile yarın arasında, bugün ile son arasında... En önemlisi ise, senle yokluğun arasında. Kendimi öylesine sıkışmış hissediyorum Mark.

Bir yerde okumuştum; ben gitmelerimin prangasıyım, kendini bir yerden atamayan uçurum, terkedilmiş bir merdivenim...

Öyle ya Mark. Hep öyleydi, değil mi?
Tanrı, bir ay sonunda ölüp ona sığınmadım diye kızıp, seni mi aldı benden Mark?

Halbuki inanmıştım, bu sefer mutlu olabileceğimize inanmıştım.

Mark, Ten'in ölme nedenini öğrendim. Doyoung'a tecavüz etmiş...

Mark, Ten cehennemde midir?

Mark, sen neredesin?

Kendimi öldürdüğümde, kavuşabilecek miyim sana? Halbuki cehennemken benim mabedim, senin cennetine giremem sevgilim.

Beynimde bir parazit var sanki Mark, kemiriyor beni; günden güne unutuyorum hatıranı. Dışarıdan hiçbir şey yok gibi, ama içten içe ölüyorum.

Bugün, bir bankta uzanıyorum, kağıtlar uçuşuyor etrafımda. Üstümde ölü yorgunluğu, koca bir dünyayı omuzlamışım sırtıma, yıldızları seyrediyorum, birkaç damla firar ediyor gözlerimden.

"Ben çok üşüyorum Mark." Mırıldanıyorum.

Duysan, gelsen, sarılsan...

Sonu mutlu biten hikayelere hiç gebe kalmadı düşlerim.

Hep yarımdım, hep eksiktim.

Mark, sevgilim... Yokluğunun acısıyla, var olamasına izin verilmeden ruhu çekilmiş bir ceninim...

Ölüm Kapanı (MarkHyuck) ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin