Harry'nin kafası çok karışmıştı.
Karanlık Lord ayrıldığında, beyni spekülasyonla çıldırmıştı. Narcissa'yı cezalandıracak mıydı, ona zarar verecek miydi? Voldemort, Narcissa'nın ona karşı iyi olmasını gerçekten umursuyor muydu? Harry yaşamını katlanılabilir yapan kişiyi bir daha görebilecek miydi?
Ve o anı, Karanlık Lord Harry'ye ormandaki o geyikle ilgili vizyonu gösterirken ne elde etmeyi amaçlıyordu? Ve sonra, ayrılmadan hemen önce, Harry duymak istediklerinin tam tersini söylediğinde—
'Sana asla, hiçbir şey için yalvarmayacağım.'
Şefkat.
...Neden?
Harry ellerini sertçe saçından geçirdi, onları kafa derisinden koparma isteğine direndi. Tüm bu olanlar yüzünden hayret içinde kalmıştı. Karanlık Lord'un ondan ne istediğini anlamıyordu!
Harry derin bir nefes aldı ve ellerini kucağına bıraktı. En azından büyülü battaniyesi hâlâ ondaydı, neşesizce düşündü.
...Fakat bu gece Uyku İksiri alamayacaktı.
Pekâlâ, kesinlikle onsuz uyuyabilecek kadar rahat olduğunu düşünmüyordu. Belki çabalasa bile uyuyamazdı. Bağımlılık ve tüm bu olanlardan dolayı... Harry battaniyeyi omuzlarına sardı ve akşamını Zihnibend pratiklerine adamaya karar verdi.
Derin nefes al, derin nefes ver...
Kimseyi düşünme, hiçbir şeyi düşünme...
Derin nefes al, derin nefes ver...
Gece yavaşça ilerledi.
———————
Sabah olduğunu varsaydığı zamana kadar, Harry gözünü bile kırpmamıştı.
Gerçekten o kadar olmuş muydu? Belki olmamıştı, belki sadece birkaç saat geçmişti. Nihayetinde, Harry ayak sesleri duyduğunda pek şaşırmamıştı, ona eşlik eden aura siyah ve soğuktu.
Harry, bunun Narcissa'yı tekrar görüp göremeyeceği sorusunu yanıtladığını düşünüyordu.
Bir öfke kıvılcımı Harry'nin göğsünde hayat buldu. Kapının sallanarak açılmasıyla döndü ve yalnızca Voldemort'tan Narcissa'ya ne yaptığını söylemesini istemek için ağzını açtı—
"Merhaba, evlat."
...Ne?
Voldemort'un değil de Narcissa'nın sesini duymasıyla öfke dolu suçlamalar Harry'nin boğazında öldü. Harry hiçbir şey demedi. Hiçbir şey yapmadı. Kesinlikle tanıdık, buz gibi büyü hissiyle orada nefesini tutarak oturdu. Siyah ve merhametsiz. Voldemort.
"Nasıl hissediyorsun?"
Narcissa'nın sesi.
Narcissa'nın adımları ona doğru geliyordu. Narcissa'nın elleri alnındaki cildi okşuyordu.
Voldemort'un büyüsü.
"...Evlat?"
Vardığı gülünç sonuç neredeyse Harry'nin yüksek sesli bir soluk almasını sağlıyordu.
Voldemort buradaydı—Çok Özlü İksir'in etkisi altında—Narcissa Malfoy gibi davranıyordu.
...Neden?
Fakat Voldemort, Harry'nin o olduğunun farkında olduğundan kesinlikle habersizdi. Harry battaniyeyi omzuna daha sıkı sardı, hâlâ yeni keşfettiği insanları sezebilme yeteneğinin ellerinden kaymasına istekli değildi. "İ-iyiyim," diye kekeledi, umutsuzca Narcissa etrafındayken olduğu gibi normal davranmaya çalışarak. "Ben i-iyiyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Glory (Türkçe Çeviri)
FanfictionKaranlık Lord Yasak Orman'da Harry Potter'ın ne olduğunu keşfeder, ve açığa çıkanlar akıl almaz sonuçlara yol açar. Lord Voldemort kazandı... Distopya ise korkunç. Düşmüş bir kahramanın hikayesi, karanlık arzular, ve bir Karanlık Lord'un kaybettiğ...