Trajik depresyon ve sonsuz korku Harry'yi ancak bir süre ayakta tutabilirdi.
Vücudu yorgundu, Narcissa ona Rüyasız Uyku İksiri getirdikten sonra bir geceliğine iyice dinlenmiş olsa da, yeterli değildi. Karanlık Lord gittikten kısa bir süre sonra Harry rahatsız, huzursuz bir uykuya dalmıştı.
Rüyası siyah beyazdı.
Harry bir mağaradaydı.
O mağaradaydı.
Bu sefer tek fark Okul Müdürü'nün onunla birlikte olmamasıydı. Harry siyah ve dipsiz gölün ortasındaki adada yalnızdı. Suyun yüzeyi cam gibi pürüzsüzdü, koyu, durgun ve şu anda bozulmamıştı.
Harry tanıdık taştan çanağa doğru yöneldi. Solgunca ışıldıyordu, renksiz fakat parlaktı. Yaklaştı, kenardan dikkatlice bakarken içinin sahte bir madalyonla birlikte sıvıyla dolu olmasını bekliyordu...
Fazlasıyla şaşırdı, çünkü içinde hasta edici bir iksir ya da bir kolye değil, bir kuş olduğunu gördü.
Küçük bir kanaryaydı. Çanağın dibinde duruyor, ona parlak, siyah gözlerle bakıyordu, minik kafası merakla bir tarafa eğilmişti.
Fakat ufak yaratık ile ilgili en şaşırtıcı olan şey, monoton ve uğursuz etrafına rağmen, renkli olmasıydı. Kanarya tek başına parlak, canlı bir altın sarısıydı, titrek ışığı yayan ise ışıl ışıl renkli tüyleriydi.
Harry kafası karışmış bir şekilde bakakaldı. Belki parlayış biçimindendi, belki de sadece küçük ve altın olmasındandı, ve o bir Arayıcı'ydı, bunun için seçilmiş olsun olmasın, ama aniden Harry'nin içinde onu tutmak için güçlü bir dürtü oluştu.
Yavaşça kuşa uzandı. Öne doğru eğildiğinde kanarya hareketsiz kaldı, sadece orada sinir bozucu bir biçimde kımıldamadan duruyordu.
Ama Harry'nin parmakları ilginç bir şekilde sıcak olan tüyler ile buluştuğunda, kuş aniden kaçmaya başladı. Harry'nin yüreği ani eylem ile birlikte ağzına geldi. Kanarya dokunuşu ile panikledi ve çıldırdı, çanaktan acele bir kanat çırpış ve kaotik, yüksek sesli bir ötme ile uçtu. Harry yaratık pır pır ederek uzaklaşıp, ümitsiz sesleri geniş mağarada ürkütücü bir şekilde yankılanırken dehşet ile izledi.
Biraz sonra kuş gitmişti. Onun panik dolu ve huzursuz edici terör şarkısı Harry'nin zihninden ayrılmadı.
Bir dalgalanma.
Suyun durgun yüzeyinden gelen küçük hareketlenme Harry'nin gözlerinin bir anda oraya gitmesini sağladı. Kusursuz siyahlık düzlemi bir el-solgun bir insan eli-buruşmuş ve çürümüş bir insan eli-yukarı doğru fırladığında bozuldu, adanın kenarından yalnızca birkaç metre ötedeydi-
Harry çığlık attı ve arkaya doğru adımladı, ama döndüğünde gölün karşı tarafından çıkan başka bir kol daha gördü, ardından bir başkasını-daire biçiminde döndü, ama şimdi her yerdelerdi, canlanmış cesetler sudaki hapishanelerinden çıkıyordu ve bu defa bir kayık veya kaçmak için en ufak bir umut yoktu-
Inferiler nasıl veya niçin saldırıyorlardı? Suya dokunmamıştı, onları uyandıracak herhangi bir şey yapmamıştı-Harry cübbesinin cebine uzandı, fakat asası olmadığını fark etti-
İlk ceset onunla birlikte adanın üzerine süründü. Harry canlanmış adamın suratına baktı ve bir dehşet dalgasıyla kim olduğunu gördü-
Sirius.
Harry çığlık attı, panik ve terör boğazından koptu.
Ölü vaftiz babası sallanarak ona ilerliyordu, kolları iki yanına açılmıştı. Harry, sadece gölden çıkan bir sonraki kişinin de başka bir tanıdığı olduğunu görmek için döndü. Bir zamanlar cansız bedenine sarıldığı Cedric Diggory canlanmış ve ona doğru adımlıyordu, yine de canlı olmaktan çok uzaktı-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Glory (Türkçe Çeviri)
FanficKaranlık Lord Yasak Orman'da Harry Potter'ın ne olduğunu keşfeder, ve açığa çıkanlar akıl almaz sonuçlara yol açar. Lord Voldemort kazandı... Distopya ise korkunç. Düşmüş bir kahramanın hikayesi, karanlık arzular, ve bir Karanlık Lord'un kaybettiğ...