Ortadan kayboldular, ve o saniyelik akıl almaz cisimlenme anında Harry korkunç bir yere gidebileceklerinden korktu. Neresi, bilmiyordu, ama kendi hayrına olmayacağı kesindi.
Çok baskı altına girdiği bir andan sonra, kaldığı odada yeniden belirdiklerinde şaşırdı... hâlâ Malfoy Malikânesi ama evin karşı tarafındalardı.
İndiklerinde, Harry aniden bir düzine farklı, zehirli şeyler bağırmayı düşündü—ama Voldemort'un boğazındaki tutuşu sıkılaşarak tam soluk alırken nefesi Harry'nin boğazına tıkadı. Voldemort boynuna doğru eğildi ve,
"Arkadaşların, onların ailesinin ve bu dünyada değer verdiğin her şey adına—dilini tut."
Tehdidini tısladı.
Sözler öyle bir kesinlik ile söylenmişti ki, yapabiliyor olsa bile Harry karşı gelmezdi. Çenesi kapandı, ve Voldemort sırıttı. Büyüsü anlaşılmaz biçimde ışıldadı... Memnundu, Harry fazla çaba harcamadan fark etti. Karanlık Lord çok memnundu.
Ama o toksik istek biraz olsun azalmamıştı.
"İyi çocuk," diye fısıldadı Voldemort, Harry'nin boynundaki tutuşunu gevşeterek.
Harry'ye öfkelenmek için bir an bile verilmedi. O tarifsiz sıcaklık, Voldemort'un dokunuşundan yayılan
mutluluk varlığını kaplamaya başladı ve ruhunun derinliklerinde gezindi.Bütün ruhu, saf ruhu. Harry Voldemort'un buna olan arzusunu hissedebiliyordu—güçlü fakat... kararındaydı. Daha önce yaşadığı gibi onu parçalanabilecekmiş gibi hissettiren, mide bulandırıcı ihtiyaç değildi, ama yine de kafa karıştırıcıydı.
Voldemort onu yakına çekti. Harry bir anlığına onu tekrar öpeceğini sandı, ama yapmadı. Karanlık Lord tıpkı ona anılarını hediye ettiği zamanki gibi alınlarını birleştirdi.
Harry, çok cazip gözükse de ağırlıksızlık hissinde kendini kaybetmemeye, ayık kalmaya çabaladı. Voldemort'un amacı da buydu zaten.
Karanlık Lord iç çekti, Harry'nin boğazını serbest bırakıp parmaklarını nazikçe saç derisinden geçirmeye başlarken—kuşkusuz bu kadar güzel hissettirmesi kafa karıştırıcı olan bir eylemdi—gözleri kapanıverdi. Voldemort, Harry'nin ruhu olan güzel ışığı içiyordu, bütün olmanın tadını çıkarıyordu...
Tıpkı bir bağımlı gibi, Harry düşündü. Bu konuyu daha önce de düşünmüş olabilirdi, ama şimdi bunu kesinlik ile söyleyebiliyordu. Voldemort'un büyüsünün hareket ediş şekliyle—insan horkuluğuna tekrar dokunuyor olduğu için kuvvetli bir rahatlamayla dolup taşıyor ve parıldıyordu—Karanlık Lord'un Harry'nin ruhuna bağımlı olduğu konusunda tek bir şüphe yoktu.
Ve bu, dünyadaki en korkunç kavram değil miydi?
Harry hafifçe geri çekildi, karşılık olarak Voldemort'un parmakları seğirdi ve saçlarını sıkıp Harry'yi kendisine yakın tuttu. "Sakın," diye tısladı, gözleri hâlâ kapalıydı, nefesi Harry'nin yüzüne çarpıyordu.
Oldukça belirsiz fakat tehlikeli bir emirdi. Harry tek basit kelimeden bu kadar şiddetle nefret edebileceğini tahmin etmezdi.
Yine de, dinledi, ve olduğu yerde kaldı. Harry gözlerini kapadı ve teslim oldu. Voldemort'un belirsizliğine rağmen, Harry ondan ne istediğini ve sebebini çok iyi biliyordu. Harry'nin itaat edeceği belli olduktan sonra, Voldemort iki elini de Harry'nin saçları arasında gezdirmeye başladı ve adeta onu sevdi.
Uzun bir süre böyle kaldılar: Harry, hareketsiz kalıp aralarında elektrik teli gibi cızırdıyan o baştan çıkarıcı bağlantıya kendini kaptırmamaya çalışarak; ve Voldemort, parmaklarını saç tutamlarından geçirirken tam olarak bunu yaparak... epey utanmazca hem de, Harry biraz rahatsızlık ve hayret karışımıyla düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Glory (Türkçe Çeviri)
FanficKaranlık Lord Yasak Orman'da Harry Potter'ın ne olduğunu keşfeder, ve açığa çıkanlar akıl almaz sonuçlara yol açar. Lord Voldemort kazandı... Distopya ise korkunç. Düşmüş bir kahramanın hikayesi, karanlık arzular, ve bir Karanlık Lord'un kaybettiğ...