RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI 12. Bölüm

2.5K 215 21
                                    

Dün eklenecek bölümü bugün eklemek zorundayım malesef canlar. Kardeşimin ödevleri avrdı ve pc ondaydı. Umarım beklediğinize değer :) İyi okumalar...


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~~~

Hıçkırık seslerini duyduğunda önce nereden geldiğini anlamadı. Cesaretini kazanıp Eiddwen'e baktığında yaralarının üzerinde gezinen elini gördü. Ve bu yaralar onda tiksinti uyandırmamıştı. Yaralara bakıp ağlıyordu. Caden bunu beklemiyordu. Aynı Eiddwen'in kendisine sarılmasını beklemediği gibi. Ona sarılıp başını okşadığında bütün duvarları yıkılmıştı.

Caden yavaşça başını onun omzuna koydu. Yüzünü göremiyordu ama bedenine düşen taneler hala ağladığını gösteriyordu. Bu sarılmadan kurtulup ondan uzaklaşmalıydı. Ama oradaydı işte. Saçlarını kokluyordu bir yandan. Kendisini yıllar sonra bir kucakta bulmuştu. Kendisini gerçekten sevgiyle saran bir kucakta. Buna nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Ama geri çekilmek istediğinden emin değildi. Suyu alıp yarasını temizlemeliydi. Ama hala ona sarılı vaziyette duruyordu.

"Çok...çok acı çektin. Özür dilerim. Özür dilerim."

Caden Eiddwen tarafından tekrar tekrar şaşırtılıyordu. Ondan özür dilemişti. Neden dilediğini bilmiyordu ama özür dilemesi içinde bir şeyleri çözmüştü.

"Neden?"

"Daha önce engel olamadığım için. Bu yaralar açılırken bir şey yapamadığım için. Bu yaraları..."

Susması gerektiğini hissetmişti Eiddwen. Ne diyecekti daha fazla? Babası olarak bildiği adam adına özür mü dileyecekti? Ima Inwoth'un ona yaptıklarını bildiğini mi söyleyecekti? Ne diyecekti? Her şeyi bildiğini ona nasıl izah edecekti? Özür dilemek bile istemdışı çıkmıştı ağzından. Yaralarını gördüğünde önceden bir şey yapamadığı için acı çekmişti. Kitabı okurken bile bu kadar acı çektiğini düşünmemişti. Ama vücudundaki yaraların hepsi ona kat ve kat acı çektirmişti.

"Yara...yarayı temizlemeliyiz."

"Biraz daha böyle duralım. Biraz daha sarılayım sana. Yapabiliyorken yapayım."

Eiddwen kalbinin ağrısına, mührünün bir davul gibi çarpmasına rağmen ona sarılmak için direniyordu. Sonunda gücü bitip ona sarılırken kendinden geçtiğinde buna değdiğini düşündü.

Caden kendinden geçen Eiddwen'i yavaşça ayırdı kendinden. Yavaşça ağaca yasladı. Yüzündeki gözyaşlarını silmek için uzattı elini. Kendisi için dökülen bu yaşlara inanamıyordu. Hayatında annesi dışında ilk defa birisi onun için acı çekmişti. Oyun oynadığını düşünmüyordu. Oyun oynamayı bilmeyen basit biriydi o. Belki de bu yüzden içinde bir yerler tuhaf hissettiriyordu.

Yarasını sarıp yanına oturdu. Eiddwen'in başını yavaşça omzuna dayadı. Ve beklemeye başladı. Planı bozulmuştu. Onun kahramanı olacaktı. Ama şimdi işler değişmişti. Caden omzuna yaslanan gözyaşlarıyla nemlenmiş yüze baktı. Planı değiştirme zamanı gelmişti. Bazı şeyler öne çekilebilirdi. Bunun ne kadar plan olduğunu düşünsede gerçekten yapmak için can atma sebebinin sadece plandan ötürü olmadığını biliyordu. Sadece kendisine itiraf etmek için hazır değildi.

Zaman geçiyordu. Gökyüzü kararmaya başlamasına rağmen Eiddwen kendine gelmemişti. Caden soğuyan havadan daha az etkilenmesi için onu kendisine çekti. Nefesi yanağına değiyordu. Caden kokusunu içine çekerken kalbinin hızlanışını göz ardı etmeye çalıştı.

Yaklaşan köpek havlamaları, at sesleri onları bulduklarını gösteriyordu. Eiddwen'in elbisesini çekiştirip birkaç yerini yırttı. Ve gerçekleşecek gösteriye kendini hazırladı.

İnsanlar etraflarını sarıp onları bulduklarını söylüyorlardı. Yaklaşan atlılardan biri Ari'ydi. Atından inip hemen efendisinin yanına koştu. Arkadan Lord Pondrath ve ağlaması hıçkırığa dönüşmüş Christiana geldiler at üstünde. Christiana hanımım yanına koşup defalarca ona seslendi. Gözyaşları yeniden akmaya başlamıştı.

Lord Pondrath bir şey demeden atından indi. Eiddwen'in yanına gelip onu kucağına aldı. Adamlarından birkaçı Eiddwen'i atına bindirmesine yardım etti. Lord Pondrath arkasına geçip kızına sıkıca sarıldı. Caden'e bir kere bile bakmadan peşinden evine gelmesini söyledi.

Caden herkesin gözü önünde kendisine bir şey yapmayacağını biliyordu. Ama yeterince insan onları bu halde görmüştü. Olanların başkalarına da yayılması an meselesiydi. Lord Pondrath'ın ona neler diyeceğini sabırsızlıkla bekliyordu. Ari ona yedek bir gömlek getirmişti. Kendi atını ona verip efendisinin eyerini düşürmüş atını aldı.

Caden onu arkada bırakıp Lord Pondrath'ın peşinden gitmeye başladı. Babasının omzunun üzerinden dalgalanan saçları görebiliyordu. Ona yaptıkları için üzülmeye başlayacağını düşünmemişti. Ama şimdi duramazdı. Kimse ona üzülmemişti. Kimse ona acımamıştı. Şimdi Eiddwen'e acırsa onca yıl yaşadığı acılar boşa gidecekti.

Pondrath konağına geldiklerinde atından hızlıca inip Lord Pondrath'ın yanına gitti Caden. Kollarını uzatıp Eiddwen'i alabileceğini söyledi. Lord Pondrath onu hiç duymamış gibi yaptı. Adamı o attan inerken Eiddwen'i tuttu ve Lord Pondrath'a kızını kucağına alıp içeri taşımasında yardım etti. Eiddwen kendine gelmeye başlıyordu yavaş yavaş.

"Caden..."

"Buradayım kızım. Baban yanında. Doktora haber verin hemen."

Lord Pondrath kızını kabul salonundaki koltuğun üzerindeki minderlere yavaşça yatırdı. Caden da peşinden içeri girmiş, kapının kenarında dikiliyordu. Leydi Pondrath, Diedre, hizmetçiler hızla içeri girdiğinde odaya girip kapının yan tarafına çekildi. Sessizce Eiddwen'in etrafındaki kargaşayı izledi.

Eiddwen de kendine gelmişti. Onları sakinleştirmeye çalışıyor, bir şeyi olmadığını yineleyip duruyordu. Kapının yanında duran Caden'e kayıyordu bakışları ara sıra. Lord Pondrath da bunun farkındaydı.

"Lord Caden çalışma odama gidip bekleyebilirsiniz. Sizinle özel olarak daha sonra konuşacağız olanlar hakkında. Önce doktorun kızımı kontrol etmesini istiyorum."

"Baba suç benim. Ondan beni atla gezdirmesini istedim. İzin vermezdin. Hasta olduğumu söylerdin her zamanki gibi. Sadece biraz dışarı çıkmak ve diğerleri gibi olmak istedim."

"Kızım...Şu haline bak.Daha kötü olup olmadığını bilmiyorum bile. Başka yaraların olup olmadığını. Elbisen, omzundaki yara. İnsanlar seni bu halde gördü. Senin hakkında kötü konuşacaklar ne olduğunu bilmeden. "

"Bir yol var aslında baba konuşmalarını engelleyecek."

"Sen düşünme bunları. Dinlen birtanem."

"Caden..."

"Buradayım Leydi Eiddwen."

"Evlen benimle."

RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin