RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI 27. Bölüm

1.2K 125 8
                                    


Ben geldim canlar cananlar. Umarım seversiniz. Son 1 :( Ama ya 1 bölüm daha uzayacak ya özel bölümler gelecek.

~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~


"Seni seviyorum. Seni evinizin oradaki bahçede gördüğümden beri seviyorum."

"Ben seni ... tanımadan sevdim Caden... "

Büyücülerin mırıltılarını arttığında ikisinden bir ışık yayılmaya başladı. Odayı dolduran ışık herkesin gözlerini yummasına sebep olurken iki kelime kaldı geride ...

"Özür dilerim..."

Caden Eiddwen'in özür dilediğini duyunca ona sarılmak istedi ama ışıktan bir şey göremiyordu. Gözlerini açamıyordu. Kendisini sırtüstü yatarken buldu. Gözlerini zorla da olsa açtı ama çevresindeki hiçbir şeyi göremiyordu. Yeniden kapattı. Bu sefer açmaya korkuyordu. Ölmek böyle bir şeydi demek. Canı acımıyordu. Ve Eiddwen yaşamaya devam edeceği için mutluydu.

"Uyan hadi uykucu."

Caden bu sesi tanıyordu ama kim olduğunu çıkaramıyordu. Yanakları ıslanmaya başladığında kendisi de şaşırdı. Bu...ağlıyordu. Ama neden ağlıyordu? Zorla da olsa gözlerini açtığında başucunda eğilmiş kendisine bakan birinin olduğunu gördü. Işığa alışmaya başlayan gözleriyle yeniden baktı.

Bembeyaz bir odadaydı. Hiçbir şey yoktu etrafında. Hayattayken yaptıklarından sonra buraya geleceğini hiç düşünmemişti. Öldükten sonrada acı çekmeye devam edeceğini düşünmüştü. Başucundaki kadına baktığında istemdışı akan gözyaşları daha da şiddetli akmaya devam etti. Bu mümkün değildi. O...

"Anne..."

"Uzun zaman oldu bebeğim."

"Anne...ann...anne...annem...."

Caden önce dizlerine sarıldı. O annesiydi. Ölüp sonunda ona kavuşmuştu. Onu çok özlemişti. Kokusunu içine çekti. Anne diye sayıklamasını durduramıyordu. Dizlerine tutunup ayağa kalktı. Ellerini yanaklarına götürüp unuttuğu her şeyi içine çekmeye çalıştı. Gözleri, saçları, kaşları, çenesinin altındaki beni...annesiydi o. Ona sarılıp saçlarına gömdü yüzünü. Kokusunu derin derin çekti içine.

"Anne...anne sensin.. anne....ben seni çok özledim annee...."

"Bende seni özledim."

"Anne sensiz çok zordu ben ...ben çok acı çektim anne. Yaralar hiçbir şeydi ama kalbim çok acıdı anne. Sen gittin, babam gitti.... Anne siz gidince hayat çok zordu. Kimse beni sevmedi anne....Ben sizsiz çok acı çektim. Ölmek istedim. Ölemedim. "

"Ölseydin üzülürdüm oğlum. Yaşamak her zaman güzeldir."

"Anne...yaşadım ama ...intikam için yaşadım sonra.. sonra onu gördüm anne. Anne o çok güzel.. O Eiddwen. ..o hastaydı. İlk defa iyi bir şey yaptım. Onun için feda ettim kendimi. Onu sevdim anne."

"Caden.. canım oğlum sen ölmedin."

"Hayır anne, ölüp onun yaşaması için ....anne öldüm. Ölmem lazım anne. Ölmeliyim ki o yaşasın . Yaşıyor olamam. Ben yaşıyorsam o...öleyim anne. Ne olur öleyim."

"O da yaşıyor ama başka bir dünya da."

Caden ağlıyordu. Anlamıyordu olan biteni ama ağlamasına engel olamıyordu. Sadece annesine sarılıp bekledi. Düşüncelerini toplamaya çalıştı. Kendisi ölmemişse bu büyü başarısız oldu ve Eiddwen öldü demekti. Ama Eiddwen'de başka bir yerde yaşıyorsa yaşadığı sürece bu hiç önemli değildi.

"Anne ben ölmedim mi? "

"Hayır oğlum. Ölmedin."

"O zaman Eiddwen..."

Annesi Cadeni elinden tutup Eiddwen'i gösterdi. Eiddwen bir yatakta uzanmış ağlıyordu. Kucağında bir kitap vardı. 'Umutsuzluğun Gölgesinde' yazıyordu kitabın üstünde. Caden elini uzatıp ona dokunmak istiyordu ama bu mümkün değildi. Eiddwen bir hayal gibiydi. Elini uzatmaya çalıştığında dalgalanıp kayboldu.

"Ona nasıl ulaşabilirim? Yaşıyorsa onun yanında olmalıyım."

"Şu anda bu çok zor."

"O zaman neden gösterdin bana bunu? Onun yanında olmadan yaşamam zor."

"Sen küçükken babanda bende senin için hiçbir şey yapmadık. Yapamadık. Ben...senin için...sana bir dilek borçluyum oğlum. Yanında olamadığımız her an için üzgünüm. "

"Ben...ben ne yapacağımı bilmiyorum anne. Yaşayacaksam eğer onun yanında olmak istiyorum."

"Onun yanında olamazsın ama ..."

"Tamam o benim yanımda olsun o zaman."

"Dileğin bu mu? "

"Evet. Onsuz yaşamak, yaşamak olmaz. O yanımda olsun. Gerekirse ..."

"Tamam, anladım. O zaman dileğini gerçekleştireceğim."

"Nasıl ama anne?"

"Benim bir dilek hakkım vardı bende bunu senin için kullandım. Benim dileyeceğim şeyi senin dilemeni istedim."

"O zaman...ben ne yapacağım....ne yapmalıyım?"

"O kitabı yazacaksın. Bende bir anahtar kocayağım içine. "

"Ya anahtar başka birini getirirse buraya? Ya Eiddwen olmazsa o?"

"Anne sözü dinle oğlum. Hadi."

"Peki sonra?"

"Aslında zaman bizim bildiğimizden biraz farklı olarak ilerleyecek oğlum. Aslında senin yazdığın o kitap sayesinde Eiddwen yanına gelmişti. Şimid geri döndü."

"O zaman benim o kitabı yazmamın ne anlamı var?"

"İlkinde senin isteğinle gelmişti yanına. Şimdi onunda istemesi lazım. Bekleyeceksin. O kitap onda olduğu sürece yeniden sana dönecektir."

"Nasıl ama..."

"Bir dilekle. Senin dileğin gerçekleşti. Onunkini bekleyeceksin. Eğer seni dilerse yanına gelecektir."

Caden annesine tekrar tekrar sarıldı. Onu bırakmak istemiyordu. Ama gitmesi gerektiğinide biliyordu.

Gözlerini açtığında kendisini Eiddwen'in yatağının yanında buldu. Prens Ian da yatağın yanındaydı. Büyücüler kağının yanında bekliyordu. Eiddwen yanında gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu. Onu böyle görmek kendisine acı versede onun başka bir yerde yaşadığını ve beklemesi gerektiğini hatırladı . Bir rüyaydı belki ama gerçek olursa dünyaların onun olacağı bir rüya. Prens Ian'a bakıp hiçbir şey demeden Eiddwen'i kucakladı. Prens Ian'da onu durdurmaya çalışmadı hiç. Eiddwen'in Caden'ı ne kadar sevdiğini görmüştü. Yaşamak yerine onun için her şeyden vazgeçmişti. Eiddwen ölmemişti ama uyanmıyordu. Uyanmayacaktı.

Caden onu kucakladı ve birçok insanın yanından geçip gitti.



RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin