Ben geldim canlar :) Bu defa biraz kısa bir bölümle geldim ama biraz geçiş bölümü gibi oldu bu.
Ve size kötü bir haber getirdim. 2 Bölüm sonra final yapıyoruz. :( Caden ve Eiddwen'i bende sizler kadar özleyeceğim .
~~~
Eiddwen tenini yakan ısıyı hissedip rahatlıyordu. Gözlerini açmadan uzanmaya devam ediyordu.. Yüzüne değen bir tüy onu huylandırıyordu ama buna rağmen o kadar huzurluydu ki uyanmak istemiyordu.
"Hadi kalk uykucu."
Eiddwen bu sesin sahibini tanımıyordu. En son sarayda olduğunu hatırladığından daha önce tanışmadığı bir hizmetli olduğunu düşündü. Yüzüne değen tüyü yakalamaya çalıştığında sıcacık bir eli yakalamıştı. İstemsizce bir gülümseme yayıldı yüzüne.
"Kalk artık. Gitme vakti."
Eiddwen saraydan gideceğini düşünüp gözlerini yavaşça aralamaya çalıştı. Önce güneş ışıklarının gözlerini kamaştırmasından dolayı bir şey göremedi. Etrafa ve ışıklara alıştığında şaşkınlıktan nefesini tutuverdi.
Bir plajın ortasında yatıyordu. Durgun deniz masmavi çekilde karşısında uzanıyordu. Elinin içindeki elin sahibine döndü. Çok güzel bir kadın duruyordu yanında. Onda tanımlayamadığı bir bilindiklik vardı. Bir yerlerde karşılaştıklarına emindi ama çıkaramıyordu.
"Ben..."
"Sakin ol. Ölmedin. Bunu sadece ufak bir dinlenme olarak düşün."
Eiddwen hala olanlara anlam veremiyordu. En son sarayda yatakta acı çekerken Caden'ın yanında olduğunu hatırlıyordu. Ona olanları anlatmıştı. O da her şeyin geçeceğini acısının hafifleyeceğini söylüyordu. Eiddwen'in gözleri dolmuştu ve ağlamamak için kendisini tutuyordu. Caden hayatının geri kalanını onun yaşayabilmesi için feda etmişti. Sonunda ise büyü işe yaramamış ölen kendisi olmuştu. Buna sevindiğini farketti. Caden'in kendisini feda etmesi ona daha büyük bir acı verirdi.
Ama bu kadın ölmediğini söylüyordu. Belki de bayılmıştı ve bir rüyanın içindeydi.
"Bu bir rüya değil."
Eiddwen ağlarken flu görünen kadına bakarken yüz ifadesini anlayamıyordu. Gözlerini kolu ve elleriyle sildikten sonra yeniden kadına baktı. Onu nereden tanıdığını hala hatırlamıyordu. Bu kadın aklından geçenleri duyup ona cevap veriyordu. Korkmaya başladı.
"Korkma. Aklını okumuyorum. Düşündüğün her şey yüzünden belli oluyor zaten. Korkuyla bana bakınca aklından geçenleri bildiğimi sandığını anladım. Neyse .Hazırla kendini. Burada fazla kalamazsın."
"Burası neresi?"
"Bir nevi dinlenme yeri. Ve senin misafirliğinin kısa sürmesi gerekiyor canım."
"Ben öldüm mü?"
"En başta ölmediğini söylemiştim. "
"O zaman Caden beni kurtarmak için öldü."
"Hayır. Beni iyi dinle. Sen...davetsiz misafirdin. "
"Davetsiz misafir? O dünyada olmamam lazımdı."
"Kesinlikle. O dünyada olmaman gerekirdi."
"Ben...ben kitap okuyordum sadece. Sonra kendimi orada buldum. "
"Biliyorum. Buna sebep olanlardan biri bendim."
"Yani beni sen mi yolladın oraya?"
"Ben bir dileği yerine getirdim. Birine bir dilek borçluydum. Ve bunun için o kitabı yazan kişiye yardım ettim. Kitaplardan birinin için bir anahtar koydum. O anahtar senin doğru kişi olduğuna karar verdi ve seni o dünyaya götürdü."
"Yazar....yazar kim peki? O dünya gerçekten var mı yoksa sadece bir kitaptan mı ibaret? Caden şu an..."
"Yavaş yavaş sor. Hepsine birden cevap veremem. Şimdi o dünya gerçekte var. Ve ben o dünyanın kitabın yazarının isteğini kabul ettim diyelim. Borçlu olduğum dilek yüzünden yaptım."
"O zaman ben o dünyaya gitmeseydim Caden gerçekten Diedre'ye aşık olup ölecek miydi?"
"Anahtarın doğru kişiyi bulması için biraz işleri çarpıtmış olabilirim. Bazı şeyler hala gerçekleşmedi. Senin gördüğün kısma kadar olanlar asıl yaşanmış olanlar. Yani kitap biraz ..."
"Yalan."
"Evet."
"Peki Caden? O şu an nerede?"
"Yatağının yanında."
"Peki ben neden burdayım?"
"Çünkü bunu sen seçtin. Caden senin için hayatından vazgeçmişken sen onun için yaşamaktan vazgeçtin. Kendisini feda etmesini istemedin. Bende senin ölmeni istemedim."
"Şu kimin olduğunu söylemediğin dilek yüzünden."
"Kesinlikle. O zaman şimdi ..."
"Dönme vakti diyelim."
"Döneceksem o dünyaya neden gönderdin beni?"
"Bir şeyler yanlıştı. O kadar acı çekip sağlıksız olma sebebin buydu. Bu devam etseydi Caden hayatını feda etse bile ölecektin."
"O dünyada da ölecek miyim peki?"
"İşler biraz değişecek ama sana..."
"Söyleme. Bir daha oraya dönemeyeceksem söyleme."
"Bunu da..."
"Hazırım gönder beni."
Eiddwen kendisine sarılan kadına istem dışı karşılık verdi. Kendin ağlamamak için tutuyordu. Ama dayanamayıp yanaklarından süzülen yaşların farkında değildi. Gözlerini sıkıca kapatıp rüzgarın kendisini sarmasını hissetti. Gözlerini açtığında yatağında yatıyordu.
Her şey bıraktığı gibiydi. 'Umutsuzluğun Gölgesinde' kitabı yanı başında açık duruyordu. Kitaba sarılıp Caden'ın ismini sayıklayarak ağlamaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
FantasíaEiddwen "Umutsuzluğun Gölgesinde" adlı kitaba tutkundu. Kitaptaki iyi karakterlerden ve başrollerin aşkından ziyade Caden ile ilgileniyordu. Yalnız...öfkeli...kitabın kötü adamı olan Caden. O kadar bağlıydı ki kitaba kitabın sonunu değiştirme şansı...