Merhaba canlar yine ben :))) İyi okumalar dilerim :))
~~~
"Caden...İçimden bir ses bana büyük bir karanlıkta olduğunu söylüyordu. Kendi cehenneminde boğuluyormuşsun gibiydi. Hayaletlerinle tek başına olmana izin veremezdim."
"Sen..."
"Gözlerinden okunuyordu acı çektiğin. Bende o gün özellikle seni öyle bırakırsam kendimi affetmezdim. "
Caden tanıdığı herkesten kırılgan olan bu kızın çektiği bütün setlere rağmen içini görmesine bir anlam verememişti. Ve bu durum sandığından daha çok sarsmıştı onu. Bir şey derse sakladığı şeyleri açığa vuracağını hissettiğinden susmayı tercih ediyordu. Eiddwen'in kendisini bu kadar iyi tanıdığını bilmiyordu. Ona kendisi hakkında bu kadar açık verdiğini sanmıyordu. Onun hakkında araştırma yapmış olabileceğini düşündü. Belki de babasından duymuştu.
Kafasını sallayıp onun hakkındaki düşüncelerinden uzaklaşmaya çalıştı. Bir amacı vardı bu amaç uğruna ne yapılması gerekiyorsa yapacaktı.
"Seni iyi gördüğüme sevindim."
"Olabileceğim kadar iyiyim. "
"Ata binecek kadar iyisin."
"At mı?"
"Benimle ata binmeni rica ediyorum. Birlikte Niğa nehrine gidebiliriz. Belki birlikte piknik yapıp güzel havanın tadını çıkarırız. Sana iyi geleceğine eminim."
"Sen ve ben...ikimiz mi?"
"Benden korkuyor musun?"
Caden onun cevabını beklerken huzursuzlanmaya başlamıştı. Eiddwen yanına yaklaşıp yanağına elini uzattığında donakaldı. Eiddwen yavaşça yanağını okşadı. Eli yanağından göğsine doğru indi. Kalbinin üzerinde durdu. Eiddwen'in kalbinin üzerindeki eli kalbinin daha hızlı atmasına sebep olmuştu.
"Hayır. Hayır senden korkmuyorum Caden. Senden korkmayacağım. Ne yaparsan yap benim için her zaman Caden olacaksın."
Caden daha ne kadar şaşıracağını bilmiyordu. Bu kız onun intikam aracıydı. Ona bakarkan bundan başka bir şey düşünmemesi gerekiyordu. Ama düşünüyordu işte.
"O zaman bunu evet olarak kabul ediyorum."
"Yarın. "
"Seni alırım."
"Ben gelirim. Sen gelirsen babam..."
"Babanın benden hoşlanmadığını biliyorum. Babanla aranın kötü olmasını istemediğim için seni ilerideki çınarlıkta bekleyeceğim."
"Yarın saat 11 de oara olacağım."
"Büyük bir heyecanla bekleyeceğim."
Caden giderken Eiddwen olduğu yerden kımıldamamıştı. Caden onu intikam için kullanmak istiyordu. Bunu biliyordu. Her hareketini, her bakışını sebebini bilirken kabul etmişti. Yinede kendisini sevmesini istiyordu ümitsizce.
Lord Pondraht onu bahçede bulduğunda Caden'in gitmesinin üzerinden epey bir zaman geçmişti. Akşam yemeğini yatağında yemek yerine onlarla beraber masaya oturmuştu. Yemekte her zamankinden daha çok yemeye çalışmıştı hatta. Evdekiler Caden'in onun üzerindeki olumlu etkisinin farkındaydı. Ama bazı şeyler için bunun yeterli olduğunu düşünmüyorlardı.
Erkenden dinlenmeye çekilen Eiddwen ertesi gün Caden'la geçireceği gün için heyecanlıydı. Ona ulaşmak için her yolu deneyecekti.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yatağından fırladı. Hazırlanıp kimseye görünmeden aşağı indi. Caden'in yanına tek başına gitmesi mümkün değildi. Yine suç ortağı olan Christiana'yi aramaya başladı. Onu kilerde bulunca kapıyı yavaşça kapattı. Planını anlattığında her türlü itirazla karşılaştı ama küçük hanımını kıramayan Christiana kabul etti her şeyi.
Evden çıkarken yanlarına bir piknik sepeti aldılar. Görünüşte temiz havadan yararlanması için hanımına eşlik ediyordu. Evden uzaklaştıklarında ve takip edilmediklerinden emin olduktan sonra hızla çınarlığa doğru yürümeye başladılar. Eiddwen çok heyecanlıydı. Bu yüzden kalbi çok hızlı atıyordu. Vücudunun bu yükü kaldırması zordu ama kendisine engel olamıyordu. Christiana ise hanımını daha önce hiç bu kadar mutlu görmemişti. Hastalığından dolayı sürekli evde olan hanımı değişmiş yerine aşık olduğu adamı görmek için her fırsatta evden kaçan biri gelmişti. Bu onu hem mutlu ediyor hem korkutuyordu.
İlerideki Caden ve Ari onları düşüncelerinden kurtarmıştı.Cadenin yanında biri kahverengi diğeri siyah iki at duruyordu. İkiside eğerlenmiş sürüşe hazırdı.
"Geç kalmadım umarım."
"Hayır, ben erken geldim. Pek uyuyamadım heyecandan. Eiddwen bu kahverengi at senin için. Siyah atsa benim."
"Ari ve Christiana?"
"Onlar burada bizi bekleyecekler. Seninle yalnız kalmak istiyorum. Böylece daha iyi tanıyabiliriz birbirimizi."
Christiana karşı çıkacakken Eiddwen durdurdu onu. Caden'in kendisini neden yalnız bırakmaya çalıştığını biliyordu. Oyunu kurallarına göre oynayacaktı.
"Lor...Caden...bir sorun var."
"Ne oldu?"
"Ben at binmeyi bilmiyorum. Hiç denemedim daha önce."
"O zaman benimle birlikte binersin ata. Şu heybeye birkaç yiyecek koyduk. Tek ihtiyacım sensin şimdi."
Eiddwen istemdışı bir şekilde kızardı. Caden onu elde etmek için tüm kozlarını oynuyordu. Bunlara hiç ihtiyacı yoktu aslında. O tamamen onundu.
Caden gelip belinden tuttu ve ata bindirdi. Etrafta kimselere olmadığından ata bacaklarını ayırarak binmesini söyledi. Kendiside arkasına oturduğunda Eiddwen heyecandan bayılacağını sandı. Sırtı Caden'in göğsüne değiyordu. Ondan yükselen sabun kokusu tüm hücrelerini harekete geçirmişti. Gözlerini kapatıp ona daha çok sokuldu. Derin bir nefes aldı sabun kokusunu yeniden hissetmek için. Caden bir eliyle beline sarılıp kendisine doğru çekti.
"Hazır mısın?"
"Hazırım Caden."
Caden atı hızla sürmeye başladı. Kenarından kayışını kestiği eğerin kopması an meseleydi. Düşerken Eiddwen'i sıkıca tutması ve göğsünün üstüne düşmesini ayarlaması yeterli olacaktı. Onun kahramanı olup kalbine yerleşecekti. Planı kusursuz işliyordu.
Kayış aşırı yüklenme sonucunda koptuğunda ikiside fazla hızlı gitmeyen attan düşmeye başladılar. Caden'in kurduğu planlara karşı Eiddwen'in başka planları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
FantasíaEiddwen "Umutsuzluğun Gölgesinde" adlı kitaba tutkundu. Kitaptaki iyi karakterlerden ve başrollerin aşkından ziyade Caden ile ilgileniyordu. Yalnız...öfkeli...kitabın kötü adamı olan Caden. O kadar bağlıydı ki kitaba kitabın sonunu değiştirme şansı...