RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI 2. Bölüm

3.7K 263 39
                                    


Merhabalar. Bu hikayemizde pazar günleri gelecek bir sorun olmazsa :))) hikayenin temelini attık şimdi esas meselelere geçebiliriz :)))


~~~



Dükkan kalabalıktı. Caden koltukta oturup çayını yudumlayan kadına bakıyordu. 16 yaşında bir gence göre yapılıydı. Kadının yüzündeki kırışıklıklar yaşını belli etmesede dünyadaki süresinin uzunluğunu vurguluyordu.

Kendilerine yaklaşan kadını gördüğünde eğilerek selam verdi. Yüzüne kondurduğu sahte gülümseme hiç bozulmamıştı. Çay içen kadın yaklaşan genç hemcinsini kıskançlıkla izliyordu. Kadın yaklaşıp eğilerek kendisine selam verdiğinde dudaklarına götürdüğü fincanın üzerinden ona gülümsedi.

"MerhabaLeydi Ima."

"Merhaba Leydi Lily. Bakıyorumda yalnızsınız bugün."

"Maalesef efendim. Bana size eşlik eden yakışıklı oğlunuz gibi eşlik edebilecek kimse yoktu. Merhaba Lord Caden."

Caden eğilip kendisine uzatılan eli öptüğünde Leydi Ima Inwoth dişlerini sıkmaya başlamıştı. Caden dişlerinin birbirine sürtünme sesini duyduğuna yemin edebilirdi.

"Merhaba Leydi Lily. Sizi gördüğüme çok sevindim."

"Bende. Ama maalesef bu görüşme kısa sürecek. Arabacım dışarıda bekliyor. Başka bir gün sizi ağırlamayı çok isterim."

"Bundan gurur duyarım efendim. Hoşçakalın."

Leydi Lily yanlarından ayrıldığında Leydi Ima fincanı masaya bıraktı ve kalktı. Inwoth kalesine varana kadar kimse konuşmamıştı.

Caden ne yapacağını biliyordu artık. Yatak odasının yanında ki gizli odaya girdi. Kıyafetlerini çıkardı. Yerde ki zincelerin ucundaki kelepçeleri bileklerine bağladı. Arkasını döndüğünde herkesin annesi sandığı kadını gördü.

Onu sokaktan aldığında artık bir ailesi olacağını sanmıştı. Ama 9 yıldır bir an mutlu olduğu bir an hatırlamıyordu. Kendisine oğul değil oyuncak arayan bir kadındı Ima Inwoth. İlk birkaç hafta ona çok iyi davranmıştı. Kendine gelmiş zayıflığı ve hastalıklı hali geçmişti. Yeni annesiyle mutlu olacağını düşünürken korkunç gerçekle tanışmıştı. Önce karşı çıkmıştı ama kaçabileceği bir yer yoktu.

Dışarıdak kusursuz bir anne oğul gibi görükselerde aslında durum farklıydı. İnsanlara iyi davranmasını isteyen Ima iyi davrandığı için onu cezalandırıyordu. Lily denen kadının elini öpmesinin cezası ağır olacaktı. Ama öpmeseydi de saygısızlığı için cezalandırılacağını biliyordu.

Elindeki kalın kırbacı Caden'in sırtına indirdi. Elbisesini çıkarmıştı.Yarı çıplak şekilde kendini Caden'in acısıyla tatmin ediyordu.

"Onun elini öpmek için sabırsızlanıyordun değil mi? Seni ucube!"

Kırbaç darbeleri üst üste iniyordu vücuduna. Soğuk taş yere düşmüştü. Kendinden geçtiği sırada vücuduna inen kırbaçların durmadığını biliyordu.

Kendine geldiğinde odada yalnızdı. Tavana yakın pencereden sızan ay ışığı yaralarının üzerinden akan kan damlalarını aydınlatıyordu.

"Ölmek istiyorum anne. Senin yanına gelmek istiyorum ne olur al benide yanına."

....

28 yaşındaki Caden Inwoth karşısındaki manzaraya bakarken öfkenin içini yaktığını hissediyordu. Hayatında ikinc kez sevdiği insan onu reddetmişti.

Leydi Diedre Pondrath'a intikam için yaklaşmıştı önce. Hayatın kendisine yaşattıklarını ondan çıkarmak istemişti. Neden onu seçtiğinden emin değildi. Belki babasına duyduğu öfke buna sebep olmuştu. Belki de hayata karşı hep gülümsediği için. Küçükken babasının onun adını andığını hatırlıyordu. Ailesinin fakirleşmesinden o sorumluydu.

Ama bu intikam istediği gibi gitmemişti. Onu sevmişti. Ona evlenme teklif ettiğinde Deidre onu sadece arkadaş olarak gördüğü söyleyip Prens Ian Kinloath'ı tercih etmişti. Deidre'nin elindeki kader mührünün benzeri Ian'ında boynundaydı.

Caden artık bir şey yapamayacağını biliyordu. Kader mührüyle birbirine bağlanan kişileri ayırmaya kimsenin gücü yetmezdi. Onlar ruh eşleriydi.

Ian denen adamın Deidre'nin parmağına taktığı yüzüğü görünce öfkesine hakim olamadı. Kılıcını çıkarıp saldırdığında ya ölecekti ya öldürecekti. Prens Ian kılıcını göğsüne soktuğunda hayatının sona erdiğini biliyordu. Deidre prense sarılıp onu öperken son nefesini verdi.

Prens Ian ve Leydi Deidre'nin düğününe komşu ülkelerden insanlar gelmişti. Mutlu çift etrafını selamlarken elleri birbirine kenetlenmişti.

.....


Eiddwen kitabı kapattığında hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Yatağa uzanmış uzun bir günün sonunda kitabı bitirmeye karar vermişti. Ağlamasına engel olamıyordu. Oysaki kötüler cezasını bulmuş iyiler mutlu sona ulaşmıştı. Ama içi yanıyordu. Sanki oradaydı. Sanki Caden'in yarasından akan kan ellerine bulaşmıştı.

Caden'i hiç görmemişti. Okurken tasvirinden aklında bir yüz beliriyordu ama sanki kalbi onu yakından tanıyormuş gibiydi. Acı içindeydi adeta. Kitaba sarılıp dizlerini karnına çekerek ağlamaya devam etti Eiddwen. Ağlayarak uykuya bıraktı kendisini.

RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin