Ben geldim. Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Ama olduğu kadar artık :) hepinizi seviyorum canlar. İyi okumalar...
not: Bol yorum yazın ama ya valla yorum okuyunca mutlu oluyorum :) hatta yeni bölüm 50 yorumdan sonra gelecek . Bu yorumlarda gülen yüz, alkış falan gibi basit yorumlar olmayacak. O zaman haydi başlayalım bakalım neler oluyor :))
Caden içeri girdiği odaya göz gezdirdi. Odanın kocaman pencereleri ve aydınlık bir havası vardı. Pencerenin önünde büyük bir yatak ve yatağın içinde Eiddwen vardı. Onn iki yanında da iki büyücü ayakta bekliyordu. Yatağın yanında komidinin üstünde birkaç bez, ilaç ve su vardı. Odaya çöken hastalık havası bile Eiddwen'in yaydığı ışığı söndürememişti.
Elindeki çiçeklerle çekinerek yatağa yaklaştı. Prens Ian'ın kendisine engel olmasını bekledi bir an ama ona baktığında odaya girdiğinden beri yer değiştirmediğini ve gözlerini Eiddwen'den ayırmadığını gördü. Önce kıskançlık hissetti. Sonra buna hakkı olmadığını düşündü. Eiddwen için ölecekti. Onun yanında kalacak olan prensti. Şimdi ona bakmamasını nasıl söyleyebilirdi ki? Kıskançlığını bastırıp yatağın yanına yaklaştı. Yatağa, Eiddwen'e daha yakın olacağını düşündüğü yere oturdu. Çiçekleri yastığının üstüne bırakıp parmaklarını yüzünde dolaştırdı.
Eiddwen'in yüzü incelmişti. Acıdan ter damlalarıyla kaplanmıştı. Uyutulmasına rağmen acı çektiğini düşündü Caden. Ten rengi normaldekinden beyazdı. Yanaklarının kırmızılığı gitmişti. Elinin yüzünde bıraktığı izleri dudaklarının takip etmesini isterdi ama onun hasta halinden yararlanmak olurdu bu.
"Şu anda uyuyor. Acı çekmediğini söylediler."
"Bu ter damlaları acı çektiğini gösteriyor ama."
"Çekmiyor. Şimdi onu uyandıracaklar. Eğer acısı devam ediyorsa o zaman...uyutulması lazım. Gerekli şeyler hazırlanınca onu yeniden uyandıracaklar. O zaman son kez..."
"Tamam."
Büyücüler yatağı kapsayan bir büyü çemberi yapıp mırıldanmaya başladılar. Çemberin ışığı hepsini kapsayıp gözlerini kamaştırdığında Caden başını çevirip gözlerini kapattı. Gözlerini ne kadar süre kapalı tuttuğunu bilmiyordu ama acıyla dolu bir inilti sonucunda gözlerini açıp hemen Eiddwen'e baktı.
"A...acıyor...çok...acıyor..."
"Eiddwen...uyutun onu ne olur! Canı çok yanıyor. Ne olur uyutun! Daha fazla yanmasın."
"Emredersiniz prensim."
"İstemiyorum...söylemem lazım...Caden..."
"Ama canın acıyor..."
"Lütfen ...o..nunla ...konuşmam ...lazım. "
Prens Ian kısa bir süreliğine buna izin verdi ama içi hiç rahat değildi. Eiddwen'in acı çektiğini görmek istemiyordu. Onun acı çekerek anlatması gereken şeyin ne olduğunu ve neden bu kadar önemli olduğunu merak ediyordu. Caden'ın yerinde olmak istiyordu. Sonra Caden'ın Eiddwen için öleceğini hatırladı. Eiddwen'in yanındaki o olacaktı. Bundan sonraki yaşamında onun yanında olan, acı tatlı her şeyi onunla paylaşacak olan kişi kendisi olacaktı. Bu düşünce onu biraz rahatlatmıştı. Kapının arkasında olan konuşmayı merak etse de büyücüler ve hizmetçilerle birlikte dışarı çıktı ve onları kapının arkasında yalnız bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
FantasiEiddwen "Umutsuzluğun Gölgesinde" adlı kitaba tutkundu. Kitaptaki iyi karakterlerden ve başrollerin aşkından ziyade Caden ile ilgileniyordu. Yalnız...öfkeli...kitabın kötü adamı olan Caden. O kadar bağlıydı ki kitaba kitabın sonunu değiştirme şansı...