Ben geldim ballar iyi okumalar :)
~~~
"Sen bir zavallısın."
Caden kendisini odaya kapattığından beri Ima'nın hayaliyle savaşıyordu. İçtiği içkiler halüsinasyonları daha da güçlendiriyordu. Ama devam ediyordu içmeye. Gözünü her kapattığında kanlar içindeki Ima'yı karşısında buluyordu.
"Bir zavallı..."
"Sen ölüsün. Seni ben öldürdüm. "
"Sana ev verdim Aç karnını doyurdum ama karşılığında beni öldürdün. "
"Bana verdiklerini misliyle ödedim. "
Elindeki şişeyi ona doğru fırlattığında Ima'nın hayali ortadan kaybolmuştu. Yeni şişeye elini attığında yanı başında dikildiğini gördü. Ondan kurtulamayacaktı. Şişeyi alan elleri kanla kaplıydı. Gözlerini birkaç kere kırpınca aslında bunlarında hayal ürünü olduğunu gördü. Kendisini camın yanına dayadığı koltuğa attı. Tek kolunu gözlerinin üzerine koyup yeni şişeden içmeye başladı. Yudumladığı içki yatar pozisyonda olduğu için ağzının kenarından akıp yera ve üstüne aktı. Ama Caden için hiç önemli değildi.
"Kanım hala ellerinde. "
"Beni rahat bırak!"
"Böyle yalnız bir şekilde öleceksin sende. Beni öldürdüğün gibi sende can vereceksin. "
"Beni rahat bırak!"
Ima iğrenç kahkahalar atıyordu. Caden en sonunda elini gözlerinden çekip elindeki şişeyi ona fırlattı.
İçkinin zihninde çektiği perde aralandığında kapının yanında birinin olduğunu gördü. Ari'nin ona izin vermemesine rağmen odaya girdiğini düşündü. Eline kılını alıp ona doğru yaklaştığında karşısındaki kişinin Ari olmadığını anladı. Kılıcı odanın bir köşesine atıp yerde dizlerinin üzerine çökmüş yanağından kan sızan kıza bakmaya başladı.
"Leydi Eiddwen..."
"Ben..."
"Burada ne işiniz var?"
"Bana...bana istediğim...zaman gelebileceğimi...söylemiştiniz..."
"Gecenin bu saatinde..."
"Bu bende kalmış..."
Caden elindeki cekete baktığında kafası allak bullak olmuştu. Bu saatte bir erkeğin evine gelmesi kurallara ters düşüyordu. Ama o bir ceket için bu kadar yolu hemde tek başına geldiğinden bahsediyordu.
"Leydim...bekleyin burada..."
Ayağa kalkıp kapıya gideceği sırada Eiddwen elinden tuttu. Önce elini tutan soğuk ve titreyen ele baktı. Sonra yeniden yanına eğilip yanağından aşağı doğru sızan kan damlasını parmağıyla sildi.
"Gitme..."
Bu tek kelime onun dışarı çıkmasını durdurmuştu. Ari'ye seslenip odayı havalandırmasını ve şişeleri ve kırıkları toplamasını, temiz bez ve su getirmesini söyledi.
Eiddwen bu kadarını beklemiyordu. Onu odadan kovar ya da Ari yerine kendisini öldürür sanıyordu. Ama Caden kendisini kontrol etmişti.
Elini hiç bırakmamacasına tutuyordu. Onu bu gece durdurabilirse belki de tamamen durdurabilirdi. Onun hikayedeki kötü olduğunu biliyordu ama bunu istemiyordu. Belki de burada olmasının sebebi bu hikayeyi değiştirmek ve onu kurtarmaktı. Öyle olmasa bile bunu deneyecekti.
Caden yanağındaki kesik ile ilgilendikten sonra onu kendi yatağına yatırdı. Yeniden gitmeye yeltendiği sırada Eiddwen daha sıkı tuttu elinden. Caden'in bakışından hiçbir duygusu anlaşılmıyordu. Ama Eiddwen onun içten içe kendisini bırakmasını istediğini, ona dokunmasından nefret ettiğini hatta tiksindiğini biliyordu.
"Beni bırakma..."
"Peki leydim. Yanınızdayım korkmayın."
Caden'in elini bırakmamaya çalışırken bir yandan da bastıran uykuyla savaşıyordu. Bu beden normal bedeninden daha zayıftı. Hiç dinlenmeden hızlıca buraya gelmesi bir mucizeydi. Bu kadar yorgun olmasının başka açıklaması yoktu. Gözleri kapanırken ellerinin içine hapsettiği eli dudaklarına götürdü.
"Sen kötü değilsin Caden..."
Bunu gerçekten sesli söyleyip söylemediğini bilmiyordu. Caden'in elini alıp kalbinin üzerine koydu ve kendini uykunun kollarına bıraktı. Caden'i şaşkınlık içinde yüzünü incelerken derin düşünceler içinde bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
FantasíaEiddwen "Umutsuzluğun Gölgesinde" adlı kitaba tutkundu. Kitaptaki iyi karakterlerden ve başrollerin aşkından ziyade Caden ile ilgileniyordu. Yalnız...öfkeli...kitabın kötü adamı olan Caden. O kadar bağlıydı ki kitaba kitabın sonunu değiştirme şansı...