Beni affedin :((( sözümde duramadım. Yine gecikmeli bir bölüm malesef:((
~~~
Camın önünde kendisine bakan gözlerin içinde kaybolmuştu adeta. Caden ona bakıp bir şeyler mırıldanıyordu ama Eiddwen'in bunu anlayacak durumu yoktu. Uyanamamış olduğunu düşündü önce. Caden'ın gelip penceresine tırmanması mümkün değildi.
Penceredeki hayali ısrarla gelmesini isteyince kendini kalkmaya zorladı. Hayal bile olsa tadını çıkartmaya karar verdi. Pencereye ulaşmak için epey bir çaba harcaması gerekti. Gücünün son kırıntılarını da pencereyi açmakta kullandıktan sonra kendisini yere bıraktı. Dizlerinin üstüne düşmüştü. Kendisini geriye bırakmamak için zorlasa da dik durmakta zorlanıp arkaya kaymya başladığında kendisini tutan ellerin artık hayal ürünü olmadığını anladı.
"Eiddwen."
Eiddwen nefes nefese kalmıştı. Ama içinde bulunduğu durumun yanında bu hali umrunda bile değildi. Elini kaldırmaya çalıştı. Caden'in kendisini endişeyle süzen yüzüne değen parmakları alev almıştı adeta. Yanaklarından başlayıp sol gözünün kenarına kadar kaydırdı parmaklarını. Caden gözlerini hafifçe kapatmış parmakların verdiği hissi daha derinden duymak için başını hareket ettiriyordu.
"Hayal değilmişsin...."
Caden gözlerini açtığında kolları arasındaki narin kızın kendisine sevgiyle baktığını gördü. Kendine gel dedi içinden. Eiddwen ona böyle baksa da geçmişte olanları hatırlattı kendisine. Sırtındaki izlerin nasıl açıldığını getirdi gözünün önüne. Ama yinede bu gözleri silmeye yetmedi aklından. İntikam dedi takrar tekrar. Kollarındaki narin varlığa bakarken intikamı alacağı kişinin o olmaması gerektiğini düşünmeye başlamıştı.
"Buradasın. Bana geldin...benim için geldin."
Caden elini dizinin altından geçirip onu kaldırdı. Kısacık anda bile gücünün tamamını tüketmişti. Deidre'nin söylediği şeyleri hatırladı. Kendisi yüzünden ona bir şey olmasına izin vermeyecekti. İntikam dedi içindeki bir ses yeniden. Ama kollarında iyice yerleşip başını göğsüne dayayan bu kızın annesinden bir farkı yok gibi geliyordu. İki masum iki korunmaya muhtaç narin güzellik.
Eiddwen'i yatağa yatırdı düşünceleriyle boğuşurken. Dinlenmeye ihtiyacı vardı.
"Geldin."
"Seni görmem gerekiyordu. Bana çok hasta olduğunu seni görmemin mümkün olmadığını söylediler. "
"Biraz halsizim."
"Beni görmemek için bahane uydurduğunu düşündüm."
"Seni görmezsem ölürüm."
"Seni görmeden gidemedim. Belki de senin haberin bile yoktu geldiğimden. Söylememişlerdi sana."
"Geldiğini bilsem son gücümle yanına gelirdim."
Caden onun bu konuşmaları karşısında kalbinin hızlandığını hissediyordu. Bunun olmaması gerekiyordu ama bu kız onu içine hapsolduğu buzdan saraylar içinde ısıtıyordu.
"Şimdi gitmem lazım."
"Beni bırakma."
Caden gitmesini durdurmak için elini tutan ele bakıyordu. İnce ve güçsüz parmaklar gitmesini engelleyemezdi. Ama o parmakların sahibinin yarı kapalı gözlerinden kendisine bakışı, dudaklarının gülümseyen kıvrımları bunu yapabilirdi. Caden kalacağını belirtir gibi kafasını salladı. Eiddwen parmaklarını çekip yatak örtüsünün köşelerini tuttuğunda ne istediğini anladı.
"Bu uygun olmaz."
"Gel..."
Caden yutkunup düşüncelerini bir kenara bıraktı. Yeniden ona bakıp ayakkabılarını çıkardı. Ceketini de çıkarıp yanına bıraktı. Yatağa girip örtüyü ikisinin üstüne çekti tamamen. Eiddwen'in eli yeniden kendi elini buldu . Caden yıllardır ilk defa kendisini böyle hissediyordu. kOlunu yastığa doğru uzatıp Eiddwen'i göğsüne doğru çekti. Eiddwen göğsüne iyice sokulup memnuniyet mırıltısı çıkardığında Caden istemsizce gülümsedi.
Gülümsemişti. Hemde gerçekten gülümsemişti. Düşünceler aklına doluşmadan önce Eiddwen'i daha da yakınına çekti. Başını saçlarının arasına gömüp bir günlük her şeyi bir kenara bıraktı. Sanki sadece bir gündür dünya üzerindeymiş gibi düşünmek istiyordu. Bugün varmışçasına şu anda kalmak istiyordu. Kollarındaki kızın düşmanının kızı olduğunu unutmak, onun kendisinin olmasını istiyordu. Belki sonsuza kadar değil ama bir günlüğüne. Sadece şu an için.
"Çok güzel kokuyorsun Caden."
"Senin kokunun yanında benimki nedir ki Eiddwen."
"Bu rüya mı bilmiyorum hala ama umarım bitmez. Hiç bitmez."
Caden hiçbir şey söylemedi. Kollarındaki Eiddwen'in yavaşça gevşediğini hissedebiliyordu. Sonunda uykuya yenik düştüğünde gitmesi gerektiğini biliyordu. Ama ondan ayrılmaya çalıştığında Eiddwen yeniden ona sarıldı. Birilerinin onları bu halde görmesi hiç iyi olmazdı. Bu yüzden acilen gitmesi gerekiyordu. Eiddwen'in kollarından kurtulduğunda gitmek istemediğini farketmişti. Kalkmak için hamle yaptığında Eiddwen yeniden tuttu elini. Onu kendisine çekmesine izin vermişti Caden.
Eiddwen onu kendisine çekip başını göğüslerinin üstüne koydu. Sıkıca sarıldı. Caden inlemesinin ağzından çıkmasını engelleyemedi. Bu durum onu hem duygulandırmış hem de içinde bazı tutkuları açığa çıkartmıştı. Gitmesi gerektiğini bilsede kendisini tamamen akışına bıraktı. Eiddwen'e sarılıp yatağın içine gömüldü. Kafası dahil tüm vücudunu yatağın içine sokup içeri giren biri olursa onu görmesini engellemeye çalıştı. Eiddwen başının üzerine bir öpücük kondurduğunda kıpırdayamadı. Dudaklarından çıkan sözcüklerle ise artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu.
"Seni seviyorum Caden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
FantastikEiddwen "Umutsuzluğun Gölgesinde" adlı kitaba tutkundu. Kitaptaki iyi karakterlerden ve başrollerin aşkından ziyade Caden ile ilgileniyordu. Yalnız...öfkeli...kitabın kötü adamı olan Caden. O kadar bağlıydı ki kitaba kitabın sonunu değiştirme şansı...