4-burdan uzaklarda

1.1K 136 92
                                    


Sherlock kendini güzel bir gizem bulmaya adamıştı. Aslında karşına çıkan epeyce olay vardı, Londra'ya yakın -en azından bir ulaşım aracıyla- fakat hiçbiri dedektifi tatmin etmiyordu. Eğer bu bekarlığa veda partisi sayılacaksa gerçekten hoş ve eğlenceli olması gerekiyordu.

Lestrade'ın yanına uğrama sebebi de buydu. Tabii ofise giderken Anderson'la karşılaşmak, günün şimdiye dek olan en tatsız kısmıydı.

"Gerçekten burda olduğuna inanamıyorum," Yüzündeki aptal gülümsemeyle karşında dikilip yolu kapıyordu. "Diğerlerine döneceğini hep söyledim ama beni dinlemediler."

"İnancına müteşekkirim, Anderson." Kenardan geçmeye çalıştı ama başaramadı. "İzin verirsen Lestrade'a uğramalıyım."

"Pekala. Seni görmek güzeldi Sherlock."

Dedektif bunu cevapsız bırakarak açılan boşluktan geçti. Sahte ölümünden sonra herkesin daha nazik olmaya başlamasına anlam veremiyordu, sonuçta Sherlock yine Sherlock'tu ve ölümü onları kandırmak için yapılan bir ilüzyondan başka bir şey değildi.

"Hangi rüzgar attı seni buralara?" Lestrade onu yarı yolda yakaladı. "Evde fazla mı bunaldın?"

"Sayılır. Bekarlığa veda partisi için bir cinayet çözmemiz gerektiğine karar verdim, kısmen John'un fikriydi."

"Tamda sizden beklenecek tarzda," Lestrade güldü. "Maalesef elimizde size uygun bir şey yok şu anda."

"Londra'da olmak zorunda değil," Sherlock arkadaşının dediğinin tam tersini uyguluyordu. "Hatta uzak olsa daha iyi çünkü yolculuk sırasında da yalnız zaman geçirip eskiyi yad edebiliriz."

Lestrade kaşlarını kaldırdı, sorgular biçimde. "Bunu John'unda istediğine emin misin? Yeni nişanlandı ve düğün hakkında endişeli. Bu partinin fazla zamanını almasını isteyeceğini sanmıyorum."

"O kısımları ben hallederim," dedi Sherlock. "Zaten hayatının geri kalanı boyunca evli olacak, bekarlık süresini birazcık arttırmaktan kimseye zarar gelmez."

"Pekala. Bilgisayarımı kullanabilirsin veri tabanındaki davaları görmek için ama müdahil olmadan, anlaştık mı? Başım belaya girebilir."

"Bana güvenebilirsin." Sherlock odaya doğru ilerlerken Lestrade'ın nefesinin altından ettiği küfrü duymuştu. Eh, güven ve Sherlock pek iyi bir ikili sayılmazlardı.

Ofise girip kapıyı kapadı, rahatsız edilmek istemediğini yansıtarak. Masa başına geçip bilgisayarı açtığında şifre ekranı onu şaşırtmadı. Bulması için yalnızca 2 deneme yapması yeterli olmuştu.

İnsanlar çok tahmin edilebilir canlılardı.

Davalar için ilk İngiltere içine baktı ama sonra neden Amerika olmasın diye düşündü ve böyle böyle tüm dünya çapında geniş bir ağı kontrol etti.
Zihninde yapılan elemeler sonucu sayıyı 3'e indirmişti. 3 hoş bir rakamdı, tamamlanmış hissi veriyordu.
İlki Amerika'da kapı ve pencereler kilitli haldeyken öldürülmüş bir kadındı, 3 gün sonra cesedi bulunmuştu.
İkincisi, bir çeşit özel adada intihar eden adama aitti. Adanın prosedürü gereği dışardan kimse kabul edilmiyordu -belli şartlar sağlanmadığında- ve bu yüzden olayın üzeri kapatılmıştı.
Üçüncüsü Kanada'da soğuktan donarak olan bir grup insandı, tuhaftı çünkü hiçbiri intihara meyilli değildi ya da sıcak bir yere geçmeleri gerektiğini bilemeyecek kadar aptal değildi.

Sherlock belli nedenlerden ötürü 2.yi seçti, İtalya'ya yakın olan bu ada bekarlığa veda partisi için hoş bir seçenekti. Birkaç detayı kağıda not alıp John'u 221B'ye çağıran bir mesaj attı.

------

Eve geldiğinde John çoktan oradaydı. "Yakınlarda mıydın?" diye sordu Sherlock. Böyle çabuk gelmesini beklemiyordu.

"Aslında burdaydım zaten, sen olmayınca Bayan Hudson'la evlilik üzerine derin konuşmalar yaptık."

"Bunun için özür dilerim." Sherlock konuşmanın ne kadar tuhaf olabileceğini biliyordu çünkü ev sahibeleri çılgın bir kadındı. Zaten aksi takdirde dedektife dayanması mümkün olmazdı.

"Sorun değil. En azından konu evlilik ve cinsel hayat kısmına gelmeden beni kurtardın." John gergince gülümsedi. "Niye çağırmıştın?"

"Parti için mükemmel bir yer buldum, aslında hem tatil yapacağız hemde bir gizemi çözeceğiz."

"Tatil mi? Londra'da?" John gözlerini kıstı. "Yine neyin peşindesin Sherlock?"

"Sakince beni dinlemeni ve sunacağım teklifi değerlendirmeye almanı istiyorum."

"Dinliyorum."

"Bir adadaki intihar hakkında ama cinayet olduğuna eminim, ayrıca çok güzel bir yer ve--"

"Ada mı?!" John oturduğu yerden kalktı. "Tanrı aşkına Sherlock, Londra içi dedim. Ölü bir adam için ülke dışına çıkamam."

"Eğlenceli olacak! Söz veriyorum John. Hem düğün öncesi böyle bir tatil sana iyi gelecek emin ol." Sherlock onu ikna etmek için ne diyeceğini bilemese de kabul etmesini gerçekten istiyordu.

"Bir tatil yapmak istersem Mary'yle yaparım," Elini alnına götürdü ve başını salladı. "Üzgünüm ama olmaz."

Sherlock son kozunu kullanmak için "Üstü örtülmüş bir cinayet," dedi. "Tehlikeli olabilir ve tek başıma gidemem, belli bir prosedür var. Yalnızca kılık değiştirmem yeterli olmayacak."

"Ne demek prosedür?" John tırnak işaretleri yaparak konuştu ki bu garipti. Teklif onu afallatmış olmalıydı.

Sherlock derin bir nefes aldı, en zor kısmı geliyordu:
"Çünkü burası balayı çiftleri için özel dizayn edilmiş bir ada ve yeni evliler dışında kimseyi kabul etmiyorlar."

"Ne?!"


Ve hikaye başlıyor;

without you; I'm lost//johnlock ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin