Sherlock ilk birkaç saniye saçma bir çıkarımda bulundu, arkadaşının onu öpeceğine dair. Çünkü bakışları yoğundu ve sanki bunu diliyor gibiydi. O hızlı geçen saliselerde Sherlock çok fazla şey düşünebiliyordu ve aklından onlarca olasılık geçmişti ama sonucun geri çekilen bir John Watson olması onu memnun etti. Eğer öpse ya da farklı bir etkileşim olsa ne yapacağını bilemezdi çünkü. Daha önce hiçbir tecrübesi olmamıştı bu konularda, hele ki karşısındaki dostuyken ne yapacağını daha da şaşırırdı ve mantığı devre dışı kalırdı.
"Soyadımı değiştirmemeliydin," dedi John ama artık sesi sinirli gibi değildi. Kuru zemine bağdaş kurarak oturmuştu. "İkimizinkide aynı kalabilirdi, şimdilerde hep olan bir şey."
"Lestrade bunun eğlenceli olacağını düşündü."
"Niye hiç şaşırmadım acaba?"
"Çünkü bizi iyi tanıyorsun?" Sherlock hala yerde uzanmış halindeydi. Aslına bakılırsa oldukça rahat bir pozisyondu. Konuyu değiştirmek istercesine "Komşu açısından şansımız yok," dedi. "Umarım gelip durmazlar. Gerçi gelip durmaz demek daha doğru, zavallı adamın varlığı belli bile olmuyor."
John gülerek ayağa kalktı ve elini dedektife uzattı. "Hadi."
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu. Cidden, araştırma dışındaki zamanları nasıl geçireceklerdi burda? Ne dedektife ne de doktora uygun bir yerdi.
"Satranca havuzun orda devam edebiliriz." John ufak masayla birlikte oyunu dışarı çıkardı cevap beklemeden. Sherlock'ta onu takip ederek dışarı çıktı.
Gece olana kadar aslında çoğu şey yolundaydı. Yemek yemişler, satranç ve farklı oyunlar oynamışlar, eski davalardan bahsedip zaman öldürmüşlerdi çay eşliğinde. Fakat uyuma zamanı geldiğinde ve John banyoya geçtiğinde Sherlock ne yapsa bilemedi. Normal şartlarda asla bu saatte uyumaz ve deneyler yapardı, bilimsel şeyler okurdu ya da başka bir meşgale bulurdu ama burda imkanlar sınırlıydı ve arkadaşınında eksikliğiyle sıkılma krizine girmekten korkuyordu. O yüzden uyumak, daha doğrusu bunu denemek daha akıllıcaydı. Yinede ilk kez biriyle uyuduğu dün gece pek iyi sonuçlanmadığından şüphede kalıyordu. Hemde bu kez arkadaşı uyanık olacaktı yataktalarken.
"Belki de havuzun oraya bir şeyler ayarlayıp uyumalıyım," dedi John banyodan çıktığında, boynuna asılı havlusuna ve biraz çıkmış sakallarının yokluğuna bakılırsa traş olmuştu. "Evin arka tarafında olunca görülme ihtimali az ve sabah gelen biri olursa beni çağırırsın, zaten erken uyanıyorsun."
"Neden?" Arkadaşı bunu öyle bir ifadeyle sordu ki gerçekten aklına hiçbir sebep gelmiyor olmalıydı.
"Çünkü rahatsız olmanı istemiyorum."
"Neden olayım ki?"
"Sabah sarılmış uyandığımızı söylerken öyle gibiydin hemde karmaşa olmasını istemedim." Sherlock gayet sakin tavırlı olsa da sanki arkadaşı yine sinirleniyordu -ki bu cidden garipti, ne vardı bunda?
"Pekala, eğer sen öyle rahat edeceksen orda uyu." Sen kısmına baskı yapmıştı ve boynundaki havluyu banyoya fırlattı. Normalde asla yapmayacağı bu iki şey dedektifin usulca yatağa girmesine sebep oldu. Arkadaşının canının sıkılmasını istemiyordu, tuhaf hissetmesini de.
John anlamaz bakışlar attığında -yatağa geçmesine- "Burası daha ideal aslında," dedi. "Sadece seni deniyordum."
"Bugün beni sinirlendirme kotanı aşmak üzeresin."
"Demek belirli bir kota hakkım bile var?" Sherlock ortamı ısıtmak istercesine güldü. "Öğrendiğim iyi oldu, bundan sonra hesaplayarak ilerleyeceğim."
"Tamda bir dahiden bekleneceği gibi."
Arkadaşıda yatağa geçtiğinde Sherlock yerinde kıpırdandı farkettirmemeye çalışarak. Yatak yeterince büyük olsa bile içinde tuhaf bir his vardı.
"Yüzündeki o saçma bakışın sebebinin daha önce kimseyle yatmadığın gerçeğine bağlıyorum," John bunu söyler söylemez boğazını temizledi ve hafifçe öksürdü. "Birlikte uyumadığını demek istedim, seks anlamında değil."
"İkisi içinde geçerli ve doğru zaten."
"Hiç eksikliğini hissetmiyor musun?" Görünüşe göre John konuşkan modundaydı. "Yani seksin, o cinsel hazzın veya ruhsal olarak biriyle yakın olmanın falan?"
"Hiç tecrübe edinmediğin bir şeyin eksikliğini hissedemezsin değil mi? Özleyemezsin çünkü tanıdık değildir anlatabiliyor muyum?"
"Evet. Yinede hayatın boyunca denemek istememeni asla anlayamadım."
"Üzerinde fazla düşünmedim," diye cevapladı Sherlock. "Öyle bir isteğim olmadı merakta etmedim. Belkide gerçek bir sosyopat olduğumdandır."
Bu kez John güldü. "Evet olabilir. İyi geceler, sosyopat."
"İyi geceler Bay Holmes."
Uykusu ağır bastığından olsa gerek John cevap vermeden gözlerini kapattı. Sherlock'sa henüz bunu istemiyordu o yüzden arkadaşını izledi. Soluk alışverişinin yavaşlamasını, yüz ifadesinin daha da yumuşamasını. Güzel bir histi. Uyuduğundan emin olunca kendine engel olamayarak yatakta biraz yana kaydı ve parmaklarını önce saçlarında, sonra gezdirerek yüzünde dolaştırdı. Dikkat ederek yavaşça göz kapaklarına dokundu, yanaklarına ve dudağına. Arkadaşı şu an uyansa kendini nasıl savunacağı hakkında hiçbir fikri olmasa da yaptığı şeye devam ederek baş parmağıyla dudağının yumuşak dokusunu takip etti.
"Şimdi merak ediyorum," diye fısıldadı kendi kendine.
Selamlar!
Bilmeyenler için söyleyeyim, bir destiel bir downevans ve bir cockles kitabım var ve one shots kitabımda. Yeni bölüm yazacağım fazla kurgu olunca güncelleme gecikebiliyor yani, kusura bakmayın.Ayrıca önceki bölümde yorumlara cevap veremedim fakat çoğunluk önceki kitaplarımda da benimle olan bildiğim kişiler ve teşekkür etmek istedim, iyiki varsınız.
mavilyada ❤️
FilizGrka ❤️
nothernlight_ ❤️
SadistRahip ❤️
NedenOlmasn5 ❤️
busraisnothaveany ❤️
WenaLawrence ❤️
Kimyager15 ❤️
Redressa1 ❤️
eliferdogmvs ❤️
_Johnlock_1 ❤️
starrbutterfly32 ❤️
Mehru18 ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
without you; I'm lost//johnlock ✔️
FanfictionYeni gizemli bir cinayet, fakat bu kez Sherlock'un olay mahaline gitmesi pek kolay olmayacak.