"Sence nasıl olmuş?"
Arkadaşının umut dolu gözlerine baktı. Gerçekleri mi söylemeliydi, daha naif mi olmalıydı?
"Kötü değil," demekte karar kıldı en son. "Tolere edilebilir. İlk seferin olduğu düşünülürse bu bir başarı."
John'a göre bu kadarı yeterli gibiydi çünkü oldukça mutlu görünüyordu. "Yarın farklı bir şey deneyeceğim." Gururla konuştu. "Artık dışarı çıkalım mı peki? Saat 5 olmak üzere."
"Olur, evet."
John tabağa özenle hazırladığı kurabiyeleri neşeyle kaldırdı. Hızlıca elini yıkadı ve dedektife baktı, hareket etmeden öylece oturmaya devam eden. "Bir sorun mu var?"
Aslında vardı çünkü Sherlock ne yapacaklarını biliyordu. Gezinme ve araştırma kısmı iyiydi lakin muhtemelen öpüşmede olacaktı. Buna kesinlikle hazır değildi. Daha önceden hiç deneyimi olmayan biri için ani ve beklenmedikti, kendini tuhaf hissetmişti rol olduğunu bilse bile. "Hayır yok," gecikmeli cevap verdi. "Hadi çıkalım."
Masadan kalkarak ellerini ceplerine koydu, rahatmış izlenimi vermeye çalışarak, bundan çok uzak olsa da.
Birlikte kapıya yürüdüler ve John dışarı çıkmadan son bir bakış attı dedektife. Duygular söz konusu olduğunda arkadaşı daha zeki olabiliyordu, belki de anlamıştı.Dışarı çıktılar ve ilk kez etrafta birini gördüler, lanet olası Walter ve Martha. Kız yine cırtlak sesiyle bağırdı, "Hey, Holmes ailesi!"
"Bu biz olmalıyız, evet." Sherlock zaten etrafta sadece onlar olmasına ve aralarındaki mesafenin azlığına rağmen niye böyle coşkulu seslendiğini anlamamıştı.
"Selam." dedi John ikili yanlarına geldiğinde. "Sizde mi yürüyüş yapmaya çıktınız?"
Martha elini kocasının göğsünde gezdirerek "Walter evde paslanacak, asla dışarı çıkmıyor." diye cevapladı. "Geldiğimiz adanın güzelliğini yalnızca yatak odasında yaşayacak değiliz."
Adam ilk kez bir hayat belirtisi göstererek gülümsedi. Dedektif bu muhabbetin uzama riskini almayarak -çünkü yatak odası konusunda söyleyebilecek çok şeyleri yoktu- "Bu güzel, Martha." dedi. "Bir ara Walter'a iletişim konusunda da yardım et, paslı olduğu kısım orası gibi duruyor." John'un eline uzandı gitmeleri gerektiğini anlatmak için ve geri döndü. Kibar olmakta bir yere kadardı.
"Normalde sana kızmalıydım ortamı bozduğun için ama çok haklı bir yorumdu."
"Ben haksız yorumlar yapmam zaten."
Evden biraz uzaklaştıklarında Sherlock elini çekti. Garipti ya da saçmaydı belki ama yakınlık kurmaktan ürküyordu. Önceden hiç bu konularda endişe etmesi gerekmemişti, ömrü boyunca.
"Sence Laura'yı dışarda yakalayabilir miyiz?"
"Sanmıyorum." John'un ya modu düşmüştü ya da dedektif sesini yanlış analiz ediyordu. Yinede buna zamanları olmadığından ve ne diyeceğini bilmediğinden yorum yapmadı Sherlock. Yürümeye devam ettiler ve son bir sağa dönüş ile Laura'yla iş adamı Tim Fargusen'in evine ulaşmışlardı. Hızlıca dışardan bir göz attığında perdelerin açık ve gayet normal bir havası olduğunu gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
without you; I'm lost//johnlock ✔️
FanfictionYeni gizemli bir cinayet, fakat bu kez Sherlock'un olay mahaline gitmesi pek kolay olmayacak.