Adadan geldikleri günün ertesi Lestrade ziyaretine geldi. Tüm bilgilendirmeler ve gidilecek yol belirlendiğinde "Peki nasıldı?" diye sordu arkadaşı. "Evli gibi davranmak ve tüm o aşk adası atmosferi?"
"Klasikti, olduğumuz gibi davrandık ve kimse şüphelenmedi."
"İnsanların sizi çift sanmasının bir sebebi varmış demekki," Lestrade durumdan hoşnut şekilde gülümsedi. Sherlock'a karşı herhangi bir konuda haklı çıkmaktan memnun gibiydi.
"Evet, sanırım."
"Peki boşanma işini hallettiniz mi?" diye sordu arkadaşı. "Düğün mevzusu ciddileşmeden olay kapansa iyi olur. John'un bunu açıklayabileceğini sanmıyorum."
"Henüz orayı konuşmadık." Sherlock konuyu kapatmak istercesine bilgisayar başına geçti ve yeni bir gizem olup olmadığını kontrol etti blogtan. Gerçekten boşanma ne zaman olacaktı hiç düşünmemişlerdi. Bir dahaki görüşmelerinde bunu dile getirmesi gerekecekti.
"Her neyse, ben gideyim." Lestrade anlamıştı muhtemelen, sohbeti devam ettirmek istemediğini. "Adada yardıma ihtiyaç olursa sana ulaşırız."
Sherlock cevap vermeye gerek duymayarak bilgisayara bakmaya devam etti. John'un bloğunu okudu en baştan. Arkadaşının onu tasvir etme şekli ve yazımı hoşuna gidiyordu. Yaşadıkları tüm o maceraları zihninde tekrar yaşamıştı, deneyimlemişti.
Sonraki 2 gün boyunca 221B'den hiç çıkmadı Sherlock. Abisi Mycroft'un onunla uğraşamayacak kadar devlet işleriyle meşgul olması da ayrı bir güzellikti. Fakat bir gün, adadan gelmelerinden 3 gün geçmişken kapıda Mary ve John çiftini buldu. Arkadaşının hala anahtarı olması iyi değildi çünkü zil çalsa şüphesiz bir yere saklanır, yahut evden gitmiş izlenimi verirdi."Merhaba Sherlock," Mary söze girdi. Yüzü pekte mutlu gibi değildi hatta sinirli-kırgın arasındaydı. "Merhaba." dedi dedektif. Kanepede uzanmış kolundaki nikotin bantlarıyla mutluyken bu ziyaret tüm modunu düşürmüştü.
"Mary bekarlığa veda partisinden sonra değiştiğimi düşünüyor," hızlıca araya ekledi John "ki değişmedim. Yinede gelip senide yoklamak istedi, bir kızla flört edip etmediğimi anlamak için."
Sherlock "Hayır," diye anında cevapladı. "Hiçbir kızla o şekilde konuşmadı."
"Bir şeyler var ama," Mary çantasını çıkarıp koltuğa bıraktı, elini başına götürdü. "Değişen bir şeyler var ve bana yok demesinden nefret ediyorum. Kadınlar böyle şeyleri anlar."
"Paranoyak davranıyorsun, olan bu."
"Lütfen," diyerek araya girdi dedektif. "Burası tartışma için uygun bir yer değil."
"Ben arkadaşımla buluşacağım. O sırada sende sorunun ne olduğunu anlamaya çalış Sherlock, lütfen. Bir şeyler sakladığından eminim." Mary daha az önce bıraktığı çantayı tekrar koluna aldı, ne yapacağını şaşırmış bir havası vardı. "Ayrıca sana da bir sürpizim var Sherlock, çok sevineceksin."
"Sürprizleri sevmem." Hemen toparlandı ve Mary'ye ciddi bakışlarından attı. "Sürpiz yok, anlaştık mı?"
Aldığı yanıt gıcık bir gülümseme olduğunda bu raundu kaybettiğini biliyordu dedektif, yinede elden bir şey gelmezdi. Mary John'u hızlıca öpüp merdivenlere yönelerek uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
without you; I'm lost//johnlock ✔️
FanfictionYeni gizemli bir cinayet, fakat bu kez Sherlock'un olay mahaline gitmesi pek kolay olmayacak.