35|son

3.4K 240 243
                                    

Son kez, iyi okumalar⭐️

-5 ay sonra-

Rüzgardan aldığı yaz kokususunu içine çekerken gözleri kapalıydı. Denizin kokusu yaz kokusuna eşlik ediyor, onu rahatlatıyordu. Ağustos ayının son günleri bile kavurucu derecede sıcaktı lakin soğuk geçen kışın ardından gelen sıcaklar için şikayetçi değildi. Yaz ayı şaşırtıcı şekilde güzel geçiyordu. İyice dinlenmiş, gücünü kazanmıştı. Sevgilisi ve ailesi bulunduğu en sıradan yeri bile güzelleştiriyordu.

Okuldaki dönemi beklemediği kadar güzel geçmişti. Katıldığı klüplerde daha fazla arkadaş edinmişti. Her zaman istediği bir hayal olarak dans klübüne katılmıştı ve şimdiden o kadar ilerleme göstermişti ki herkes şaşkındı. Uzun süren aranın ardından ders çalışmak ölüm gibi de gelse çabalamış ve derslerini vermişti.

Jungkook ile iki sevgilinin yapabileceği her şeyi denemişlerdi. Romantik buluşmalar, beraber çıktıkları küçük tatiller ve dahası... O yanındayken hiç olmadığı kadar eğleniyordu. Jungkook son zamanlarda daha da açılmıştı ve davranışlarında daha rahattı. Sanki yıllardır beraberlermiş gibi hissediyordu Jimin. Komik birine dönüşmüştü Jungkook. Yüzündeki gülümseme eksik olmuyordu Jimin yanındayken. Kendini ifade edebiliyordu. Jimin ise onun kabuğundan çıkarak her şeyini, eksiksiz kendisine sunmasını izliyordu. Daha ne kadar sevebilirdi bilmiyordu lakin bunu aklından geçirdiğinin her seferinde, ertesi gün Jungkook'un dudaklarından dökülen bir cümleyle daha da derine düştüğünü hissediyordu.

Elbette her şey güzeldi lakin Jimin hala bir iblisi barındırıyordu içinde. Her an tetikteydi, sanki bir tarafı kendini salmasına izin vermiyor ve bir savunma hattı örüyordu etrafına. Ve o duvarın içinde kendiyle beraber canını verebileceği insanları barındırıyordu. İnsanlara karşı aşırı güvensizliğini aşmasının zaman alacağını biliyordu. Aşacağı çok şey vardı aslında, öfkesinden kurtulmak için yapmadığı şey kalmamıştı.

Tüm bunlarla meşgul olduğu aylar geçmişti. Geçen sene bu zamanlarda hayatının en berbat anlarını yaşıyordu ve tüm o anıları aklına getirmesi demek tekrar yaşar gibi acı çekmek demekti. Zamanın onu iyileştireceğini bilse de bu çektiği acıyı azaltmıyordu. İçinde bulunduğu ana odaklanmaya çalışıyordu. Tam şu an Busan'ın güzel sahillerinden birinde güneşlenirken yaptığı gibi.

Son birkaç haftadır Jungkook ile Busan'da ayak basmadıkları yer bırakmamışlardı. Bu akşam onlara Jinae ve Junwoo da eşlik edecekti. Onlara gelince, aralarındaki bağ tam da Jimin'in düşüncesi doğrultusunda ilerlemişti. Junwoo'nun Jinae'ye aşık olduğu anlamak için bir kere bakmak yeterli oluyordu. Jinae ise aynı şekilde hissetmesine rağmen kendini ifade etmede Junwoo kadar iyi değildi. Yine de  birkaç gün sonra olacaklar için fazlasıyla heyecanlıydı Jimin. Kapalı gözlerini açıp gökyüzüne baktı ve bulutlara karşı gülümsedi.

"Neye gülüyorsun sen?" Duyduğu sese döndüğünde Jungkook'un tam dibinde elini kafasına yaslamış halde onu izlediğini gördü. Yüzünde her zaman takındığı oyuncu gülümsemesi vardı. "Dakikalardır seni izliyorum."

"Hiç, bir şey düşünmüyorum." Jungkook derin bir nefes verip kafasını aşağı yukarı salladı. İnanmışa benzemiyordu. "Bu akşam için heyecanlıyım sadece. Jinae ve Junwoo ile güzel günler geçireceğiz."

"Ben de öyleyim. Amcamın aşık olması beni mutlu ediyor." Jimin Jungkook'a gülümseyerek baktı.

"Aşk çok güzel hissettiriyor, değil mi? Sevilmeyi hak eden insanların aşklarına karşılık bulmasını diliyorum bazen. Düşünsene... beni sevmeyebilirdin ve ben hala sürükleniyor olurdum belki de."

"Böyle düşünmenin bir anlamı yok. Ben buradayım." Jungkook kafasını Jimin'in alnına yasladı. "Çok düşünüyorsun sevgilim."

"Çoğu zaman yalnızdım ve düşünmek için çok vaktim olurdu. Eskiden gelen alışkanlıklardan kurtulmak kolay olmuyor."

can't see my reflection in your eyes |jikook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin