Başlangıç

209 30 36
                                    




Herkese yeniden merhaba ! Yıllar önce planladığım, oluşturduğum bu hikayeyi artık yazmayı ve sizinle paylaşmayı düşünüyorum umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar

Başlama tarihi ve saatinizi buraya bırakabilirsiniz 🖤

Instagram: flosinluna




CM - BAŞLANGIÇ

Yağmur iyice bastırdı. Kasım ayının başlarında olmalarına rağmen hava olması gerektiğinden daha soğuktu ve genç kız soğuktan hoşlanmıyordu. Yukarı kayan beresini biraz daha çekiştirdi ve kızaran kulaklarını kapatmaya çalıştı fakat berenin yerinde durmaya pek niyeti yok gibiydi. Yağmurun şiddetinden ve havanın soğukluğundan dolayı kesilen nefesi yavaşlamasına sebep oluyordu bu da peşindeki adamlara davetiye çıkartıyordu. Hızını biraz azaltıp nefesini kontrol etmeye çalıştı ama başarılı olmayınca saklanacak bir yer, bir çıkış yolu aramaya başladı. Peşindeki adamlar aralarındaki mesafeyi koruyor gibilerdi ama genç kız buna güvenmedi. Böyle düşünmesini istiyor olabilirlerdi. Hızını biraz daha arttırıp sınırlarını fazlasıyla zorlamaya başladığında peşinden gelen adamlara kaçamak bir bakış attı ve bir an önce onları atlatmak için planlar kurmaya başladı. Kafasında dönen onlarca plan, düşünce yetmezmiş gibi şimdi bir de bu izbandutlar eklenmişti aklındaki düğüm olmaya yüz tutmuş yumağa.

Bacakları isyan etmeye başladığında elini cebindeki telefonuna attı, diğer eliyle saçını düzeltiyor gibi yaparak kulaklığını aktif etti ve "Alya'yı ara." Diye fısıldadı, neyse ki Alya ilk çalışta açmıştı.

"Elis?"

"Peşimdeler." Dedi genç kız tek solukta.

"Tam olarak neredesin, yakın bir yere gelip alalım mı?"

"Hayır, siz sahilde bekleyin."

"Emin misin?" Göz ucuyla arkasındaki adamları kontrol ederken cevapladı.

"Evet."

"Durumun nasıl, ne kadar daha devam edebilirsin."

"Bir süre daha."

"Tamam izini kaybettirmeye çalış, olabildiğince çabuk gel. Biz sahilde bekliyoruz."

Alya'nın telefonu kapatmasıyla elini cebinden çıkarttı ve biraz daha hızlanarak kendisini ara sokağa attı. Sıralı apartmanların arasından kıvrılan dar ama uzun bir sokaktı burası, olması gerektiğinden daha boş ve karanlıktı. Bu genç kızı korkutmamıştı ama burada yaşayan onlarca insandan neden hiçbirinin etrafta olmadığını da merak etmişti. Karanlığı kolay kaçmak için kullanabilirdi ama kalabalık olmaması hatta tamamen boş olması araya karışması için çok büyük bir dezavantaj olarak ortada duruyordu.

Peşindeki adamları kontrol etmek için arkasına baktı ve içindeki o ufak umut kırıntısı da uçup gitti. Bu mesafeden, bu şartlarda onları atlatması kolay olacağa benzemiyordu. Arnavut kaldırımlı sokakta temkinli bir şekilde ilerlerken ciğerleri adeta oksijensizlikten isyan ediyordu. Son bir kez daha arkasına bakacaktı ki o sırada bir taşa takıldı ve tam toparlıyorken neredeyse bir saattir aralıksız koşan ayakları birbirine dolandı. Sert zemine yumuşak bir iniş yaptı.

"Hay arnavut kaldırımlı yoluna ya." Diye söylenmeye başladığında aslında direkt yere değil birisinin üzerine düştüğünü fark etti. Oysaki sokağın boş olduğuna yemin edebilirdi. Bu çocuğun nereden çıktığını anlamaya çalışırken şaşkınlıktan peşindeki adamları unuttu ve kendisini onu incelerken buldu. Sert yüz hatlarına sahip esmer çocuğun tenine zıt olan açık renkli gözleri ve yüzünün her tarafındaki çilleri fazlasıyla dikkat çekiyordu. Çocuğu incelemeyi bıraktı ve ayağa kalkıp çemkirmeye başladı.

"Kör müsün, önüne baksana."

"Asıl sen önüne bak bana çarpan sensin." Dedi çocuk kocaman olmuş gözlerle 'Ki boyuna ve sakallarına bakılırsa pek de çocuk sayılmaz' diye düşündü genç kız. Peşindeki adamları yeni hatırlıyormuş gibi olunca telaşla arkasına baktı. Adamlar sokağın başında yana yakıla onu arıyorlardı.

Az önce üzerine kapaklandığı genç adamı kolundan tuttuğu gibi kenara çekti ve sırtını duvara yasladı. Onun ufak tefek yapısına karşın karşısındaki genç adamın iri yapısı arkasında gizlenmesine yardımcı oluyordu. Adamlara kaçamak bir bakış attıktan sonra,

"Sakın bozma." Genç adamın yüzüne iyice yaklaştı. Adam zaten kocaman olan gözlerini daha fazlası mümkünmüş gibi büyüttü ve afallamış bakışlarla genç kıza baktı. Şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu ve onun bu hali genç kızda kahkaha atma isteği uyandırıyordu.

"Ne yapıyorsun?" Dedi ve huzursuz bir şekilde kıpırdandı.

"Kımıldama." Genç kız adamı omuzlarından tuttu ve kendisinden uzaklaşmasına engel olmaya çalıştı.

Arkasından iyice yaklaşmış olan adamları gözleriyle takip ediyordu, tam birisi ile göz göze geliyordu ki gözlerini yumdu ve karşısındaki şaşkın genç adamın dudaklarına yapıştı. Izbandut kılıklı kas yığınları onlara kaçamak bir bakış attıktan sonra umursamadan yanlarından geçip uzaklaştığında genç kız sahiplendiği dudaklardan ayrıldı ve etrafını kontrol etti.

"Yuh kızım ne yapıyorsun sen?"

"Hiçbir şey, peşimdeki adamlardan kurtulmam gerekiyordu ben de kurtuldum." Göz kırpıp alaycı bir gülümseme ekledi suratına.

Genç adam fazlasıyla afallamıştı ve şaşkın şaşkın karşısındaki kıza bakıyordu. Genç kız az önce olan hiçbir şey yaşanmamış gibi adamla duvarın arasından çıktı ve peşindeki adamların ters yönüne doğru koşmaya başladı. Genç adam hala neler olduğunu idrak edemezken arkasından seslendi

"Bu neydi şimdi?" Genç kız arkasını dönüp sinir bozucu bir yavaşlıkta adamı süzdü ve omuz silkip koşmaya devam etti. Adam fazlasıyla afallamıştı.

"Ne yaşadım lan ben az önce." Dedi ve telefonu çalmaya başladı.

"Ne halt yiyorsun sen? Onu nasıl öpersin?"

"Ben onu öpmedim, o beni öptü. Hem de senin adamlarından kurtulmak için."

"Bir daha böyle bir şey istemiyorum." Dedi karşısındaki adam sert bir tavırla emir verirken

"Bir daha?"

"Takip et onu." Telefon suratına kapandı. Genç adam bugün fazlasıyla beklemediği harekete maruz kalmış ve afallamıştı.

Olanları idrak ettiğinde burnundan soluyordu ama yine de az önce genç kızın gittiği yöne doğru koşmaya başladı. Sonunda sahile ulaştığında genç kız görüş alanına girdi ve onları duyabileceği bir kenara saklandı.

Arkadaşları telaşla genç kıza sarıldı "İyi misin?" kız onaylar şekilde kafasını salladı. Arkadaşlarından kız olan arabaya binerken erkek olan sanki hala peşinden gelecek birilerini bekliyor gibi kafasını kaldırdı ve etrafı kolaçan etti. Genç adam o tanıdık yüz onu görmesin diye saklandığı yere iyice sindi ve aceleyle arabaya binip oradan uzaklaşmalarını bekledi. Siyah araba hızlanıp uzaklaştığında telefonunu çıkartıp onun numarasını tuşladı.

"Tamam, kabulediyorum."



Bölümü nasıl buldunuz?

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Umarım yanımda olursunuz -b

CARPE MORTEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin