2- Hiç

163 18 11
                                    










Bölüm 2

Bazı anlar vardır, sen belki engel olmak istersin ama bir şekilde olur. Bir güç seni iter ya da çeker durduramazsın, gözünle göremezsin belki ama hissedersin. Bazen de kendine bile itiraf edemezsin ama sende istersin. Aslında işin sonunda hangisi olursa olsun hep garip bir durumda kalırsın, hem de kendinle baş başa. Yalnız başına.

Akrep ve yelkovan birbirini kovalarken tik tok sesleri de beynimi kemiriyordu 'Yeter' Odada volta atmayı kestim ve kendimi koltuğa bıraktım 'Düşünmekten sıyıracağım yakında ramak kaldı yani' diye mırıldandım kendi kendime ama her ne kadar düşünmekten yorulsa da beynim, tekrar o ana geri döndüm.





"Sen beni mi dinliyorsun?"

"Yok. Ne münasebet. Odama çıkıyordum ben." Dedim ve sonunda merdivenleri tamamlayıp karşısına dikildim.

"Ne dikiliyorsun o zaman orada gitsene odana."

"Gidiyorum zaten. Ayrıca sana ne kendi evimde sana hesap mı vereceğim?" Dedim ve kenarından geçerek odama gitmeyi planlıyordum ki kolumdan tutup engel oldu.

"Sinirliyim kusura bakma."

"Görüyorum." Kolumu ondan kurtarıp yürümeye devam ettim "Telefondaki kimse artık sağır olmuştur senin bağırmalarından. Hem bana ne sinirliysen, git sinirini başkasından çıkart. Ben senin arkadaşın değilim."

"Doğru sen benim patronum sayılırsın." Dedi ve üzerime yürümeye başladı. "Telefon konuşmamı dinleyen küçük patronum." Birkaç adım daha yaklaştı.

"Neden dinleyecekmişim senin konuşmanı? Hayvan gibi bağıran sensin."

"Hayvan gibi bağırmama rağmen tek duyan ya da ilgilenen de sensin nedense." Dedi ve beni duvarla arasına kıstırdı.

"Ne yapıyorsun? Çekilsene." Kollarından tutup ittirmeye çalıştım ama nafile beton gibi çakılmıştı olduğu yere.

"Ne oldu? Korktun mu? O geceki cesur kız nerede?" Kollarını bıraktım ve anlamayan gözlerle yüzüne baktım.

"Hangi gece? Neyden bahsediyorsun."

Uzun bir süre yüzüme baktı ve sırıtarak omuz silkip "Hiç." Dedikten sonra bir adım geriledi. Duvarla arasından çıktım ve odama daldım. Tam kapıyı kapatıyordum ki eliyle kapatmamı engelledi.

"Amcamdı. Kuzenim evi terk etmiş."

"Açıklama yapmak zorunda değilsin." Kapıyı ittim ama tekrar engelledi ve içeri girip koltuğa yayvan bir şekilde oturdu.

"Ne yapıyorsun sen?" Dedim şaşkınlıkla.

"Açıklama yapmıyorum. Küçük patronum onun intikamı dışında başka önemli işlerim de olduğunu bilsin ki maaşımdan kesmesin." Dedi ve göz kırpıp konuşmaya devam etti.

"Kız biraz yabani. Hatta fazlasıyla. Aileden hiç kimseyle konuşmaz ve fazlasıyla değişik tiplerle takılıyor. Aslında onun için geldim buraya da diyebiliriz."

"Tamam takibi aksatma yeter. Şimdi çık odamdan."

"Neden ya ne güzel oturuyorduk."

"Çık dedim." Önce gözlerini devirdi sonra ciddi olduğumu kavradı ve yavaşça oturduğu yerden kalkıp kapıya yöneldi.

"Bu arada senin iş aksamasın diye birilerini ayarladım. Her saniye peşindeler o adamın." Tam ağzımı açıyordum ki devam etti. "Ve merak etme senden haberleri yok. İşi ben verdim. Sadece beni biliyorlar." Deyip odadan çıktı.



CARPE MORTEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin