5- Kutlama

158 17 5
                                        



Bölüm 5


The End.


Çoğu zaman bir şeyler bittiğinde bu yazı karşılardı bizi, ardından bitiş jeneriği başlar kast yazıları döner ve sonlanır.

Bizim sonumuz da bir filmin bitişi kadar mı olacaktı?

Yoksa gerçek hayatta sonlar da başlangıçlar kadar zor muydu?


7 yıl olmuştu. Kendi hayatımı bir kenara bırakıp intikama odaklanalı tam 7 yıl olmuştu. Başlarda küçüktüm adam tutmak, takip etmek kolay değildi insanlar çocuksun diye gülüp geçiyordu sadece. Yapamayacağını düşünüyorlardı. Zaten insanlar hep böyleydi ya, kendi yapamayacakları şeyleri başkalarının yapacağına asla inanmazlar bir de üstüne seni de yıldırmaya çalışırlardı.

Lise bitene kadar her şeyi tek tek planladım. O zamanlar peşine adam takamasam da, şirketteki dedemi ve annemi önemseyen, değer veren insanlar tek tek beni bulduğunda işler değişti. Önce şirkette peşine birilerini takıp her hareketini öğrendim, sonra her anını öğrendim. 7 yıl boyunca gölgesi gibi ensesinden ayrılmadım. İlk 3 sene pek bir şey yapmadım, harekete geçmedim. Sadece takip ettim ve araştırdım. Böylece liseden mezun oldum ve intikam planımın zeminini çok sağlam bir şekilde hazırladım.


Üniversite sınavını kazandıktan sonra harekete geçmeye başladım ve en uzaktan başlayarak parmağı olan herkesi tek tek saf dışı bıraktım. Nasıl mı?

Hiçbiri saf ve masum insanlar olmadıkları için yaptıklarını gün yüzüne çıkartmak yetmişti ülkeyi terk etmeleri ya da tutuklanmaları için. Çünkü hepsi insanlıktan önce sosyetedeki konumlarını düşünen tiplerdi.

Zamanla tüm piyonlar ortadan kalktı, geriye sadece şah ve mat kaldı. Haluk şahtı, Halil ise mat. Bu oyun geçen yıl bu zamanlar şah olmuştu. Geriye sadece mat kalmıştı.



Herkes yere bıraktığım kutudan dökülenlere odaklanırken Ege yavaş adımlarla yanıma yaklaştı ve elimde duran notu sesli bir şekilde okumaya başladı.

Ellerim titriyordu ama bu korktuğumu değil aksine daha da sinirlendiğimi gösteriyordu. Artık gerçekten sabrımı zorluyordu. Böyle aptalca çocuk oyuncaklarıyla beni yıldıramayacağının farkındaydı. 7 yıldır ufak bir lolipop için uğraşmıyordum ve onu mahvetmeden de asla durmayacaktım.

Bu da demek oluyordu ki geriye yapacak tek bir şey kalmıştı. O da onu yakalamak.

"Ulan adama bak bir de tehdit ediyor." Burak'ın sinirli sesiyle ortama döndüğümde bakışlarımı Kuzey'e çevirdim ve yanıma gelmesini sağladım.

Ege'nin az önce yerden aldığı fotoğrafları gösterdiğimde hızla alıp incelemeye başladı.

"Onu anladık seni tehdit etmeye çalışıyor kendince ama neden annenin ölüm fotoğrafıyla bunu yapıyor." Ani bir refleksle ona döndüğümde aynı şekilde Alya ve Kuzey de dönmüş olmalıydı ki şokla tek tek hepimize baktı.

"Bu Ela teyze değil." Kuzey'in özenerek seçtiği kelimeler sinirimi bozarken dayanamayıp araya girdim.

Kuzey'in elinden olay yeri fotoğrafını aldığımda Ege'ye döndüm. "Bu fotoğraf geçen sene çekildi ve fotoğraftaki annem değil." Ege'nin kafasının karıştığını gözlerinden anlayabiliyordum.

CARPE MORTEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin