Bölüm 17Soğuktan nefret ederdim.
Soğuktan hiç hazzetmezdim çünkü çok çabuk üşüyen bir insan olmuştum hep. Çocukluğumdan beri var olan kansızlığım asla ısınmama ve sıcak kalmama müsaade etmiyordu ama bende inadına sıcak kalmayı seviyordum.
Aslında şöyle demek daha doğruydu ne üşütecek kadar soğuğu ne de bunaltacak kadar sıcağı seviyordum. Sıcak hissetmeyi seviyordum evet ama bunaltacak kadar sıcak değil. Yani asıl sevmediğim üşümekti soğuk da değil.
Yazın ortasında bu ufak kulübenin içerisinde bir kenara çökmüş titrerken aklımdan geçenler bunlardı. Gecenin ilerleyen saatlerindeydik. Hava çoktan kararmıştı ve burası göl-orman arası bir yer olduğu için hava gündüz olduğundan birkaç fazladan derece daha düşüktü. Üşüyordum. Hem de çok fazla.
Buraya gelirken olanlardan dolayı paniklediğim için de gücümü kaybetmiş gibi hissediyordum. Tam bir çöküşteydim yani şu an.
Gpsleri istediğim gibi çalıştırmıştım ve Bora hiçbir şekilde fark etmemişti bile. Eğer arabam imha edilmediyse ya da Kuzey neden ona eve gitmesini söylediğimi anladıysa çoktan yola çıkmışlardı ve hatta gelmek üzere bile olabilirlerdi.
Tek isteğim bir an önce gelmeleriydi çünkü gerçek anlamda çok yorgun hissediyordum. İstemeden de olsa psikolojik olarak etkilenmiştim ve dinlenmem gerekiyor gibi hissediyordum.
Bora'nın beni getirdiği bu kulübenin içerisi bungalov tarzı döşenmişti birleşik bir mutfak ve oturma alanı vardı, bir yatak odası bir de lavabosu. Beni eve soktuktan sonra kapıyı ve pencereleri alarmlarla kilitlemiş ve kaçacak bir yer bırakmamıştı. Onunla aynı ortamda bulunmak istemediğim için yatak odasına kaçmıştım ama burada da bir anahtar olmadığı ve kapıyı kilitleyemediğim için güvenip gidip yatamıyordum. Kapıyı kapatıp arkasında yere çökmüş kollarımı dizlerimin etrafına sarmış öylece bekliyordum.
Başımı dizlerime yaslayıp öylece otururken yaslandığım kapının kolu hareket etti ve dışarıdan uygulanan güçle açılmaya çalıştı. "Ne var?"
"Kalk yemek ye."
"Senin elinden hiçbir şey yemem ben."
"Kendi elinle yersin o zaman." Israrla kapının arkasından çekilmeyen Boraya oflayarak kapının arkasından çekildim çünkü biraz daha fazla ittirirse böbreğimi falan delebilirdi.
"Rahat bırak beni hiçbir şey istemiyorum. İstediğin oldu kaçırdın tamam işte uzatma." Kolumdan tutup oturduğum yerden zorla kaldırdığında çekiştirerek içeri gitmemi sağladı.
"Birlikte yiyeceğiz." Kolumu ellerinin arasından kurtarmaya çalışırken parmaklarını sıkılaştırıp beni masanın yanına kadar çekiştirdi.
İnatla kolumu kurtarmak için çabalarken dışarıda bir kıpırtı hissettim ve ardından kulübenin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
Bora kolumdaki parmaklarını mümkünmüş gibi daha da sıkılaştırırken beni kendine doğru çekip kokunu boynuma doladı ve gelen tehdide karşı kendini korumaya almaya çalıştı.
Hızla içeriye bir sürü beden doluştuğunda içlerindeki Kuzey ve Burak'ı görmek içimi rahatlatırken Ege ve Tuna'yı görmek şokla gözlerimi aralamama sebep oldu.
"Oo kimler gelmiş, çabuk ayaklanmışsın bizimkiler tam yapamamış işini tüh. Kırsalardı keşke." Kolunun altından kurtulmak için çabalarken iyice sıkılaştırdı ve nefes alışverişimi zorlaştırdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARPE MORTEM
Fiksi RemajaHayatını intikama adamış bir genç kızın nasıl olur da normal bir hayatı olurdu ki ? Olamaz.. Annesine yaptıkları yüzünden üvey babasından intikam almaya kalkan bir genç kız. Ona yardım etmeye çalışan ve aynı zamanda normal bir hayat sürmesini istey...