Zambak Bahçesinde Konuşmalar

319 18 0
                                    


En yaşlı hizmetçi bana Victor un yanına kadar eşlik etti. Kapının önünde yalnız kaldığımda yavaşça kapıyı  açtım. Evraklara fazlasıyla meşguldü ve kaşları çatılmıştı arkadan gelen gün ışığı kahverengi saçlarını kızıla boyuyordu. Orda onu büyülenmişçesine izlerken Victorun sesiyle sıçradım.

"Tanrıçam, neden içeri geçmiyorsunuz? Kapının arkası pek rahat gözükmüyor." Bunu söylerken oyuncu bir yüz ifadesi vardı.

"Ah! Beni ne zaman farkettin ?" Utanmıştım.

"Biri seni çok dikkatli gözlemleyince farketmemek zor oluyor." 

Işte yine o sırıtışı yapıyordu. Sanki her şeyi biliyormuş gibi ama en güçlü orduya sahip imparator olduğu için konuyu değiştirmeye karar verdim.

"Mesajını aldım bir yürüyüş oldukça hoş olur. Davetin için teşekkürler."

"Hiçte bile. Seninle yürüyebileceğim için teşekkür eden ben olmalıyım. Hem konuşulacak önemli konularımız da var. "

Önemli konular mı? Victor la görkemli kraliyet bahçesinde yürürken bunu düşünüyordum. Eski imparatoriçenin en sevdiği çiçek olan zambaklarla bezenmiş bir bahçeydi burası. Adını da burdan almıştı zambak bahçesi.

"Çocukluğum burda geçti. Kardeşlerim ve ben hep bu bahçede saklambaç oynardık. Sürekli düştüğüm için abim hep bana dikkat etmek zorunda kalırdı."

Abisi diye düşündüm.Hildert . Victor her zaman ona güvenmişti. Victorun annesi Sharon un entrikaları bile aralarına girememişti. Yada bu Victor ' un düşündüğüydü. 18 yaşında Victor tahta çıktığında artık Hildert 25 indeydi ve Sharon un komplosu sonucu eşini kaybetmişti. Öfkeyle dolan Hildert Verite krallığı ile birleşerek ıleone ye saldırdı. Bu girişim Lucas ve ordusu tarafından durdurulsa da Victor hiç unutmadı  bu hayatta tek arkadaşı olan Hildert in ihanetini. Ama yine de Hildert in oğlunu evlat edindi ve onu velihat prens ilan etti. Şu an prens 15 yaşında olmalıydı. Ve o 20sine girdiğinde... Yine kalbim sökülüyormuş gibi hissettim. Victor ölmemeliydi. Onun kadar nazik biri ölemezdi. Ama romanı sayısız kez okumuştum ve okuyarak hiç bir şeyi değiştiremedim. 

Belki de yapmam gereken budur diye düşündüm. Günlerdir olayları anlamaya çalışıyorum  ve hiç bir çözüm bulamadım.  Düşündükçe daha depresif hissediyorum. Burda tam olarak ne yapmam gerekmiyor? Asla eve gidemiycek miyim? 

5 yıl sonra ilk başarılı ıleone isyanı gerçekleşecek ve bu dünyada bana nazik davranan tek insanlar ölecek.  İsyanı gerçekleştiren kişilerden nefret edemiyorum çünkü onları anlıyorum ama yine de farklı bir yıl olmalı.  Ileone de sevmediğim hiç bir karakter yoktu. Ve velihat prens o da zorunda olduğu şeyleri yaptı ama buna izin mi verecektim? En azından geleceği bilen biri olarak kurtarabildiğim kadar insan kurtaracağım. Yapabileceğim bir şeyler olduğunu fark etmek beni sakinleştirdi. Kendimi artık o kadar umutsuz hissetmiyordum. Bir çıkış yolu bulana kadar ıleone ye odaklanacaktım.

"Eminim güzel günlerdir. " gülümsedim. "Hiç bu kadar güzel bir bahçe görmemiştim. Çok etkilendim. Ama Victor ,bana tartışıcak önemli bir konu olduğunu söylemiştin?"

Gözlerinden bir endişe parıltısı geçti. Yürümeyı bıraktı ve bana içtenlikle baktı.

"Alyx,aslında sen belirdiğinden beri tapınak ve kule saraya baskı yapıyor. Tapınağa göre tanrıça tapınakta dinlenmeli ve halkı selamlamalıymış-"

Ahhh. Tabiki öyle tapınak tanrıçayı kullanarak güç elde etmek istiyor bunun içinde önce beni saraydan çıkarıp tapınağa bağlı hale getirecekler ve daha fazla takipçi ve bağış almak için kullanacaklar.

"-Ve kule bir değerlendirme yapmak istiyor."

Tamamen şok olmuştum. Kule ileone büyücülerinin nın krallığa bağlı bölümünün adıydı. Tüm dünyadaki en güçlü büyücülerdi ve şakaları yoktu. Tanrıçanın büyü gücünü ölçmek istiyor olmalıydılar. Benim büyü gücümü. Olmayan büyü gücümü.

Victor endişeyle yüzüme baktı. Gerçekten beni düşünüyor gibiydi.

"Yapmak istemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Karşıma kimi aldığım önemli değil. Zarar görmene izin vermeyeceğim."

Ağlıycak gibi hissediyordum. Bu dünyaya düştüğünden beri bu sözleri duymak istemiştim. Gerçekten Victor kendi iyiliği için fazla nazikti.


O sırada siyah pelerinli bir adam imparator ve tanrıçayı izliyordu. İmparator un sözlerini duyduğunda yüzüne tehlikeli bir sırıtış yerleşti.

"Efendi Norman!!! Acele etmeliyiz savaşta iyileşen yaralı askerlerin tam olarak nasıl iyileştiğini hala anlayamadık. Yarına kadar bulamazsak imparator yine bize kızacaktır!"

Siyah pelerinli adam gözlerini bahçeden ayırmadan konuştu.

"Aslında artık onlarla pek ilgilenmiyorum Jeff. Hepsi kurtuldu ne kadar iyi. Az önce çok daha ilgi çekici bir şey buldum. Hayır çok daha ilgi çekici iki şey buldum. Birini yakında çözebilirim. Ve diğeri....Çok eğlenceli olaylar olucak . Kokusunu alabiliyorum."

Baş büyücü Norma nın astı jeff, efendisinin bir deli olduğunu tekrar hatırladı ve hiç eğlenceli şeyler olmayacağını biliyordu çünkü efendi ne zaman mutlu olsa hep kötü şeyler olurdu ve efendisi şuan fazlasıyla mutluydu. Ama daha fazla vakit kaybedemezdi korkunç imparatordan bir azar yemeye gitmeliydi. Yürüken sadece istifasını vermeyi düşünüyordu.





IleoneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin