Gerçekten de deliksiz uyumuştum. Hızlıca dünü düşündüm. Kibar madam Rustchel in çay partisi ne kadar sahte bir tarafı olursa olsun güzel bir anıydı. Leydiler ile sohbet etmede bir sorun yaşamamıştım. Evet güzel bir gündü.
Yavaşça doğruldum ve kapıyı tıklattım. ama gördüğüm kişi hizmetçilerim değildi. Karşımda kırmızı uzun elbisesi ve siyah saçlarının arasında takılmış uzun ince bir dal gibi kırmızı mücevherli tacıyla karşımdaki Düşes Roxanne den başkası değildi. Ne?
...
Alyx si oldum olası sevmedim zaten diye düşündü kibirli düşes. Hizmetçisi ona günün dedikodularını sayarken en ilgi çekici olan tabi ki de tanrıça hakkımda olandı.
Zavallı şey tüm asillerin nefretini kazanmıştı anlaşılan. Yanı bu belliydi. Dün tanrıçanın bir çay partisine katıldığı söyleniyordu. Katılabileceği en kötü etkinliğe katılmıştı. Tüm asiller tanrıçanın ne kadar iğrenç olduğundan bahsediyor sosyete bunula kaynıyordu.
Dün yapılan çay partisi katılımcıları dışlanan sınıftı. Ordaki leydiler dışardan asıl gibi gözükse de yer altı işlerle uğraşan kumar ve bir çok düşük zevke kadar her şeyi satan insanlardı. Onlarla aynı yerde bulunmak istemezdiniz. Sizi de yanlarına çeker tüm servetinizi sömürür ve isminizi ayaklar altına alırlardı.
İşte iyilik timsali olması beklenen tanrıça dün bu partiye katılmış ve esrarengiz bir biçimde herkes olaydan anında haberdar olmuştu.
Tabi tüm hayatını bu entrika dolu çürümüş kafesde geçiren Roxanne gerçeği anlamıştı. Bu Rustchel düşmesinin bir oyunu olmalıydı. O kadın her zaman iyilik timsali gibi rol yapar ve perde arkasından işleri yürütürdü. Düşes gülümsedi. Bu harikaydı. Düşmanları birbirini kırsın döksün. Amacına daha kolay ulasıcaktı.
Kara büyüye bulastığın da 15 yaşındaydı. Insanların onayladığı bir büyü çeşidi değildi. Bunun nedeni tam olarak bilinmese de muhtemelen büyünün karşılığında fedakarlık yapılmasıydı. Mana kullanarak yapılan büyüler sadece kişinin manasını azaltıldı. Mana da belli bir süre sonra kendini yenilerdi. Ama kara büyü öyle değildi. Mana nın yanında bir bedel gerekirdi. Bu bedel ödendiği müddetçe hayal edilemeyecek şeyler yaapılabilrdi.
Tam da bu yüzden çalışıyordu. Roxanne ayrıcalı bir dünyaya doğmuş para güzellik ve zekasıyla herkesi kendine hayran bırakmıştı. Ama mutlu değildi. Bir amacı olmamıştı hiç. Para kazanmasına gerek yoktu. Arkadaş edinmeye çalışmasa da herkes onun arkadaşı olmak için yarışıyordu. Ulaşamayacağı bir şey yoktu. Roxanne böyle düşünerek 15 yaşına geldi. Zindana atılmış kara büyücülükten idam edilecek bir adam dikkatini çekti. İdamına kadar olan 4 gün boyunca saatlerce konuştu o adamla. Ve O adam ona bir anahtar verdi.
"Bedel ağır olduğu için kabul etmediler insanlar kara büyüyü. Üzerinde çalışıp bedeli yok etmemize izin vermediler. Ama sen bana benziyorsun. Öyle olsun madem. Bu anahtar benim fikirlerimi açıyor. Belgin sokağı 12 . apartman bodrumkatı."
Roxanne o bodrum katına gitti. Kısa sürede el yazmaları , kitaplar , kara büyü taşları kısa sürede bu konularda uzman olmuştu. Ve düşünmeye başladı. Bedeli nasıl kaldırabilirdi?
Ve O zaman fark etti. Kutsal güçler. Kutsal güç mana tüketmezdi. Duygulara bağlıydılar. Tam olarak bir beldel olup olmadığını biliyorlardı ama duygular ne kadar güçlüyse o kadar fazla kutsal güç kullanılabilirdi. Bu da eğer kutsal güç kullanabilen birisi kara büyü kullanabilirse bedel ortadan kalkardı. Yıllarca bunun için çalışmıştı. Ve kutsal güç kullanabilen 2 aileden biriydi imparatorluk ailesi. Birinci aile olan Bishope lar kilise için çalışıyorlardı ve 100 yıldır inzivada idiler. Ileone ailesi yani kraliyet ailesi Roxanne nın tek şansıydı.
Düşes uzun uzun yudumlamakla olduğu kan kırmızısı çay a baktı. Aniden sandalyesinden kalktı ve" saraya gidiyorum. Bir araba hazırlayın "diye buyurdu.
Alyx i de Rustchel i de sevmiyordu . Yine de biri kazanıcaksa bu sinsi madam değil saf küçük kız olsundu.
...
Karşımda duran düşese baktım. Burda ne arıyordu o? Hemde sabah daha 8 olmamıştı bile. Roxanne nın görgü kurallarının somut örneği olduğunu duymuştum. Saçmalık.
Ben onu davet etmeden
"Görüyorum ki hala geceliklisin. Bekleyebileceğim bir odaya gidiyorum. Hızlı ol."
Bu sırada Gretta onu misafir odasına götürdü. Cindy yanıma geldi yallaştı:
"Leydim, şey bilmeniz gereken önemli bir şey oldu."
Ben üstüme mor beyaz çiçek desenli elbisemi giyerken Cindy bana Rustcel çay partisinden sonra olanları anlatıyordu. Kandırılmıştım. Daha önce hiç bu kadar kızgın hissetmemiştim. Shelia saçımı rahat bir topuz yaparken ellerimi o kadar sıkmıştımki kanamışlardı. Yarayı kapatmak için de elbisemle uyumlu dantel eldivenleri giydim.
Ama hala bir sorun vardı. Roxanne neden gelmişti ki? Benimle daha fazla dalga geçmek istiyor olabilirdi.
Oturma odasının kapısının önümde durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ileone
FantasyO sabah tek yaptığım bir kitabının üstünde uykuya dalmaktı. Ileone nın üstünde. Ve yavaşça gözlerimi açtığımda gökyüzünden düşüyordum?!!! Tamam bu kötüydü ama düştüğüm yerin bir savaş alanı olması kadar değil. peki ya yanımdaki askerlerin önümde eği...