Gözünüzü seveyim şu yıldıza basın ya.
*
Hayatımda öyle garip şeyler oluyordu ki. Sanki gözlerimi kırptığım an binlerce şey yaşanıyordu da ben gözlerimi açtığım an bunları idrak ediyordum. Aslına bakılırsa hayatımdaki en garip şeyler yaşadığım şu son iki sene içerisinde gerçekleşmişti.
Dünden bugüne kadar yaşamış olduğum her şey bir şakaymış gibi hissettiriyordu. İnanamadığım şeyler yaşıyordum. Kalbim mutlulukla dolsa da içimde bir yerlerin acıdığını da hissediyordum.
Ben hâlâ bu evin içerisinde kaybolmuş bir kız çocuğu gibi hissediyordum.
Daha yeni gözlerimi açmıştım. Gece o kadar zor uykuya dalmıştım ki. Korkut mışıl mışıl uyumuştu. Ben ise bazen nefesimi vererek bazen nefesimi tutarak uykunun beni bulmasını beklemiştim.
Uyku beni bulup uyutmuştu ama gözlerimi açmama yine canımı yakmıştı. Aylardır olduğu gibi yine buz gibi bir yatakta uyanmıştım. Garip de değildi aslına bakılırsa. Korkut'un erken uyandığını biliyordum. Uyanıp da uyanmamı bekleyecek değildi. Elbette giderdi.
Ama üzülmüştüm işte...
Şimdi yattığım yataktan kalmış ve örtüsünü düzeltmiştim. İkinci kez bir evlilik geçiriyor olmam çok enteresan geliyordu. Ama asıl enteresan olan şey iki eşimin de kardeş olmalarıydı.
Bunları düşünmemem gerektiği hakkında kendimi uyararak gözlerimi kıyafet dolabına çevirdim. Dolaba doğru yürüdüm. Üzerimde hâlâ geceliğim vardı. Dolabı açtığımda içindeki siyah beyaz işlemeli kadife elbiseye uzandım ve elime aldım. Bu elbisenin boyu ayak bileklerime kadardı. Ayak bileklerimin birazı görünüyordu. Sorun olmayacağını düşünüp elbiseyi üzerime giydim.
Elbise bileklerimi tamamen açıkta bırakmıştı. Sanırım boyum uzamıştı. Boyum uzamaya devam ediyordu. Elbiseyi ellerimle düzeltip dolaptan beyaz şalı da çıkardım. Şalı yatağın üzerine koyarken aynalı tarağın önüne geçtim.
Dün gece burada saçlarımı taramıştım. Korkut saçlarıma bakmıştı. Saçlarımı güzel bulduğunu söylemese dahi ben buna emindim. Saçlarımı ellerimle okşayarak sağ omzuma topladım. Tarak ile önce uçlarını taradım. Yavaş yavaş tarayarak yukarı doğru çıkardım tarağı. Saçımdaki düğümler açılırken ağzımdan kısık acı dolu sesler çıkıyordu.
Saçlarımın dolaşacağını ve canımı acıtacağını bile bile saçlarımı salarak uyumaktan vazgeçemiyordum. Tıpkı Korkut'u sevmenin canımı acıtacağını bilmeme rağmen vazgeçememem gibi...
Saçlarımı taradıktan sonra saçlarımı ortadan iki yana ayırdım. Siyah saçlarıma bakarken gözlerim bu kez gözlerimi buldu. Kaç aynada bakmıştım yüzüme? Kaç aynada hangi halime şahit olmuştum? Şu an aynada bana bakan Belkıs'ı daha önce hiç görmemiştim. Aynadaki Belkıs'ın yanakları iki yana kıvrıktı. Aynadaki Belkıs, Korkut'un karısıydı.
Tarağı elimden bırakarak saçlarımı iki yandan ördüm. Saçlarım belim hizasındaydı. Örgülü değilken ise kalçalarıma ulaşıyordu. Saçlarımı ardıma bıraktıktan sonra üzerine beyaz şalımı taktım. Şalımı düzelttikten sonra aynadaki aksime son kez baktım ve ardımı döndüm.
Odadan çıkarken derin bir nefes verdim. İlk kez bu odadan çıkıyordum. İlk kez odadan çıktığımda karşımda bu manzarayı görüyordum. Bu odanın kapısından sağa bakınca tamamen gökyüzünü görüyordum. Bu odanın penceresindeki gökyüzü daha güzeldi. Korkut'a desem pencerenin önüne oturmam için bir şeyler koyar mıydı?
![](https://img.wattpad.com/cover/208267821-288-k371199.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN SUYU
Teen FictionBaşıma ne mi geldi? Bir adama tutuldum, görür görmez. Sonra bir duydum ki o da bana tutulmuş. Evleneceğimizi duyurduk tüm köye. Düğünümüze kadar günlerce onu hayal ettim, aşkımı körükledim. Sonra düğün günümüzde bir adam çıkageldi kapıma, elinde atı...