17. Bölüm: "Tahayyül."

5.3K 446 262
                                    

Multimedya;

Satır arası yorum yapmayı unutmayalım.⚘

*

Acı, benimle birleşmiş gibiydi. Belkıs neredeyse acı orayı buluyordu. Doğar doğmaz acı kendisini kollarıma bırakmıştı da beni terk etmiyordu. Tam mutlu oldum dediğim an içimde bulunan acı gün yüzüne çıkıyordu.

Mutfaktan çıktıktan sonra direkt yukarı çıkıp odaya gittim. Korkut'u beklemeden üzerimi değiştirdim ve yatağa girdim. Odadaki mumu da söndürmüştüm. Hava bulutlu olduğundan odaya ay ışığı da girmiyordu. Karanlık beni biraz ürkütse de içimdeki diğer duygular daha ağır basıyordu.

Bir insan sevmese bile eşine böyle bir söz söyleyebilir miydi?

Abartıyor da olabilirdim. Ama onu çok seviyordum. Ondan böyle bir sözü duymak beni çok üzmüştü.

Gözlerimi kapatmış bir şekilde duruyordum. Uyuyabileceğimi zannetmiyordum. Hem saçımı da taramamıştım zaten. Derin bir soluk verdiğim an odanın kapısı açıldı. Korkut gelmişti.

Onu göremeyeceğim için gözlerimi açmadım. Dolabın kapağının sesini duyduktan sonra kıyafetlerinin seslerini işittim. Üzerini değiştiriyordu. Bana söylediği sözler için üzgün olabilir miydi acaba? Belki de iyi ki söyledim diyordu...

Biraz sonra yatağın sağ tarafı çöktü. Yatağa oturmuştu. Ondan gelecek bir kelimeyi bekliyordum. Üzgün olduğunu belli etse geçerdi kırgınlığım. Bekledim ama tek kelime etmedi. Çok geçmeden yatağa uzanıp yorganı üzerine çekti. Uyuyacaktı.

Ona kırılmış olmam hiç umurunda değildi. Bu canımı yakıyordu ama ne yapabilirdim ki? Gözünde abisinin karısı olduğum için kırgınlığımın bir ehemmiyeti yoktu demek ki.

Gözlerimin yandığını hissederken kendimi sıktım. Ağladığımı duysun istemiyordum. Onu sevdiğimi anlamasından korkmaya başlamıştım. Eğer anlarsa kızardı. Abisinin karısıydım, onu sevmemi istemezdi.

Oysa şimdi onun karısı olarak biliniyordum. Allah bizi birbirimize eş yapmıştı...

"Belkıs." dedi belki dakikalar belki saatler sonra. Sessiz kaldım. Cevap vermek istemiyordum. Kalbimin bir yarısı onunla konuşmak için can atsa da bir yarısı ona karşı kan ağlıyordu. Arkamdaki bedeninin hareket ettiğini fark ettim. Bana doğru dönmüştü galiba.

"Uyudun mu?" dediğinde kafamı yastığa daha çok bastırdım. Korkut iç çekti. O iç çekince benim ağlayasım geldi. "Uyumadığının farkındayım." dedi bu kez. Madem farkındaydı kendi kendine konuşsun istedim. Ona cevap vermeyecektim.

"Belkıs inat etme, cevap ver." Sesi biraz yükselmişti. Başımda parmaklarını hissetmemle nefesimi tuttum. Saçlarıma dokunuyordu. Kalbim o kadar hızlı atmaya başladı ki ben bile şaşırdım. Korkut birkaç saniye saçlarımı okşadı. Gerçekten saçlarımı okşadı. Sadece dokunmadı, okşadı.

"Bana dön yüzünü." dedi bu kez. Sesi daha yeni ki gibi yüksek çıkmamıştı. Aksine oldukça kısıktı. Dönmeli miydim? Dönsem ne diyecekti ki? Saçlarımdan ayrılan parmakları tekrar saçlarıma dokundu. Tahayyül gibiydi saçlarıma dokunuşu...

Yerimde hafifçe kıpırdandığımda parmakları saçlarımdan çekildi. Ona doğru döndüm. Gözlerimi açıp yüzüne baktım. Karanlıktan yüzü tam seçilmese de en azından onu az da olsa görebiliyordum. Sessizce gözlerine baktım.

"Sözlerim seni neden incitti Belkıs?" diye soran sanki Korkut değildi. Öyle yumuşaktı ki sesi. Sanki beni tekrar incitmekten korkuyor gibiydi. Belki de korkuyordu. Bilemezdim...

CAN SUYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin