Gece yarısı uyanmıştım, tekrar uyuyamıyordum. Rüyamda onu görmüştüm. Öyle gerçekçiydi ki... Kahraman sanki ölmemişti de gözlerime bakıyordu.
Rüyamda sadece karşımda dikilmiş gözlerime bakıyordu. Ne o ne de ben tek kelime konuşmuştuk. Yalnızca birbirimize bakmıştık.
Uyandığımdan beri de geri uyuyamamıştım. Bakışlarını aklımdan atamıyordum. Yanımda uyuyan Korkut'a baktıkça ağlayasım geliyordu. Kahraman bizi bir yatak içerisinde yan yana gördükçe üzülüyor muydu? Onu öldükten sonra bile üzmeye devam ediyordum.
Güneş daha doğmamıştı ancak benim uyuyacak bir halim kalmamıştı. Gözlerimi kapattığım an bana bakan gözlerini görüyordum. Üzücü olduğu kadar korkutucu bir şeydi.
Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamak istiyordum ama korkmuştum. Ölü bir insanı rüyamda böyle gerçekçi görmek beni korkutuyordu. Sanki ayağa kalksam karşıma çıkacaktı.
Korkut'a baktım tekrar. Sakin bir yüz ifadesi ile uyuyordu. Onu izlerken kendimi rahatlatmak istesem de ona bakarken daha da üzülüyordum.
Aslında ben hep onu sevmiştim. Hayatım boyunca sevdiğim, kalbime aldığım tek kişi Korkut'tu. Bunu Kahraman da biliyordu. Ama ben hâlâ bu durumdan dolayı kendimden utanıyordum. Esas utanması gerekenler bizi bu hayata mahkum edenlerdi ama ben kendimden utanıyordum.
Bazen utanmam gerekmediğine emin oluyor ve hiç üzgün olmuyordum ama şu an aynı şey geçerli değildi.
Rüyamda bana kötü şeyler dememişti, kötü de bakmamıştı. Sadece beni izlemişti. Sanki nasıl olduğumu anlamaya çalışıyordu.
O iyi görünüyordu. Üzerinde kahverengi bir takım elbise vardı. Kahverengi ona çok yakışmıştı. Saçları her zamanki gibi özenle taranmıştı. Her zamanki halinden farklı olarak gülümsemiyordu. Kahraman her zaman gülümseyen birisiydi ama rüyamda hiç gülümsememişti.
Onun için dua ettim. Allah'ın onu cennetindeki kullarının arasına katması için dua ettim. Onun çok güzel bir kalbi vardı. Öldükten sonra mutlu olmasını isterdim.
Korkut'un hareketlenmesi ile düşüncelerimden arınıp ona baktım. Kıpırdanıp üzerini açmıştı. Üzerini açtıktan sonra da uykusuna kalan yerinden devam etti. Benim şu anki halimin farkında olsa o da uyuyamazdı. Ona rüyamdan bahsetmeyecektim. Onu da üzmeme gerek yoktu.
Korkut bu evliliğe yavaş yavaş alışıyordu. Bana olan yakın tavırları ve gülen yüzü bunun kanıtıydı. Her gün sarılmamız, her gün saçlarımı taraması da diğer kanıtlardı. Eğer rüyamı ona anlatacak olursam tüm bunlardan vazgeçerdi. Kat ettiğimiz yol boşa giderdi. Onun benden tekrar uzaklaşmasını istemiyordum.
Özür dilerim Kahraman ama sen de biliyorsun, ben hep Korkut'u sevdim.
Bencil değildim, hiç olmamıştım. Ama seviyordum işte, ne yapabilirdim ki? Sevdiğim adamın da beni sevmesini istemem yanlış mıydı?
Elimi uzatarak Korkut'un avcunun üzerine koydum. Avuçlarımız birbirine tutunmuştu. Uyanıkken elini böyle tutsam ne derdi acaba?
Korkut'la tüm ömrümüz böyle birbirimizden uzak durarak mı geçecekti? İleride nasıl bir hayat bizi bekliyordu merak ediyordum.
Korkut da bunları düşünüyor muydu acaba? Evlenirken bana sadece abisinin karısı olarak kalacağımı asla başka bir şey olmayacağını söylemişti. Bunu hatırlayınca ne düşünüyordu?
Düşüncelerimle birlikte saatler geçti. Bu gecem uykusuz geçmişti. Uykusuzluk dayanamayacağım bir şey değildi. O yüzden bunu fazla umursamadım. Dışarıdan ezan sesi duyulmaya başladı. Sabah olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN SUYU
Ficção AdolescenteKaderin oyunlarının içine düşmüş birden fazla can. Canı acıyacak birçok insan. Bolca hüzün, korku, az biraz da mutluluk. Ama sonucu çokça sevgi. * Dram-3 (04.09.21) Tarih-1 (07.09.22)