Multimedya;
Yıldıza basıp yorum bırakalım.❤🌹
*
İnsanın çok acıması için kan mı akması gerekirdi? Kan akmadan da can acımaz mıydı? Eğer öyleyse bende bir sıkıntı vardı. Çünkü benim canım çok acıyordu. Bedenime bakan acımı anlamazdı. Sapasağlamdım ama çok yaralıydım. Ne garipti sapasağlam insanın içinin delik deşik olması.
Ama ben böyleydim. İçimi açıp baksalar paramparça bir Belkıs görürlerdi.
Hayatım bana sevmeyi bile layık görmemişti. Elbet vardı bir bildiği... Ama yine de canımın acısını durduramıyordum ki.
Kalbimde misafir ettiğim adam yanımda uyurken ama ben ona dokunamazken kalbimin acısını hafifletemiyordum. Aslında tek acıyan kalbim değildi. Her bir zerremde acı vardır.
Korkut'suzluğun acısıydı belki ya da sevgisizliğin...
Hiç, çok seviliyorum diyememiştim. Ama 2 yıldır çok seviyorum diyordum. Korkut'a duyduğum sevginin miktarını açıklamaya çok da yeterli olmazdı belki. Eğer o da beni sevse sevgim yere göre sığmazdı. Ondan bir gram da olsa sevgi görsem kalbimden sevgim köpürürdü.
Korkut bana değer veriyordu. Belki seviyordu da. Ama karısı olarak sevmiyordu. Gözünde küçük bir kızdım. Yahut abisinin karısıydım. Başka bir şey değildi. Her şey bu kadardı. Fazlası yoktu. Neden yoktu?
"Belkıs." Korkut'un tok sesini duyduğumda yattığım yerde sıçradım. Karşımda kapkara gözleriyle bana bakıyordu. Başı hâlâ yastıktaydı.
"Aklın nerede senin?" diye konuştuğunda ellerimi yanağımın altına koydum. "Anlamadım." deyip yüzüne baktım.
"Uyandığımdan beri gözünü kırpmadan suratıma bakıyorsun." demesiyle şaşırdım. Ben uyandığını bile fark etmemiştim ki. Düşüncelerimin içindeyken onun uyanması bilr dikkatimi çekmemişti. Eğer ismimi söylemese öylece ona bakmaya devam ederdim.
"Dalmışım sanırım." derken yattığım yerden kalktım. Korkut saçlarını kaşıyarak o da yerinden doğruldu. Dolaba doğru gittim. Üzerimdeki kırışmış geceliği çıkarmam gerekliydi.
Korkut'a karşı çekingenliğim git gide azalıyordu. Her lafı söyleyebiliyor, her hareketi yapabiliyordum yanında. Yatağa girip uyumaya bile çekindiğim zamanlar vardı. Artık alışmıştım.
Dolaptan Korkut'un kıyafetlerini çıkardım. Korkut ayağa kalkıp kıyafetlerini aldıktan sonra üzerini değiştirdi. Ne kadar alışsam da o üzerini değiştirirken ona bakamıyordum.
"Teyzem laf verirse cevap verme." dediğinde ona döndüm. "Uğraşır seninle, hiç cevap bile verme." dediğinde kafamı salladım. Uğraşacağına emindim zaten. "Bir şey demem." diye cevap verdim. Her ne kadar cevap vermek istesem de saygısızlık yapmazdım.
Korkut üzerini değiştirdikten sonra odadan çıkmıştı. Bahçeye gittiğine emindim. Dolabın önüne geçip içinden mavi renkte bir elbisemi çıkardım. Evlenmeden önce bu kadar elbisem olmamıştı. Şimdi haftada neredeyse her gün başka elbise giyiyordum.
Mavi elbisemi giydikten sonra başıma koyu mavi bir şal taktım. Saçlarımı iki örgü yapıp sırtıma salmıştım. Odadan çıkmadan önce dün Korkut'un yanağını öptüğüm yere baktım. Kendi kendime güldüm. İşaret ve orta parmağımla dudaklarıma dokundum. Ben dün onu öpmüştüm. İnanılır gibi değildi.
Dudağımdaki gülümsemeyle odadan çıkıp merdivenlere doğru yürüdüm. Gözlerim yine eski odama kaymış olsa da hızla merdivenlerden indim. Eğer orada kalsaydım üzülürdüm. Merdivenlerden indikten sonra mutfağa gittim. Gülendam abla buradaydı. "Hayırlı sabahlar abla." diyerek mutfağa girdiğimde bana döndü. "Hayırlı sabahlar kızım." diye konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN SUYU
Roman pour AdolescentsKaderin oyunlarının içine düşmüş birden fazla can. Canı acıyacak birçok insan. Bolca hüzün, korku, az biraz da mutluluk. Ama sonucu çokça sevgi. * Dram-3 (04.09.21) Tarih-1 (07.09.22)