23. Bölüm: "Bahtiyar."

4.9K 433 58
                                    

Kalbim öyle hassastı ki benim, her şeyden etkilenirdi. Bir şeye mi üzüldüm, kalbimin acısını gerçekten hissederdim. Çok mu mutlu oldum, kalbim sevinçle sızlardı. Heyecanlanırdım, öyle hızlı atardı ki acırdı.

Bilmiyorum, belki de bütün insanlar böyleydi?

Ama her insan âşık olabilir miydi? Aşk herkesin başına geliyor muydu? 19 yaşına gelmiştim ama daha bir kişiden bile benim hissettiğim duyguları duymamıştım.

Aşkı öğrenmeden nasıl yaşamaya başlamıştım? Çok garipti.

Karşımda gözlerimin içine bakan bu adamın yüreğimi adeta yerinden etmesi çok garipti. Herkeste olan bir çift gözün ondayken daha da değerli olması çok garipti.

Mübalağa ediyordum belki de. Tamam, insan eşini sevebilirdi. Ama bu kadar da sevebilir miydi?

Doğrusu ben onu eşim değilken sevmiştim. Ömrümce eşim olmasa yine sevecektim, buna emindim.

Allah'ın bana verdiği bu kalbi ben tamamen Korkut'la doldurmuş gibiydim. Kalbimi çıkarıp izleyebilseydim kesinlikle içi tamamen Korkut ile ilgili anılarla dolardı. Korkut'un gülümsemesi, Korkut'un konuşması, Korkut'un ellerime dokunması ve daha nicesi...

Korkut ile günler geçtikçe daha da yakınlaşıyorduk. Son konuşmamızın ardından bir daha benden uzaklaşmamıştı. Ne zaman canımı acıtsa ona söyleyecektim ama o günden beri bir daha canımı acıtmamıştı.

Artık dudakları sık sık tebessüme yuva oluyordu. Bu dünyada görüp görebileceğim en güzel şeylerin başında geliyordu o tebessüm. Korkut benim için zaten çok güzeldi ama gülümseyince çok daha güzel oluyordu.

"Aşağı inecek misin?" Korkut konuşunca oturduğum yerden yavaşça ayağa kalktım. "Evet, ineceğim." diye konuştum. Saat öğle civarıydı. Kahvaltıdan sonra odama çıkmıştım. Korkut da bugün evde olduğu için peşimden gelmişti.

Evdekiler bizi peş peşe yürürken gördüklerinde mutlu oluyorlardı. Zaten mutlulukları gülümseyen yüzlerinden de belli oluyordu. Yüzümdeki yaralar yok oldukça ben de mutlu oluyordum. Yüzümde iz kalmasından çok korkmuştum ama neredeyse hiç iz kalmamıştı.

"Sen evde mi duracaksın tüm gün?" diye sordum. Genelde evde çok fazla durmazdı. "Tüm gün uzanasım var bugün." derken bile yatakta uzanıyordu. Gülümsedim ona bakarken. Günden güne Korkut değişiyordu. İçindeki Korkut dışarı yansıttığından farksızdı. Aslında onun içinde de bir çocuk vardı.

"Sen uzan o zaman tüm gün. Ben şimdi aşağı iniyorum." derken aynadan kendime bakıp başımdaki şalı düzelttim. Korkut bir şey demediğinde ona baktım. Gözlerini kapatmıştı bile. Gülümseyen yüzümle odamızdan çıktım.

Her şey güzel gidiyordu. Her şey güzel giderken korkmayı bırakmalıydım. Ama bu hayat bana bunu alıştırmıştı. Mutluysam korkmak zorundaydım. Her an her şey değişebilirdi.

Bu kez inanmak istedim. Belki de artık her şey güzel olacaktı.

Merdivenlerden aşağı inerken kapıya vurulduğunu işittim. Hızlı hızlı merdivenleri inip kapıya gittim. Kapıyı usulca araladım. Kapının ardındaki kişiyi görünce gözlerimi hafifçe aralayarak kapıyı tamamen açtım. Gelen kayınvalidemin annesiydi. O başka bir köyde tek başına yaşıyordu.

"Neye şaşırdın gelin hanım?" dediğinde hemen suratımı toparladım. "Yok, estağfurullah Fatma ana. Buyur içeri gir." deyip elimle avluyu gösterdim. Ona herkes Fatma ana derdi. Boyu kısa, sert çehreli bir kadındı. Ne kadar sert çehreli olsa da kötü bir insan değildi. Fatma ana ieri girdi. Elinde bir torba vardı. Hemen torbaya uzanıp elime aldım.

CAN SUYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin