15. Bölüm: "Güven."

5.8K 479 168
                                    

Multimedya;

Neşet Ertaş - Gönül Dağı

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

*

Kıpırdayamıyordum.

Parmak uçlarımda, dudağım onun yanağının biraz uzağında gözlerim kocaman açılmış bir halde kalakalmıştım.

Korkut da benden farksız değildi. Nefes bile almıyordu. Elleri iki yanında öylece dikiliyordu. Dönüp yüzüme bile bakmıyordu.

Korkut'un nefes almasıyla birlikte kendime gelip geriye çekildim. Eski yerime, tam karşısına geçtim. Korka korka gözlerine baktım.

İçime derin bir soluk çekip ağzımı açtım ama bir şey diyemeyerek geri kapattım. Ne demeliydim bilmiyordum.

Onu öpmek istemiştim ve öpmüştüm.

Korkut yerinden hareketlenerek kapıya doğru döndü. Kapıya doğru gittiğini görünce konuştum. "Ben de seninle gelmeyecek miydim?"

Korkut'un yanında nasıl bu kadar cesur olabiliyordum? Öyle garipti ki, anlamlandıramıyordum.

Korkut yerinde durup kafasını bana çevirdi. "Gelmek mi istiyorsun?" Kafamı uysal bir çocuk gibi salladım. Bugün doğum günümdü. Doğum günümü onunla geçirmek istiyordum.

"İyi, gel." deyip odadan çıktığında hemen peşine düştüm. Odanın kapasını kapatıp merdivenlere doğru giden Korkut'u takip ettim.

Ben az önce onu öpmüştüm. Az önce teni dudaklarımla buluşmuştu. Bunun mutluluğuyla bir ara ağlamam gerekliydi.

Merdivenlerden arka arkaya indik. Avluda kimse yoktu. Korkut'un yanına geldiğimde Korkut bana baktı. "Burada bekle."diye konuştu. Kafamı salladım. Konuşamuyordum.

Korkut bahçeye gittiğinde derin bir soluk alıp dudaklarıma dokundum. Dudaklarım yanağına değdi diye böyle hissettiysem dudaklarına değse ne oluru acaba?

Bunu düşünmek bile kalbime heyecan verirken titreyen nefesimi dudaklarımın arasından bıraktım. Elimi dudaklarımdan çekip bahçe kapısına bakmaya devam ettim. Zaten birkaç dakika sonra Korkut köpeği ile birlikte geldi.

Korkut yanıma geldiğinde Kara yine bana havlamıştı. Ama bu kez sadece bir kez havlamıştı. Korkut eğilim Kara'nın başını okşadığı için susmuştu sanırım.

"Yürü hadi." dediğinde kapıya doğru gidip kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Korkut ile köpeği de arkamdan geldi. Evden çıktığımızda gökyüzüne bakıp gülümsedim. Hava kararmıştı.

Korkut köpeğini bırakınca korkarak yerimde durdum. Köpeğin önden gittiğini görünce biraz olsun rahatlamıştım. "Niye bıraktın?" diye sorduğumda Korkut bana baktı.

"Kara zarar verici bir hayvan değil. Ve sen de boşuna korkma, yanındayım şu an." Bana yanımdayken zarar vermeyeceğini defalarca kez söylemişti ama ben yine de korkuyordum.

Yürümeye devam ederken etrafıma bakındım. Ara sokaklarda yürüyorduk. Meydana inmemiştik. Evlerin arasından yürürken Korkut'a baktım. Oldukça ciddi bir surat ifadesiyle köpeğini izliyordu.

"Seninle akşam karşılaşmıştık ya, hatırlıyor musun?" diye sordum. Köpeği yüzüme yüzüme havlarken gelmişti. O zamanlar Korkut'a kalbim yeni yeni akıyordu.

"Ne zaman?" diye sormasıyla kaşlarımı kaldırdım. Gerçekten unutmuş muydu? "Bir yıldan fazla oldu. Ara sokakların birisindeydik." Korkut bana baktı. "Saçlarında şal yoktu." demesiyle kafamı salladım. O gün bile saçlarım açık dışarı çıkmamam hakkında beni uyarmıştı.

CAN SUYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin