Aşk bu mu sizce?
Hayatında hiç yaşamadığın acıyı yaşıyorsun. Bu acıyı yaşatan insana aşk oluyorsun. İnsan severmiydi acı çekmeyi? Acı çekincemi hayatı anlıyoruz? Acımı bizi güçlü yapar? Bizi ne güçlü yapar? Aşk, para, acımı yoksa? Acı yapardı. Peki ne zaman acı çekerdik? Birini kaybedince. İnsan sevdiyini kayb edince acıdan yerinde duramaz. Birine tutunur. Bende Yamaça tutundu. Acı çekdik doğru. Ama şimdi kaybetmek yok. Savaşıcam. Onun yanında olucam.
Merti kapıda görünce birşey oldu endişesi vardı." Noldu?" diye sordum.
" Ne olucak kızım. Sevgilimi denize götürmeye geldim. Ha birde seninkide seni istiyor." ben size söyleyeyim Zeyneb Merti çok değiştirdi. Ya da ben Merti tanımıyordum. Deniz güzel fikirdi. Denize girmeyi sevmem. Genellikle seyr etmeyi severim. Zeyneb deniz sözünü duyunca sevincinden az kalsın bacağını kırıyordu. Yatağından öyle zıpladı ki, korkudan dört köşe olduk. Hemen hazırlanıb aşağı indik.
" Evet bu gün eylenmeye hazımıyız gençler." bunu çok neşeli şekilde söyledi Mert. Yamaç hemen kulağıma eyilib fısıldamağa başladı.
" Bu böyle değildi." evet az önce ki, soruma cevab gelmişdi. Demek Merti değiştiren Zeynebmiş. Çocuk Zeyneb gibi birini bulduğu için sevinden deli olmuş.
" Evet." bu cevabı Merti değiştiren Zeyneb vermişdi. Denize doğru addımlamaya başladık. Deniz gören Zeyneb ve Mert çocuk denize girmek için çocuk gibi koşmaya başladılar. Yamaç denize girerken benim girmediyimi görüb hemen konuşmaya başladı.
" Sen girmeyecekmisin?"
" Yok ben denize girmeyi pek sevmem. Genelde seyr ederim."
" Tamam. Sen bilirsin." denize girmeye doğru addımladı. Bazen böyle öküz oluna biliyor. İnsan bir yanımda kalır. Yada ne bileyim girmek için ikna eder. Net bir öküz. Zeyneb ve Mert denizde şakalaşıyorlardı. Eğlenceli çiftiydiler. Çok komikiydiler. Yamaçsa yüzmekle meşğuluydu. Ben denizi seyr ediyordum. Zeyneb denizden çıkıb yanıma geldi.
" Ne yapıyorsun sen?"
" Hiç denizi izliyorum." diye cevab verdim.
" Denizimi Yamaçımı izliyorsun." sorsunu sorub gülümsemeye başladı.
" Yamaç denizin ortasında olduğu için gözüm ona kaçmış ola bilir. Nede olsa denizde." diye cevab verdim. Mantıksız bir cevab olduğunun farkındaydım. Yamaç denizden çıkıb bizim tarafa gelmeye başladı.
" Çiçek sen izlemesende diğer kızlar izliyor. Baksana nerdeyse Yamaçın içine düşecekler." evet gerçektende öyle. Hemen ayağa kalkıb denize taraf addımladım. Deniz dizlerime kadar gelinde Yamaçın tam karşısındaydım. Hemen önüne geçtim. Şaşırmış gözlerle bana bakıyordu.
" Ne yapıyorsun Çiçek?" evet bu soruyuda şaşırmış ses tonuyla sordu.
" Hiç.. Güneş vücudunu yandırmasın diye durdum. Yani yanmasını istemeyiz dimi?" saçmalamaya başladım. Evey kıskanıyordum. Kıskançlıktan ne yapacağımı bilmiyordum. Doğru.
" Çiçek güneş yandan vuruyor." evet yandan vuruyordu.
" Yok canım. Öndende vuruyor. Sen iyi görmüyorsun." iyice aptallaştım. Gerizekalıyım. Mert denizden çıkıb Zeynebin yanına gitdi. Zeyneb olanları anlatdı. Daha sonra Zeynebi ve Merti bize doğru koşarak geldiyini gördüm. Mertin elinde havlu vardı. Yanımıza gelince Mert konuşmaya başladı.
" Havluyu al yenge. Üstünü ört." hemen Mertin elinden alıb Yamaçın üstüne örtdüm. Saçmaladığımı biliyordum. Ama ben ne yapayım.
" Çiçek güzelim ne yapıyorsun." Yamaç qarip bakışlarla bana bakıyordu.
" Dedim ya sevgilim. Güneşden koruyorum seni." Zeyneb eğlenerek gülmeye başladı.
" Ben seni anladım sen beni çok fena kıskanıyorsun." deyib kahkaha atdı. Daha sonra konuşmaya devam etdi.
" Kıskanmana gerek yok güzelim. Benim gözüm senden başka herkese kör." evet yenildim. Söyledikleri karşısında yenildim. Saçma bir sırıtmayla yüzüne bakarak konuşmaya devam etdim.
" Bakmazmısın?" saçma sorular serisinden devam ediyoruz.
" Bakmam." dedi. Beni burda vurun. Gözü açık gitmem. Hepimiz denizden çıktık.
" O zaman akşam yemeğini dışarda yiyelim." Zeyneb fikrini öne atınca hemen Mert konuşmaya başladı.
" Bencede güzel olur." ola bilirdi.
" Evet olur." dedim. Yamaç konuşmaya başladı.
" Önce kıyafetlerimizi değiştirelim. Sonra benim tanıdığım bir yer var. Orda yiyelim." herkes kendi odasına girdi. Zeyneb ve ben sırayla duşa girdik. Önce ben girdim. Duşuma alıb çıktıktan sonra Zeyneb girdi. Hava biraz soğuk olduğu için kotumu giyindim. Genellikle makyaj yapmazdım. Ama bugün yapmal geldi içimden. BB kremimi sürüyordum ki, kapı çaldı. Kim ola bilirdi? Oda serviside ola bilir diye düşündüm.Kapıyı açınca karşımda Yamaçı gördüm.
" Mert duş alıyor. Bende senin yanına geleyim dedim." benim düşünmen o kadar hoşuma gidiyor ki, anlatamam.
" Bende makyaj yapıyordum." ben bu cümleyi söylerken o içeri girdi.
" Sen makyajını yap. Ben burda oturucam sadece." burda oturmağa yer olmadığı için yerde oturuyordum. Oda benle birlikde yere oturdu. Makyajımı yapmağa başladım. O sadece beni izliyordu. Dikkatlice. Göz makyajımıda bitirib allık vurmağa başladım. Allıktan birazda Yamaçın üzüne vurdum. Çok az bir şekilde. Gülümsemeye başladı. Gözleride gülümsüyordu. Bu gözleri kayb ede bilme ihtimali bile beni korkutuyor. Zeyneb kıyafetini giyinib duşdan çıktı.
" Enişte ne yapıyorsun burda? Makyajmı?" Makyaj sözünü duyulmuyucak şekilde söylemeye çalışdı. Ama ven duydum. Mert bana yenge diyiyor. Zeyneb Yamaça enişte. Gerçekten komik bir durumdu.
" Gidiyorum şimdi. Beş dakikaya aşağıda olun." diye söyleyib gitdi. Zeynebde biraz makyaj yapdı. Sonra aşağıya düşdük.