Gerçeğe doğru

15 5 9
                                    

Tek çarem dua etmek. Herşey yolunda olsun diye dua etmek. Çaresiz kalmak kadar insanı inciten hiçbirşey yok. Bir saatdi ameliyyathanedeler. Sadece bekliyordum. Mert ve Zeyneb yokuydu. Telefonum çalmaya başladı. Hemen elimi çantama atdım. Telefonu götürürken bir not kağızıda yere düşdü. Arayan Ayşe teyzeydi. Konuşmaya halim yoktu. Telefonu kapadım. Yere düşün notu elime aldım ve açdım.

" Ölmesini istemem. Yaşamasını isterim.
Ona güvenmedin. Güvenmeni isterim.
Söylediklerine yalan dedin. Ya doğruysa demeni isterim"

Şok içinde elimde olan nota bakıyordum. Ne yapacağım ben? Hemen Grupa yazdım.

2 sevgili 2 evli
Çiçek: Hemen buraya gelin.

Mert: Birşeymi oldu kardeşime?

Çiçek: Hayır başka konu. Buraya gelin.

Mert: Tamam.

Şimdi nolucak? Bu ola bilirmi? Babamın katili diye nefret etdiyim insan suçsuz ola bilirmi? O zaman kim o katil? Kafamda yüzlerce soru var. Mert ve Zeyneb yanıma doğru geldiler. Yüzleri meraklı bir şekildeydi.

" Noldu" diye hemem sordu Mert. Elimde olan notu ona doğru uzatdım.
Zeyneb ve Mert şoklar içinde notu okumaya başladılar.

" Kim verdi bunu?" Mert hemen sordu.

" Bilmiyorum. Çantamın içinden çıktı" Mert hala şok içindeydi. Yüzeme aptal ve şok geçirmiş bakışlarla baktı. Ben konuşmaya başladım.

" Yamaç amcasını kurtarmak için bana yakınlaştı. Hatda kimden şüphelendiyini söyleyecekdi. Ama ben aptal konuşmasına izin vermedim. Mert ne biliyorsan lütfen söyle" gözlerine bakarak söyledim. Belki konuşur diye. Zeyneb ne söyleyeceğini bilmiyordu.

" Ben...Ben bu konu hakkında soru sorunca konuşmuyordu. Yani bilmiyorum" umutsuz bir ışık gelmişdi Mertden. Yine bir çaresizlik.

" Ne yapıcaz peki?" çaresiz bir soru daha.

" Buldum. Çanta kafede kalmışdı. Zeyneb sen kimise gördünmü? Dikkat çekicek bir insan?" çaresizliyim yok oldu.

" Çantanın yanında hiç kimse yoktu. Ama ben gitdiyim zaman garip giymiş bir adam vardi. O adam bizim masaya çok yakın oturmuşdu"

" Peki ya nasıl giyinmişdi? Belki onu bula biliriz" belki bula bilirdik. Ama belki.

" Büyük bir kazak giymişdi. Siyah renkte. Yine siyah rengde pantalon. Şapkasıda vardı" Eğer burdaysa bulmak kolay olucak. Nedenmi? Kim bu sıcak havada oyle kalın giyerki?

" O zaman ayrılıyoruz. Ameliyyat uzun çekicek. Ayrılıb arıyalım" mantıklı fikirdi.

" O zaman ben birinci katı arıyayım. Zeyneb ikinci katı. Çiçek sense üçüncü katı. Bu kişi kimse katili bilme olasılığı var" Şuan ikici katda olduğumuz için Mert aşağıya indi. Bense yukarıya çıktım. Burda odalar vardı. Çoğu hasta odalarıydı. Hemen aramaya başladım. Girdiyim ilk oda boşdu. İkinci odaya girince uyuyan bir hasta vardı. Hemen çıkıb diğer odaya girdim ve bir doktorla yüz yüze kaldım.

" Özür dilerim. Birini arıyorumda" hemen sorgulamasın diye odadan çıktım. Diğer odalarada baktım. Zeynebin tarif etdiyi gibi biri yoktu. Telefona mesaj geldi.

2 sevgili 2 evli
Mert: Buldunuzmu?

Çiçek: Hayır hiç kimse yok.

Zeyneb: Bende bulmadım.

Mert: O zaman ne yapalım?

Zeyneb: Hemen buraya gelin. Doktor ameliyyatdan çıkdı.

Mesaji okur okumaz ameliyyat odasına doğru addımladım. Doktorun yüzüne bakıb birşeyler anlamak istedim. Ama hiçbirşey anlamdım.

"Noldu?" sessizliyi bozdum.

" Merak etmeyin ameliyyat başarılı geçdi. Tümörü çıkardık. Ama şimdilik uyuyor" nasıl yani uyuyor? Bu ne demek?

" Komadamı?" diye sordu Mert.

" Hayır. Biz kendimiz uyutuyoruz. Kendini toparlaması gerek. Üç gün böyle uyusun. Sonra duruma bakarak karar veririz. Ama ölüm tehlikesini atlatdı" son cümlesi beni o kadar mutlu etdiki. Teşekkür ederim sevgilim. Benimle kaldığın için teşekkür ederim. Kendime söz verdim. Bulucakdım. Katilin kim olduğuni araştırıcakdım. Eğer Yamaçın amcası suçsuzsa onu hapisden çıkarıcaktım.

" Ben bir karar verdim. Bulucam. Babamı öldüren adamın Yamaçın amcası olub olmadığına emin oluncaya kadar arayıcam. Benimlemisiniz?" hemen Mert elini uzatarak konuşdu.

" Senizleyiz" kelimesini söyledikden sonra Zeynebde elini uzatdı.

" Senizleyiz" bende hemen elimi onların elinin üstüne koyarak.

" Hadi başlayalım o zaman" dedim.

" Peki o zaman ne yapıcaz?" Zeyneb hemen sordu. Güzel soruydu. Cevabımda vardı.

" İlk önce babamın cinayyetiyle ilgilenen adamla konuşucam. Ben babamın nasıl öldürüldüğünü bile bilmiyorum. Bunu duymaya hiç cesaretim olmadı" gerçekten hiç cesaretim olmadı. Nasıl öldüyünü. Kaç saat ölü olarak kaldığını. Kanıtları bile bilmiyordum.

" O zaman burda beklemeyelim. Kardeşim uyanınca amcasını görürse nasıl sevinir biliyormusun. Evine git o bahs etdiğin kişiyi ara ve konuş. Yeni ne olursa bize mutlaka söyle" doğru söylüyordu.

" Tamam" dedim.

" Biz seni bırakalımmı?" diye sordu Mert.

" Hayır taksiyele giderim. Böyle daha iyi olur"

" Sen nasıl istersen. Görüşürüz" Zeyneb geçirdiği şoklardan sonra konuşmaya başladı. Hasteneden çıktıkdan sonra taksiye bindim. Bulucakdım katili bulucaktım.


Ay ışığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin