Hepinize selam. Evet bu bir veda değil. Sayenizde sonsuz olucaz. Çok konuşmayayım. Aşağıda konuşuruz:)
" Ay nikah memurumuz, yıldızlar şahidimiz olsun" bu bizim hikayemizin repliyi olsun.
Bazen insan bu hayatda çok acı çeker. Bazıları bu acılara yenilir. Bazıları acılara göğüs gelerek kazanır. Ben kazanmıştım. Benimle olanlar kazanmıştı. Biz kazanmıştık. Belki duymuşsunuzdur gökkuşağının çıkması için yağmur yağmalı. Ne olursa olsun bir mutluluk için bedel veririz. Ya önceden yada sonradan. Ben önceden bedelimi ödemişdim. Şimdi mutluydum. Kendimi çiçekli bir yolda yürürken hiss ediyordum. Huzurlu. Rengarenk bir yerde yürüyordum sanki. Etraf huzur kokuyordu. Huzur kokan tarafda Yamaçın olduğu tarafdı. Ben o tarafa doğru gidiyordum. Taksi hastanenin önünde durdu. Haluk bey ve ben taksiden indikden sonra hastaneye doğru addımladık. Hızlı addımlarla doktorun odasına doğru addımlıyordum. Benim ardımca Haluk bey geliyordu. Yüzümde hafif gülümseme vardı. Bunun sebebi cezaevinden çıkışıydı. Gözünde Yamaçı görmek sevincide vardı. Benim kalbim kırık olsada babamın katilini bulduğum için kendimi herşeye rağmen iyi hiss ediyordum.
Doktorun odasının önünde durub kapıya yavaşca vurdum. "Girin" kelimesini duyar duymaz kapıyı açıb içeriye girdim. Benim ardımdan Haluk beyde geldi. Beni gören doktor hemen konuşmaya başladı." Çiçek kızım hoşgeldin"
" Hoşbulduk. Bu Yamaçın amcası Haluk bey" yanımda duran Haluk beyi gösterdim. Elini doktora uzatarak konuşmaya başladı.
" Çiçek bana Haluk bey desede ben hem Çiçeyin hem de Yamaçın amcasıyım" önce doktora sonra bana bakarak gülümsedi.
" Çok güzel. O zaman hadi gelin Yamaçı uyandıralım" işte o muhteşem ana geliyorduk. Heycandan ve sevincden kalbim hızla atmaya başladı. Doktor odadan çıkarak Yamaçın bulunduğu odaya girdi. Ben ve Haluk bey daha doğrusu Halum amca dışarıda beklemeye başladık. Vakit sanki akmıyordu. Yada bana öyle geliyordu. Yerimde duramıyordun. Yamaç başarmışdı. Hayatda kalmayı başarmışdı. Bana verdiyi sözü tutmuşdu. Benle kalıcakdı. Sesizce beklerken doktor odadan çıktı.
" Artık gire bilirsiniz. Önce Çiçek kızım sen gir. Yormayalım Yamaçı." tamam bakışı yaptıkdan sonra Haluk amcaya baktım. Oda bana girmem için göz kırpdı. Kapını yavaşca açıb odaya girdim. Ordaydı bana bakıyordu. Gözlerinde yorgunluk ve başarı vardı. Gözümden bir damla yaş aktı. Zafer göz yaşı. Sevinc göz yaşı. Aşk göz yaşı. Hemen gözümden akan yaşı silib ona doğru yakınlaştım.
" Çiçek" dudakların çıkan ilk kelime benim ismim oldu. Kendi ismimi daha çok sevmeye başlamıştım.
" Yorma kendini. Bak burdayım. Yanındayım. Kazandık." dedim. Başarmıştık. Biz olmayı. Güçlü olmayı başarmıştık. Sesiz durarak uzandığı yatağın ucuna deyen parmağımı tutdu.
" Sana bir süprizim var" gülümseyerek söyledim. Hemen kapıya doğru addımlayarak Halum amcaya içeri girmesi için işare yapdım. Hemen içeri girdi. Yamaça yakınlaşarak ona sarıldı. İncitmemek için sıkı sarıldmadı.
" Amca" evet amcasını gördüğü için çok sevinmişdi.
" Sen nasıl kurtuldun?" yine konuşdu. Yorgun olduğu için kelimeler dudağından zorla çıkıyordu.
" Çiçek kızım sayesinde. Çiçek biliyormusun çoçukken senin ismini ben koydum" bilmiyordum.
" Gerçektenmi? Nerden aklınıza geldi?" diye sordum.
" Evet ben koydum. Çoçukken çok zarifdin. Çiçek gibi kokuyordun. O kadar güzeldin ki, dokunmaya kıyamıyordum. Babanda bana ismini koymak için izin verdi. Bende Çiçek isminin sana çok yakışacağını ve ismine benzeyeciğini düşündüm. Doğru düşünmüşüm. Aynen bir Çiçek gibi zarif ve güzelsin." Yamaça baktığımda hayran bakışlarını gördüm.
" Çok teşekkür ederim. Yamaç sendende çok özür dilerim. Sana inanmadığım için" özenle yaratılan dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.
" Özür dileme. Yanımda kal yeter bana" Haluk amca konuşacaktı ki, şarkı duymaya başladık. Evet hastenede kim böyle yüksek sesle şarkı dinler? Mert odaya girince önce şoklar içinde ona baktık. Önde geliyordu. Zeynebse arkasından kıkırdıyordu.
Uyuyan güzel aç gözünü,
Dinle aşığın sözünü.
Vermişim sana özümü,
Benim ay kızım sultanım.Şarkı Merte göre çok uyumluydu. Yamaçı uyuyan güzel olarak görüyordu. Haluk amca ve ben gülmeye başladık. Yamaç önce garip bakışlar atdı daha sonraysa gülmeye başladı. Hemşirelerden biri gelib Merti uyarana kadar.
Herşey tamamdı. Benim hikayemde böyleydi. Hiçbirşey bitmedi. Sonsuz olduk. Mutluluk içinde kaybolduk. Sonsuz olduk.Hikayemizin sonuna geldik. Umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Umarım birazda olsa kendinizi bu hikayede bulmuşsunuzdur. Bu yolculukda benimle olduğunuz için hepinize sonsuz teşekkür ederim. Yazmam için bana ilham verdiyiniz ve umut olduğunuz için birdaha teşekkür ederim. Hep mutlu olmanız dileyiyle:)