Otlu (esrarlı) sigarayı yakmıştı. Böl. 9

175 15 0
                                    

Hikayeni yazmaya başla

"Esra'yı o ana kadar herkes kandırılması kolay, çok saf bir kız gibi görüyorlardı, ama acaba gerçekten öyle miydi?"

                Kenan; lüks bir otomobille okulun kapısında beklerken, Esra ile ilgili fantezi yapıyor, hayaller kuruyordu. Esra çok hoşuna gitmişti. Her ne olursa olsun, Esra'yı Aytaç'la tanıştırmayacak, kendine saklayacaktı.

                Nedenini anlayamıyordu. Kızın yüzü hep gözünün önündeydi. Kızın kendisini o kadar çok etkileyen şeyi neydi? Tamam, kız çok güzeldi. Çok daha güzel kızlarla da beraber olmuştu. Ama Esra çok daha farklıydı. Yoksa? Sade güzelliği ve utangaçlığı mı etkilemişti. Allık sürmüş gibi, kızın yüzü hep pembeydi

                Bir seferinde ne olmuştu da? Hatırlayamadı. Bir şeyden dolayı Esra utanmış, utandığı için de yüzü kıpkırmızı olmuştu. İşte o an kıza bayılmış, âşık olmuştu. Kınalı gibi kızıla çalan, dalgalı saçlarıyla çok farklıydı. Hele gözlerinin mavisi! Masmavi gözleri, nazar değmesin diye özellikle yüzüne konmuş gibiydi. Boyu da kendisine yakındı. "Bir yetmiş olmalı!" diye düşündü.

                Yeni yeni gelişen vücudunu; yuvarlak kalçaları, kadınımsı olarak tamamlıyordu. Göğüsleri de fena sayılmazdı. Ölçüleri iyi biliyordu. Asla da yanılmamıştı. Seksen beş olmalıydı.

                Tekrar hayal kurmaya başlamıştı.

                Nasıl olsa geldiklerinde Cüneyt'le Tuğba arkaya geçer, Esra da mecburen yanına otururdu. Bakışlarından, onun da kendisine olan ilgisini fark etmişti. Kaçmazdı gözünden. Tecrübelerinden biliyordu. Bir kızın elinden tutup bırakmazsan, o kıza güven verirsin. O güveni sağladın mı, öpmek kolaydı. Gerisi de nasıl olsa gelirdi.

                Onun için fırsatını kollayıp elinden tutacaktı.

                Kendini öyle hayallere kaptırmıştı ki, geldiklerini bile fark etmemişti. Biri kapıyı açmak için zorladığında korkmuş, bakınca da camdan kendisine bakan Cüneyt'i görmüştü.

                Kapılar kilitli olduğu için, Cüneyt açmak istemiş, açamamıştı. Hemen düğmeye basarak kapıları açtı. Tuğba'nın yanında Esra'yı görünce de sevindi.

                Kenan acemice davranmış. Tuğba'ya göz kırparak, Cüneyt'le birlikte arkaya geçmelerini istemişti. Göz kırptığını Esra görmüştü. Hemen itiraz etti. "Hayır. Cüneyt öne geçsin." Tuğba'ya bakarak; "Biz kız kıza arkada otururuz."

                Göz kırptığını görmemiş olsaydı, belki de öne oturacaktı. Ama Kenan'ın göz kırpması? İşte o soru işaretiydi.

                Esra'nın bu ani tepkisi karşısında Kenan çok bozulmuş, bu da yüzüne yansımıştı. Kekeleyerek; "Sen, sen yanlış anladın beni. Ben, onlar sevgili diye öyle istedim. Peki, sen bilirsin."

                Sesindeki soğukluğu Esra anlamıştı. Kenan'ın 'Onlar sevgili, o yüzden onların arkaya geçmelerini istedim' demesi de kendisini suçlamasına neden olmuştu. Ama ne olursa olsun hiç öyle bir şey yaşamamıştı.

                Yine de kendini suçlu hissederek, üzgün bir şekilde arka kapıyı açarak arabaya bindi.

                Tuğba, Cüneyt'e bakmıştı. Cüneyt başıyla arabaya girmesini işaret etti. Tuğba kızgın bir şekilde yüzüne bile bakmadan Esra'nın yanına oturdu. Belli ki olanlardan o da memnun değildi.

Tuzak. Anka kuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin