O bir eroinmandı artık. Bölüm 54

155 7 0
                                    

Eve geldiğinde Esra kapıyı sessizce açtı ve içeriyi dinledi, hiçbir ses yoktu. Rahatladı. Demek ki Annesi uyanmamıştı. Uyanmış olsaydı, şimdi evde fırtınalar esiyorlardı.

                Rahatlamıştı, hemen odasına girip kendini yatağa attı. Terlemesi; titremesi, hatta eklem yerlerindeki ağrıları bile geçmişti. Kendini çok iyi tısladı. Esnemeye başlamıştı, gözlerini kapadı.

                Yattığı yerde Aytaç aklına gelmiş, onu düşünce de korkmuştu. Ondan onun kötülüklü, ona yaklaşmamalıydı. Yine kandırmaya başlamıştı

                Ellerini havaya açtı; "Allah'ım sana söz veriyorum, yemin ediyorum bu oğlum. Bir daha asla hiçbir şey almayacağım! ... 

***

         Gülay kalktığında içinde bir huzur vardı.

Esra'nın odasından ses gelmiyordu. Sessizce mutfağa gitti, buzdolabından kahvaltılıkları çıkardı. Sessizce masayı hazırlamaya başladı. Masa hazır mektup, üşgün için kızının kahvaltı yapmadan evden çıkacağını biliyordu. Eskiden bu kız değildi düşündü.

Tam evden üzereydi, Esra'nın odasından gelen sesi duydu. "Esra, kızım ben çıkıyorum. Kahvaltını hazırladım, karnını doyur, öyle çıksın." Diye seslendi

***

Geç kalmıştı. Metro istasyonu epeyce uzaktı, hiç yürüyesi de yoktu. Dolmuşla gitmeyi düşündü. Bozuk para almak için çantasını açtı, paraları göremedi. Çantasını iyice açıp, karıştırmaya başladı; paraları bulamadı, paralar yoktu!

         Oysa çok emindi, içinde tam beş yüz lira olacaktı. Esra olmalıydı. Öfkeyle; Esra! Esra çabuk kalk! Paraları ne yaptın? Sen mi aldın? "diye bağırmaya başladı.

         Esra cevap vermemişti. Tekrar; "Esra! ... Çabuk kalk, kemiklerini kırdırma bana!" diye bağırdı

         Esra, annesinin bu kadar çabuk fark edeceğini hiç düşünmemişti. O yüzden önce uyuyor numarası yapmak istedi, ama annesinin odasına geleceğini de biliyordu. Onun için annesi gelmeden, yataktan çıkmalıydı. Hemen kalktı

         Düşündüğü gibi olmuş, annesi öfkeyle odasına girmişti. Yeni uyanıyormuş gibi, gözlerini ovuşturarak Annesine baktı; Anne'den! Ne parası? Daha dün verdin! Parayı ne yapayım? Para mara görmedim, ihtiyacım olsa, senden isterdim. "

         O kadar rahat ve pişkin olduğunu söylediğine de hayret etmişti.

Esra'nın bu kadar kendinden emin konuşması Gülay tereddüt etti. Yine de şüpheyle; "Esra yalan söyleme, dün işten çıktığımda cüzdanım da beş yüz lira vardı!"

         Tekrar çantasını açıp baktı; "Yok işte, bulamıyorum!"

         Esra'nın yalanladığını söyleyip gözlerine bakınca hep anlardı. Gözlerinde; "Kızım bana doğruyu söyle; kalacağım bak aldıysan söyle."

         Dikkatle Esra'nın yüzüne baktı, yalanğinde yüzü kızarırdı. Şimdi ise yüzü kızarmamıştı. Çantasını tekrar açarak, icine bakmaya başladı. Çok iyi kontrol etmişti, ama şaşırmış ve tekrar bakıyordu.

         Esra rol aldı devam ediyor, kendi kendine şaşırıyordu. Onunla suçlandığı için bir haber; Anne bana niçin inanmıyorsun? Gece gece, parayı ne yapayım? Anne karşındayım inanmıyorsan. İster çantamı, istersen üstümü ara, ben almadım. Boşuna da günahımı alma, o parayı ya düşürmüş ya da çaldırmışsındır. İyi düşün, dün nerelere gittin, neler yaptın? "

Tuzak. Anka kuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin