Esra'nın aklında sadece hap vardı. Tuğba'nın söylediği hiçbir şeyi duymuyor gibiydi. İki gündür hap almadığı için kendisini boşlukta ve çok yorgun hissediyordu. O yüzden isteksiz bir şekilde; "Peki, İyi o zaman. Hadi gidelim."İçinde yine bir sıkıntı oluşmuştu. Fısıldar gibi konuşarak "Offf! Bugün bana ne oluyor, anlamıyorum; içim daralıyor, gözlerim de patlayacak gibi nefes alamıyorum!"
Esra fısıldayarak konuştuğu için Kenan ne dediğini anlamamış, o yüzden de otomobili hareket ettirmemişti. Esra; "Gideceksek acele edelim."
Kenan otomobilin boşta olan vitesini takmış hareket etmişti hemen.
Esra neredeyse önüne geçerek Kenan'a baktı. Kenan yolu görmekte zorlanıyordu.
Esra; "Sanki her yerim titriyor. Kenan, aşkım, yanında leblebi var mı?"
Kenan gülerek; "Aşkım eve kadar sabret."
*
Aynı saatlerde Hasan Usta masada tek başına çay içiyordu. Gülay fırındaki son tepsiyi çıkartıp, tezgâha koyduktan sonra Hasan Usta'nın yanına gitti.
Kendini hiç iyi hissetmiyordu. Yorgun bir şekilde masada oturmakta olan Hasan Usta'nın karşısındaki boş sandalyeye oturdu. "Afiyet olsun ustam, bugün kendimi hiç iyi hissetmiyorum. İşimi bitirdim, biraz erken çıksam, sanırım cereyanda kalmışım; her yerim ağrıyor." Konuşurken de, acı çektiği yüzünden belli oluyordu.
Hasan Usta, Gülay'ı ablası gibi seviyordu. Öyle hasta ve yorgun görünce de üzülmüştü. Nasılsa işlerini bitirmişti, erken çıkmasında bir sakınca yoktu. "Abla istersen sen çık, ben patrona söylerim."
Tanıdığı bir doktor aklına gelmişti. "Abla biraz beklersen, birlikte çıkalım. Hastanede tanıdığım bir doktor var. Ona gidelim. Seni iyice bir muayene etsin."
Ustasının kendisiyle böyle ilgilenmesine sevinmişti; "Ustam o kadar da değil. Üşütmüşüm. Yatıp biraz dinlenirsem, geçer. Evde nane, limon kaynatır, sonra da terlerim. Merak etme, yarına bir şeyim kalmaz."
Hasan Usta, hâlâ kendisine bakıyordu. Gülay; "Ben çıkabilir miyim?" diyerek yüzüne baktı.
Hasan Usta, başını sallayarak; "İyi o zaman, çık. Bir şeye ihtiyacın olur veya kendini daha kötü hissedersen mutlaka haber ver. Ben, seni doktora götürürüm. Haydi, tekrar geçmiş olsun!"
Gülay içinden; 'Çok iyi bir çocuk,' diye düşündü. "Sağ ol ustam. Haydi, sana kolay gelsin."
Üstünü değiştirmek için soyunma odasına doğru yürürken, aklına evdeki eksikler gelmişti. Metro İstasyonu'nun yakınında olan market aklına geldi. "Metro'ya binmeden önce, oradan alırım," diye düşündü.
Arkadaşlar lütfen! Emeğe ve yazara saygı için beğenin. Olumsuz olumlu düşüncelerinizi yorum olarak yazınız. Teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuzak. Anka kuşu
AcciónLise iki de okuyan bir kızın uyuşturucu içeren maddeyle tanışması. Uyuşturuşu tacirini ağına düşürebilmek için kurduğu tuzaklar. Eroin bağımlısı haline geldikten sonra eroin bulabilmek için yaptıkları. Uyuşturuşu tacirinin kucağına düştükten sonra z...