22¡Bana Şaşkın Deme¡

40 5 10
                                    


⭐⭐⭐

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Balkabağından bir arabam yoktu ve ben bir baloya üvey annemden gizli gelmemiştim. Saatle ilgili bir sorun olmadığı için öylece tepenin yamacında oturuyorduk o adamla. Gariptir ama ondan bana bir zarar geleceğini düşünmüyorum. Ki saat geç olmasına rağmen etrafta dolaşan insanlardan da içim rahattı.

Henüz yavru köpeğin annesi gelmemişti ve biz bu yavrunun annesini bekliyorduk saatlerdir. Bundan gocunmuyorum. Aksine hoşuma bile gidiyor. En azından ufakta olsa bir canlıya yardımım dokunacaktı. Ama emin olduğum bir durum var ki oda dışardan biri sırf bu yüzden bu kadar saat bu yavru için beklediğimizi görse deli olduğumuzu düşüneceği kesindi. Hatta gülerdi de. Şöyle bir gerçek, kimin ne diyeceği pek umrumda değil. Ne yaparsam yapayım insanlar kendi bildiklerini okur ve o tabuları yıkmak dünyaya barışı getirmekten daha zor.

Kucağımızda uyukluyordu bu minik canlı. Bir ara aç olduğunu düşündüğümüz için aşağıdaki marketlerden süt almıştık. Ben yavru köpekle kalmış O ise onlari almaya gitmişti. Gelirken birkaç atıştırmalıkta getirmişti. Onun dışında pek iletişime geçmemiştik.

Ismini henüz bilmediğim aklıma geldi. Pek önemli değildi ama ben girişken sayılırdım yaklaşık iki buçuk senedir. Öncesinde öyle değildim, beni değiştiren ise arkadaşım Deniz olmuştu. Aslında onunla tanışmamız enteresan olmuştu.

"Fark ettim de henüz tanışmadık..." konuşmamı beklemiyor olacak ki kafasını gökyüzünden indirdi ve sadece başını çevirip bana baktı. Düşünceliydi, bakışları bir o kadar dağınık.

"Ben Rüyam." Dedim. Aslında akşamdan beri buradaydık ve ben sus pus oturmaktan sıkışmıştım artık. Ve gerçeği söylemek gerekirse ismini hiç mi hiç merak etmiyordum. Maksat sessizliği bozmak.

"Tamam." Dedi sadece. Bu tavrı gerçekten sinir bozucuydu.

"Ne bekliyordun ki Allah'ın dağ adamından..." Dedim kendi kendime sessizce homurdanarak. Ama beni duyduğuna emindim.

"Efendim?" Dedi içinden geçirdiğim şeyi doğrulayacak sorusuyla.

"Hani biri ismini söylerken karşıdaki de söyler ya ismini... Yanlış anlama seninle tanışmaya meraklı olduğum için değil, maksat zaman geçsin. Ama bakiyorumda çıtınız çıkmıyor."

"Gereksiz konuşmayı sevmiyorum."

"Benimle derdiniz ne? Varsa öyle bir şey söyleyinde çözelim. Sürekli tersliyorsunuz, hep ters ters cevaplar."

"Bir derdim falan yok, benim olayım insanlarla... insanları sevmiyorum kısaca."

"Vay be o zaman insanlarla konuşmamanız bizim için bir şans desenize!" Dedim, susmayı tercih etti. Ama ben susmayı uzun zaman önce bırakmıştım.

"Bakın sizin için söylüyorum yanlış anlamayın ama bu haliniz çok garip. Sadece bana karşı mi öylesiniz bilmiyorum fakat böyle yaparak herkesi kendinizden uzaklaştırıyorsunuz. Tamam insanları sevmek zorunda değilsiniz. Ama bu size insanları rencide etme hakki da vermiyor. Sürekli sinirlisiniz, etrafa adeta ölümcül bakışlar atıyorsunuz. Insanları kırıyor ve gıcık ediyorsunuz."

"Biri ya da birileri hayatınızı mahvetti diye diğer insanları suçlamayın... seni ne kadar bağlar bilmiyorum fakat hayat her şeye rağmen devam ediyor. Sizde devam edin. Duvarlarınızı yıkın."

Bakışları konuşmam boyunca gozlerimdeydi. Fakat ben onun kadar uzun süre bakamıyorum. Kaçırıyordum sürekli. Ama tüm dikkatliyle beni dinlemesini beklemiyordum. Sözümü keser yeya beni tersler diye düşündüm ama hiçbirini yapmadı.

Kimsem Olsan Ya / Yarı Texting(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin