28¡Son Gece¡

37 4 0
                                    

⭐⭐⭐

Derin bir sessizlikle birlikte sahilde yürüyorduk. Ikimizdende ses çıkmıyordu. Denizin iyotlu kokusunu tüm hücrelerimde gezdiğini hissedebiliyorum. Güzeldi, hep yaşamak istediğim bir yerdi. Deniz kenarında küçük bir ev. Yanında kedi ve köpeklerimle bir ömür geçirip onlarla yaş almak...

Kucağımdaki Mor'u yere bırakıp tasmasından tuttum. Zayıftı henüz, ama ziyanı yoktu zaman her şeyin ilacı nasıl olsa. Paytak adımlarla önümüzde yürümeye çalışıyordu. Ayağı birbirine dolanıp tökezlediğinde bu haline hafif seslice güldüm. Yüzümdeki gülümsemeyle Egemen'e doğru döndüğümde onun zaten bana baktığını gördüm. Yüzündeki ifade dikkatimi çekti, dalmıştı. Utandım, gülüşüm ufak bir tebessüme dönerken önüme döndüm hemen. Hala bakışları çehremdeydi. Bu biraz beni geriyor ve utandırıyordu.

Tekrar ona dönüp yoğun bakışlarına aldırmadan konuşmaya çalıştım.

"Şuradaki gölgeliğe geçelim mi biraz? serinleriz."

"Tabi, olur geçelim." Dalgındı, bir şeyler düşündüğü kesindi. Aklında dönüp duran bir sorun var gibiydi.

Ilerdeki koca kayanın yere düşen gölge kısmına doğru gittik. Sessiz geçen adımlardan sonra gölgelik yere yerleşip oturduk. Önümüzde uzanan Mor'a bakarken gülümsüyordum.

"Şimdi karşına çıksa ne tepki verirdin?" Tüm dikkatim Mor da olduğu için duymamıştım. Ona dönerken yüz ifademden duymadığımı ya da anlamadığımı farketti.

"Güzel Adam dediğin kişi... sana yeniden dönse onu affeder miydin?" Bu soruyu beklemiyordum. Ama bunu düşünmüştüm, sadece fazla üstünde durmamayı tercih ediyorum.

"Bunca zaman sonra karşıma çıkmaz. Ona kırgın değilim, onu affedeceğim bir durum yok o yüzden. Insan değer verdiği birine kıyamaz. Evet, her mutlu anımda, üzüldüğümde ağladığımda güldüğümde elim telefona gidiyor ama orda olmayacağına o kadar eminim ki. Özlüyorum bazen, sonra diyorum ki görmediğim birini nasıl özleyebilirsin ki?" Önünde bulunan kısa ve ince çubukla kumu eşeledim konuşurken. Devam ettim tekrar.

"Aslında ben onu çok kırdım. Bu üç yıl içinde düşünmem için çok zamanım oldu. Haksız olan taraf benim, yani bendim... Bana çok kırıldı biliyorum... Gerçi o zamanlar hayatım tepetaklaktı. Her kötü anımda ona patlıyordum. Beni her zaman alttan alıyordu, bana zaman veriyor ve üstüme gelmiyordu. Haksızdım hemde çok fazla. Ani kararlar aldım, o da öyle... şimdi her birimiz bir yerde." Konuşurken ona bakmamayı tercih ediyordum.

Sessizce beni dinliyordu Egemen, tüm dikkatiyle hemde. Düşünüyorum da ona karşı çok önyargılıydım. O iyi bir insan, ilk başlarda çok kabaydı kabul ama birkaç gün de bu kadar değişmesini beklemiyordum. Yufka gibi bir yüreği vardı buna eminim.

Hiç konuşmadı, bende konuşmadım. O denize dalmıştı, bir şeyler düşünüyor gibiydi. Düşünceleri karşısındaki deniz gibi derin ve dipsiz olmalıydı ki ona sürtünen Mor'u fark etmiyordu bile. Ben ise her tarafı izliyordum. Mor'u, Egemen'i, denizi, sahilde dolaşan insanları biraz gökyüzünü.

Bir süre sonra kalkmıştık.

⭐⭐⭐

Eflatun renkli düşlerdi gençlik. Her geçen günle beraber koyulaşan koyulaştıkça insanı yutan...

Aynanın karşısına geçtiğimde bu gece ki müzayede için hazır sayılırdım. Üstümdeki bluz etek konbin, açık bıraktığım saçlarım... Topuklu ayakkabı sevmezdim bu yüzden spor ayakkabı tercih etmiştim. Makyaj olarakta şeftali tonlarında bir göz makyajı ve dudak nemlendiricisini yeterli bulmuştum.
Fondöten sevmezdim, aslında fazla özenmedim kendime. Gayet sıradan giyinmiştim.

Kimsem Olsan Ya / Yarı Texting(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin