BÖLÜM 34

804 34 1
                                    

Keyifli okumalar ...
ASYA

Gecedir yüreğinle hesaplaşma saatin.
Gözyaşlarının ıslatacağı hafif şişkin yastığa başını dayadığında başlardı zihn-i mahşer.O zaman anlardın ne kadar aciz olduğunu...O zaman farkına varırdın acizliğin içinde göğe uzanan yakarışın değerini....

Zihnimde bir kitabın satırlarının yankıları dört dönerken açtım yeni güne gözlerimi usulca.Hafifçe şiş olduğunu anladığım gözlerimi ovuşturmayı bırakarak yataktan kalkıp üstümü değiştirdim aheste aheste.

Dün akşamın hayatımda başlattığı değişim zihnimi, sabahın erken saatleri olmasına rağmen uyanık ve açık tutarken yüzümü yıkadıktan sonra salona geçtim ağır adımlarla.Karan gittikten sonra biraz daha terasta oturmuştum.Ardından hangi vakitte uyuduğumu bilmediğim bir zamanda yatağa gitmiştim suratımda kurumaya yüz tutmuş gözyaşlarımla beraber.

Karan ile barışmak gönlümü rahatlatmıştı.
Ancak babam ile olan karşılaşmam yüreğime derin bir korku salmış ve bunun ağırlığını ağlayarak üzerimden atmaya çalışmıştım çaresizce.

Şimdiyse Pinhani'nin dingin sesinde dinlediğim 'Dön bak dünyaya.' şarkısı eşliğinde,sabahın temiz havasının evimin dört bir yanını doldurmasını isteyerek teras kapısını sonuna kadar açıp perdeleri de en geriye çektim.Güneşin yakmayan sıcaklığı ve ışığı dolarken içeri,balkonun mermerine dayanarak etrafa bakındım.

Bakışlarım aşağıya kapının önüne ulaştığında ise gördüğüm görüntüye ağzım açık şaşıp kalırken bir koşu içeri geri dönerek masanın üzerinden telefonumu aldıktan sonra tekrar terasa çıktım.
Dudaklarımda ister istemez oluşan tebessüm aklıma gelen düşünceler eşliğinde daha da büyürken,diğer yanım sıkıldı bu duruma.

Telefonun çaldığını belli eden ses ile beraber kalbimin gürültülü atışı senkronize atıyordu sanki.

"Günaydın külkedisi.Beni çok özlediğini farz ediyorum.Özledin değil mi?"Karan'ın hafif alaylı ama neşeli gelen sesi benliğime bayram havası yaşatırken gülmemek için kendimi zor tutuyordum.Çünkü şu an ona kızmam gerekiyordu.

"Sen hani eve gitmiştin?Ne işin var arabanın içinde?Ne zamandır oradasın Karan?Dinlenmen gere..."

"Gidemedim."Lafımı kesen Karan ile susarken,söylediği cümle kalbimde etkili çarpıntılara sebep oluyordu.Bakışlarım aşağıya tekrar ulaşırken arabanın camından kafasını çıkarmış ve yukarıya bana sevimli sevimli bakan Karan ile karşılaşmam bir oldu.

"Seni yalnız bırakamadım.Seni burada tek başına bırakıp tekrar kaybetmek istemedim.
Başına bir şey gelmesinden bu kadar korkarken seni bütün bir gece yalnız bırakamazdım."dediğinde aramızdaki mesafeye rağmen gözlerinin içimi okuyan ışıltısına ağlamak istedim.

Sırf bana zarar gelmesin diye bütün bir geceyi arabada iki büklüm geçirmişti.Beni korumak için kendi rahatını hiçe saymıştı ve şimdi öyle güzel bakıyordu ki.

İçim ısındı.Sen ne güzel adamsın.Benim adamım...

Artık sevgiliydik biz öyle değil mi?Her şeye,herkese rağmen birdik.Külkedisi ve kasıntı öküz köprüleri yeniden birleştirmişti.

"Sen..."diye fısıldarken telefona doğru gözlerimi kaçırmaksızın Karan'a bakıyordum.Ona söylemek istediklerim içimde birer maytap misali patlamak ve ortaya çıkmak için fırsat kolluyor,suratımda saçma ama engellenemez bir tebessüme sebep oluyordu öylece.

KARA İKİLEM # YANILGI SERİSİ 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin