BÖLÜM 21

911 43 0
                                    

Keyifli okumalar ...

"UZAY!.." 

On adım ötede koyu renk tshirtü,rahat gözüken sportif görünümü ve tasmasını tuttuğu sevimli mi sevimli kara köpekle duruyordu.
Şaşkın halime tebessüm ederken yanıma geldi birkaç adımda.

"Melek.." derken şakacı bir şaşkınlık içine girivermişti.Ben ona böyle mi bakmışım?
Bildiğin şaban olmuşum adamın karşısında.
Hala aynı şekilde baktığımın farkına varır varmaz içten bir silkelenişle kendime geldim.

"Kusura bakma şaşırdım seni görünce." diye geveledim avanak halimi toparlama çabası içinde.Burada görmeyi bekleyeceğim son kişiydi.

"Fark ettim."söylediği kelimeler kısa olsa da,
nedense daha fazlasını fark ettiğini düşünmeden edememiştim.Duygularımı saklama hissiyle tebessüm maskeme sarıldım hiç bozuntuya vermeden.

"Ne işin var burada?"diye sordum karşımda dimdik ayakta durduğu anda,gülümseyerek ayaklarının dibinde,beton zeminde bir şeyler arayan ufaklığı işaret etti.Kapkara yavru köpek ileriye geriye geziniyordu önümde.

"Beyefendiyi gezmeye çıkardım.Her akşam bir saat İstanbul gecelerine akmadan rahat edemez." dediğinde bu sefer gerçekten güldüm.Minicik tatlılık abidesine doğru eğilip pratik bir hareketle kucağıma aldığımda Uzay da hemen tasmasını çıkarmıştı alışılmışlığın getirdiği bir rahatlıkla..

"Demek beyefendi İstanbul'un ünlü çapkınlarından." kendi kendime mırıldanırken kucağımda ki güzelliğin yumuşacık tüylerini okşadım yavaş yavaş.
Hoşuna gitmiş olacak ki kıpır kıpır hali durulup kollarımın arasına iyice kuruldu.
Rahatı yerindeydi.

"Ama bu çok şeker...Sen çok fena bir şeysin." adını bilmiyordum.

"Adı ne?"diye sorduğumda elleri ceplerinde bu halimi gülerek izleyen Uzay'a baktım. Denizin kenarındaki bu halimize benim de içten içe gülesim gelmişti.

Uzay yavrunun başını sevgiyle okşayıp "Kömür."diye cevapladı sorumu.Tam da bu çapkına yakışan bir isimdi doğrusu.

Koyu tüylerinde gezdirdim ellerimi."Adı gibi pek bir şeker kendisi."

Uzay oturalım mı diye önerdiğinde arkamızda ki boş banka oturduk.
Kucağımda mayışmış köpeği severken bakışlarım Uzay'a kaydı.Sakin ve huzur yayan bir enerjisi vardı etrafa.Çam yeşili bakışları önce gecenin karanlığı ardından denizin dipsizliğiyle buluşup usulca temiz havayı soluduğunda,bunun için şükreder gibiydi.Sonraysa onu neden böyle incelediğimin farkına varamadan yeşiller benim mavilerimle çarpıştı aniden.
Yakalanmış hissine kapılırken yanaklarımın kızarmaya başladığını hissediyordum.

"Sen neden buradasın?" gözlerimin içine baka baka sorduğu soruda neler olduğunu çözmek ister gibiydi sanki.
Bu temastan kaçınmak istercesine gözlerimi ayırıp Kömür'ün başını okşadım önüme dönerek.

"Yürümek istedim biraz.Hava da güzeldi.
Deniz kenarında yürümeyi de sevdiğimden öyle çıktım işte." kaçamak sözlerle yanıtladım sorusunu.

Aslında kaçmak istedim Uzay.Fakat yapamıyorum debeleniyorum yoruluyorum ama yapamıyorum.Tam da bu yüzden belki dağılırım diye yürümek istedim.Nefes almak ve bu karmaşıklıkta bir ışık bulmak...

Ama zihnimde fır dönen kelimeleri tabiki de ona söylemedim.

"Özel bir akşam sonrası yürüyüşüydü sanırım." üstümdeki parlak mürdüm rengi elbisemi işaret ettiğini biliyordum.

"Ezna'nın düğün öncesi stres atması gerekiyordu.Ordan geliyorum aslında." diye açıklayınca Uzay'ın meraklı bakışlarıyla karşılaştım.Ezna'yı soruyordu tabi ki.

KARA İKİLEM # YANILGI SERİSİ 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin