BÖLÜM 25

965 45 1
                                    

   Keyifli okumalar ... 
ASYA

Offff! Niye çamaşır suyu kokuyor?
Yine temizlik seanslarından birine mi başladın Hazan?

Ortak yaa!Resmen burnumun direkleri kırıldı burada.Ne yapıyorsun sen öyle acaba?Bu vızır vızır sesler nereden geliyor?Yoksa yine brokoli çorbası mı?

Yaa!Kaç kere diyeceğim acaba sana çorbasını değil,yoğurtlu salatasını yap şunun diye hem alacağın olsun senin,insan üstüme bir battaniye falan örter değil mi?Titriyorum resmen burada.Hasta mı oluyorum yoksa yine?Amanın!Sakın gelme yaz gribi,ortalıkta elimde peçetelerle dolaşmak istemiyorum.Bak gelme,önceden anlaşalım.

Kollarımı etrafıma dolamak için kaldırınca plastik kablolara dolandım.
Kablo mu? Ne kablosu bu yaa? 
Panikle gözlerimi açmaya çalıştım ama sanki uhuyla yapıştırılmış gibi açmak da zorlanıyordum.Açtığımda ise parlak ışıklar gözlerimi kısmama neden olurken beyaz bir tavana baktığımı fark ettim.

"Kendine geldi! Sonunda..." Hazan'ın rahatlamış sesinin ardından derin bir ohhh çekiş yükselmişti.

"Sakin ol Peri Kızı.İyi Asya."Mirza teskin edici bir tonda mırıldanırken,bunların ne halt ettiğini merak ediyordum.Mirza'nın ne işi vardı evde?Hem bunlar niye endişeliydi?

"Alacağın olsun Hazan.Dondum burada insan bir battaniye örter üstüme."diye geveledim.Dümdüz yattığımdan, onları göremediğim için doğrulmayı denedim güçlükle.Omuzlarımı saran sıcak eller yerimde kalmamı sağlarken,okyanus mavisi gözlerle karşılaştım hiç beklemediğim bir şekilde.

Karan becerikli ve ilgili bir hareketle yan tarafımda bir şeylere uzandığında yatakla birlikte doğrulmaya başladım.Krem rengi duvarları olan,akşamın karanlığını içeri sızdıran çizgili stor perdeleri,pencerelerin önündeki bej rengi ikili koltukla,yatağımın bir yanındaki komodine yaslanmış Hazan ve onun yanındaki Mirza,diğer yanımda ise hiç de rahat görünmeyen demir sandalyede oturmuş Karan vardı.Kolumda serumum ve tepemde cıp cıp damlayan sesini işittiğimde,
bir hastahane odasında olduğumu anca anladım.Her tarafım sızlarken,başımda hafif bir ağrı geziniyordu.Elimi saçlarıma götürürken ne aradığımı bilmiyordum ama başımın sağ tarafındaki şişlik,bastırmamla acımaya başlamıştı.

Dövülen,yüzü gözü mahvolmuş kadın,
manyak herif,o şerefsize karşı giriştiğim kavga ve Karan... Yaşananlar bulanık zihnime teker teker dökülürken yüzümü buruşturdum.

Bozulmuş numarası yapan sitemli haliyle, beyaz hastahane örtüsünü üzerime örten Hazan'a baktım düşüncelerim arasında.

"Ortak ne dedin de yapmadım sanki.Ayrıca böyle korkudan krizler geçirmeme neden olduğun için daha çok alacağım olacak senden sanırım." Kızmış gibi gözüküyordu ama bir anda yaralarımın elverdiği ölçüde sarıldı canımı acıtmamaya dikkat ederek.
Gerçekten onu endişelendirmiştim.

"Brokoli çorbası yapma diyorum.Yapıyorsun mesela." diye mırıldandım üstümdeki bakışların farkındalığıyla utanırken.

Hazan geri çekildiğinde alınmış gibiydi.

"Brokoli çorbamı seversin." Mirza'nın kolları arasına girdiğinde ise sırıtıyordu.

"Hayır hiç sevmem.Mükemmelliyetçi yanın bunu bir türlü kabul edemedi sadece ." diye şikayet ederken sağ elimi okşayan nazik parmakların sahibine döndüm şaşkınlıkla.

Kaşlarının arasında gevşemeye yüz tutmuş izden,durgun suratına kaydı gözlerim.
Karan'ın kaşına pansuman yapılmış,sağ gözünün alt tarafına yara bandı takılmıştı.
Alt dudağının kenarı da pansumanlıydı.
Benim için kavga etmişti o dağ ayısıyla.Beni kurtarmak için..
Bu yüzden bu haldeydi.Üstündeki beyaz gömleği kan lekeleriyle doluydu hala.Niye eve gitmemişti?Görevi bitmişti nasılsa.

KARA İKİLEM # YANILGI SERİSİ 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin