BÖLÜM 14

1.1K 48 0
                                    

Keyifli okumalar....

Bazen anlayamazsın hiçbir şeyi,
kavrayamazsın başına geleni,çözmeye çalıştıkça daha da gömülürsün o kara deliğe,daha da saplanırsın belirsizliğin gri haline...
Ben bu belirsizlikte boğuluyordum.Her saniye,her dakika ve her gün yeni bir şey oluyor,çığ olup tepemden aşağı çöküyordu sanki.Geçmişin sancılarından kurtulmaya çalıştığım onca zamana rağmen,gelecek olana hazırlıksız yakalanmıştım.Güya hazır ve nazır dimdik ayakta olacaktım değil mi?Oysa ne denli viran olduğum dün gece belli olmuştu.Bir eşya misali paketlenip arabaya tıkıştırıldığım da direnişim işe yaramamış,
dikkatsizliğim ve fiziki güçsüzlüğüm şerefsiz Necati'nin işini kolaylaştırmıştı.
Aynı şekilde Çolak Tuğrul'a karşılık verememiş,karnıma attığı tekmelerin ağırlığı altında ezilmiştim.Kısacası yediğim golleri unutamadığım için;birinciyi düşünürken ikinciyi,ikinciyi düşünürken üçüncüyü yemiştim.

Belki de Karan olmasaydı bu karambolden kurtulamayacaktım.O pislik heriflerin elinde kim bilir nelere tanık olacak,nelere karşı koymak zorunda kalacaktım. Abime ulaşmak için beni kullanacak,etmediklerini bırakmayacaklardı.Abi dediğim adam yüzünden olmadık şeylere maruz kalacaktım.Maruz kalmıştım.

Elimden kaymakta ısrarcı olan iplere asıldıkça daha çok düşüyordum sanki.
Hayatımda kontrol edemediğim bir şeyler oluyordu ve bundan nefret ediyordum.
Toparlamaya çalıştığım dünyam,çevremi saran mıknatıslar yüzünden farklı yörüngelere çekiliyordu.Farklı evrenlere itildikten sonra,yolumu kaybettiğim vakit serbest bırakılıyordum bir kukla misali.
Kayıp olmak bitmiş olmaktı belki de.Beni kaybettiklerin de bütün mesele de kapanıyordu.Aklım karışık,pusulam şaşmış,bir çizgi arıyordum yeniden başlangıç yapabilecek....

Tekrar yaşama girebilecek.Düşüşümü bitirip tekrar ayağa kalkmamı sağlayabilecek.Her düşüş bir öğrenişti çünkü.Her düşüş bir tokattı gerçekleri kavratan.Her düşüş acımasızdı kalbi kıran..

Oksijeni vakumlarcasına solurken,etrafıma bakındım.Yemyeşil ağaçlarla çevrili bahçede köşedeki banka kurulmuş,oyuncakların arasında koşuşturup duran çocukları izliyordum yaklaşık yarım saattir.Bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri insanda onlara katılma isteği uyandırırken,
hediyelerini dağıttığımız zaman ki surat ifadeleri ise tam anlamıyla portrelikti.
Hediyeleri almak için uzandıkları o ilk temasta çekingenliklerine rağmen,
gözlerinde yerini belli eden ışıltı insanın kalbini ısıtıyordu.Sahip olamadıklarına üzülürken onlar için daha fazlasını yapabilme isteği esir alıyordu kalbi o anda..

Uzay,bir süredir vakıf müdürünün odasındaydı bildiğim kadarıyla.

Çocukların odalarından birinde onu bulduğumda çevresine toplanmış çocuklarla el kızartmaca oynuyordu vakfa ilk geldiğimde.Tebessüm ettiren,huzurlu bir görüntüydü bu...

Yüzlerindeki gülüşlerinden ve gürültülü şamatalarından eğlendikleri belliydi her birinin.Oyunlarını bozmayıp kenardan izlediğim sırada bir süre sonra Uzay'ın bakışları beni bulmuştu.Çocuklara tekrar geleceğini söyleyip yanıma geldiğinde ilk söylediği şey dün gece erken çıkma sebebimdi ve hemen peşinden Hazan'ın ona söylediklerini söylemişti.Tıpkı Hazan'ın ona dediği gibi yorgun olduğum için ayrıldığımı anlattıktan sonra endişelendiğini gözlerinden anlamıştım ama o sırada çocuklar yanımıza gelince konu da kapanmıştı.Neyse ki dün gece başıma gelenlerin hatırası yüzümde bir morluk olarak yer etmediğinden hiçbir şey anlamamıştı.
Hemen sonraysa beraber çocuklarla oyunlar oynamış,ve onlara aldığımız hediyeleri dağıtmıştık.

KARA İKİLEM # YANILGI SERİSİ 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin